Güncelleme Tarihi:
“Ela Gözlü Pars: Celile” , Saray ressamı Fausto Zonaro’nun öğrencisi olarak büyüyen, adını resim sanatına altın harflerle yazdıran, Türkiye’nin ilk kadın nü ressamı olarak tarihe geçen, şair Nazım Hikmet’in annesi, Yahya Kemal Beyatlı’nın ela gözlü sevgilisi, idealist, gözüpek , enttelektüel ve büyüleyici bir kadının, yani Celile’nin fırtınalı yaşam öyküsünü anlatıyor.
İki cenahtan paşa kızı ve paşa torunu olan, olağanüstü güzelliğinin yanı sıra fırtınalı hayatıyla da tarih sahnesinin dikkat çeken kadınlarından bir haline gelen Celile Hanım, İstanbul, Paris ve Roma sosyetesinin gözdelerinden biriyken, oğlu Nazım Hikmet’in sürgün yıllarının kederini ve mücadelesini vermek zorunda kalmıştır. Oğlu cezaevinde açlık grevi yaparken Celile hanım da İstanbul’da Galat Köprüsü üzerinde başlattığı imza kampanyasıyla memlektin gündemine yerleşir. Nâzım Hikmet’in Yahya Kemal Beyatlı’ya öfkesi…
Jön Türkler ve İttihat-Terakki önderliğinde 1908 yılında gerçekleşen Hürriyet devrimiyle birlikte Türkiye aydınlanma ve modernleşme yolunda ilk büyük adımını atarken, diğer yandan Meşrutiyet rüzgarları da esmektedir. Değişen devirle birlikte söz konusu paşaların düzeni de zamanı da geçmeye başlar.
Böylesine sancılı bir dönemde eşi Hikmet Bey’den ayrılarak Büyükada’ya yerleşen Celile, aynı dönemlerde Yakup Kadri Karaosmanoğlu’yla yaptığı görüşmelerin birinde şair Yahya Kemal Beyatlı’yla tanışır ve aralarında tutkulu bir aşk başlar. Güzelliği ile herkesi büyüleyen Celile hanım, Yahya Kemal’i hayli etkilemiştir. Lakin bu ilişki özellikle Celile hanım açısından oldukça zor ve hayal kırıklıklarıyla dolu olacaktır.
Aralarındaki ilişki günbegün dilden dile yayılırken annesi hakkında yapılan yerli yersiz dedikodular, o dönem Bahriye Mektebi’nde okuyan Nazım Hikmet’in de kulağına gelir ve genç adamın huzurunu kaçırır. Aynı zamanda Nazım Hikmet’in okuldan da hocası olan Yahya Kemal Beyatlı, Celile hanıma duyduğu aşktan korkup geri adım atmaya başlayınca ve tam da evlilik kararı alınmışken bu fikrinden vazgeçince büyük bir hüsran yaşanır. Nazım Hikmet, annesini yarı yolda bırakan hocasını hiçbir zaman affetmez.
Onunla her karşılaştığında yüzünün ortasına bir yumruk geçirmeyi arzu edecek kadar öfkelidir. Diğer yandan Celile hanım için de zor bir süreç başlar. Celile hanım, cezaevinde açlık grevi yapan oğlu Nazım Hikmet’in ölümüne engel olabilmek için Galata Köprüsü’nde eylem yapıp direnirken, yanından bir yabancı gibi geçip giden Yahya Kemal, bu tutumuyla Celile hanımın kalbine bir hançer daha indirir. Yalın ama güçlü kalemi ile döneme parlak bir ışık tutmayı başaran yazar Osman Balcıgil’in duygu dolu mektuplarla zeginleştirdiği “Ela Gözlü Pars: Celile” heyecan veren, feyz olan ve hüzünlendiren bir hikâye…