Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2005 00:00
MALTEPE’den mühendis M. Kemal Ulusoy, CHP’de son yaşanan delege seçimlerindeki skandallarla ilgili olarak ‘Bu uygulamalar için yargıdan bir sonuç alamıyoruz. Hukuksuzluklar için AİHM’ye gitmeye de partim için utanıyorum. Biz ne yapalım?’ diye tepki gösteriyor.CHP’nin sonbaharda yapılacak olağan kurultayı için kongre takvimi başladı. Delegeler ‘seçildi!’, şimdi de ilçe kongreleri başlıyor.Ancak delege seçimlerinin naylon üyelerle ve Siyasi Partiler Yasası’na (SPY) aykırı ‘üye listeleri’ ile yapılması ve buna bağlı olarak birçok yerde itirazların fazlalığı dikkat çekiyor. İtirazlar üzerine bazı savcılıkların ceza davaları açması, kongre sürecini şimdiden tartışmalı hale getiriyor. İtirazların esas noktası yasadışılığa dayanıyor. Siyasi Partiler Yasası’nın 10. maddesinde şu hüküm var:‘Siyasi partilerin bu kanuna göre yapacakları kongre delege seçimlerinde ve önseçimlerde Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirilmiş üye listeleri esas alınır.’ Ayrıca 20. maddede, ilçe kongrelerinin, siyasi partilerin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki sicilde kayıtlı parti üyelerinin seçtikleri delegelerle yapılacağı belirtiliyor.Oysa, birçok yerdeki delege seçimlerinde kullanılan listelerin bu maddelerde yazılı ‘sicil’le hiçbir ilgisi yok... Hatta, Yargıtay Başsavcılığı’ndaki listelerin kullanılması bir yana, Genel Merkez’in bile mührü ve yetkilinin imzası da bulunmuyor. Ayrıca, listelerin bir kısmında da üye isimlerinin son anda kalemle eklendiği görülüyor. Bir kısmında da yazılı olan üyelerin adlarının son anda listeden çıkartıldığı dikkat çekiyor.Bu durumda, CHP’nin şimdiye kadar yaptığı bir kısım delege seçimlerinin iptal edilmesi gerektiği belirtiliyor.Görevden alınan il başkanlarının çağrısıyla hafta sonu Ankara’da bir araya gelen muhalifler, Ertuğrul Günay’ın başkanlığında bir ‘Temsilciler Kurulu’ oluşturarak Kurultay’a giden süreçte ‘hukuksuzlukların önüne geçmek ve CHP’de köklü bir yapısal ve siyasal yenileşmeyi gerçekleştirmek’ üzere harekete geçtiler.Partilerin hukuku yok CHP’nin bir parti ‘büyüğü’, partideki delege seçimlerini hukuki boyuttan yorumluyor:‘Kurultay sürecinde delege seçimlerinde pervasızca yapılan usulsüzlük ve yolsuzluklar antidemokratiktir, pervasızlıktır. Saymakla bitmez. Ortada sadece Siyasi Partiler Kanunu’na (SPK) değil, parti tüzüğüne aykırı birçok işlem bulunuyor. Delege seçiminin yapılacağı yerlerin, muhaliflerden gizli tutulması,
seçim yapılmadan tutanak tutulması vs... Birçok ilçede savcılıklara suç duyurusunda bulunuluyor. Karşıyaka ve Bornova’da davalar açılıyor.- İlginç bir durum. Şimdiye kadar SPK’nın uygulamasında mahalle delege seçimleri üzerinde fazla durulmadı. Hákim denetimi ilçe kongrelerinde başlatıldı. Oysa, usulsüzlükler asıl mahalle delege seçimlerinde kotarılıyor. Eğer delegeler naylon üyelere dayanarak seçiliyorsa, bu ‘naylon’luk ilçe kongrelerine yansıyor. Hákim orada yapılan seçime şekil olarak bakıyor. Sandığa atılan oyların sayımında bir arıza varsa, onu önlüyor.O oyu atanların usulsüz seçilmiş olmalarına karışmıyor.Yargının durumu...- Bazı yargıçlar, mahalle seçimiyle ilgili itirazları ‘Bunlar partinin iç işidir, itirazlarınızı gidin partide halledin’ diye reddediyor. Oysa, bu tutum SPK’nın hem amacına hem de içeriğine aykırı. Aslında hükümlerde ‘boşluk’ gibi görünen bir zaaf olduğu ileri sürülebilir. Kanunun ve müeyyidelerinin açık olması daha iyi olur. Fakat kanunun bu haliyle dahi uygulanmasında, partilerin demokratik esaslara uygun olarak çalışması gereği gözetilmelidir. Çünkü, SPK bu amaçla çıkarılmıştır. Metni de bu amaca uygun uygulamalara ve yorumlara uygundur.UMURSAMAZLIK OLMAZBöyle bir suçu tanımlarsanız...- SPK bir tarafa bırakılsa bile, burada emniyeti suiistimalden görevi kötüye kullanmaya, hatta evrakta sahtekárlığa kadar çeşitli genel hükümleri ilgilendiren uygulamalar var. Bunlar umursamazlıkla karşılanamaz. Aslında bunların partilerin genel merkezlerince önlenmesi gerekiyor; ancak ne yazık ki bunları bizzat genel merkezler yapıyor.Ama parti merkezleri ‘Bunlardan size ne, bunlar bizim içişlerimiz’ diyor.- Bunlar partinin içişlerinden ibaret olur mu? Bunlar ülkenin demokrasisinin temel sorunlarıdır. Partilerde demokrasi yürümezse, doğru dürüst genel seçim yapılabilir mi? Bugün milletvekili adaylarından belediye meclis üyelerine kadar hepsini genel merkezler belirliyor ve seçmenin önüne aday listesi olarak sunuluyor. Başka seçeneği kalmayan seçmen de ‘atanmış’ adaylara oy veriyor. Yani ‘aşiret devletleri’ndeki uygulamalara benzer sonuçlar ortaya çıkıyor. Ağa kimleri seçerse, onlar işbaşına geliyor, onlar da ağayı seçiyor. Al gülüm ver gülüm siyaseti yani... Bunun adına da demokrasi deniyor.Hukukun, partilere bir şey yapamaması demokrasiyi zedelemez mi?Biliyor musunuzYURT Partisi’nin 2. Genel Kurulu’nda yeniden genel başkan seçilen Sadettin Tantan, ‘Türkiye’de kirli siyasete neden olan aktörlerin ülkeyi kurtarmak için halkın içinde hálá dolaşmayı sürdürerek onları kandırmaya devam ettiklerini’ söylediğini, bu arada eski Gümrükler Teftiş Kurulu Başkanı Necati Can’ın YP Yönetim Kurulu’na seçildiğini... ÇEVRE ve Orman Bakanlığı’nın, AB mevzuatına uyum nedeniyle eskiden olduğu gibi yeniden ayrılacağını, Orman Bakanlığı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile birleştirilirken, Çevre Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı’na aktarılarak ‘Çevre ve Kentsel Bakanlığı’ adı altında bir bakanlık kurulması için çalışmalar yapıldığını... BALKAN Türkleri Dayanışma ve Kültür Derneği’nin Başkanı Av. Seyhan Türkkan’ın, 25 Haziran’da Bulgaristan’da yapılacak ve Türk toplumunu büyük ölçüde etkileyecek genel seçimler öncesinde, yaptığı ‘politik oyunlar’ gerekçesiyle Yönetim Kurulu’ndan düşürülerek yerine eski ANAP Tekirdağ Milletvekili Rıfkı Atasever’in getirildiğini...ŞEBİNKARAHİSAR Belediye Başkanı Lütfullah Akdoğan’ın, ‘Kültür ve Sanat Ceviz Festivali’nin 2-8 Temmuz arasında gerçekleşeceğini açıkladığını...
button