NATO Lizbon Zirvesi'nin yıkamadığı duvar

Güncelleme Tarihi:

NATO Lizbon Zirvesinin yıkamadığı duvar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2010 00:00

NATO liderleri geçtiğimiz Cuma gecesi Lizbon’da bir araya geldiğinde Genel Sekreter Rasmussen, ittifakın 28 üyesini yeni Stratejik Konsept üzerinde anlaşmaya ikna etse de çözülemeyen bir konu vardı: NATO-Avrupa Birliği ilişkileri.

Haberin Devamı

Dünya gündeminin nabzı Planet'te atıyor

 

MERKEL: ANKARA PROTOKOLÜ YERİNE GETİRİLMELİ

 

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, “Nasıl bir işbirliği kuracağımız üzerine çok uzun bir tartışma yaptık” dedi.

 

Brüksel merkezli, 21 üyesi ortak olan bu iki kuruluşun ilişkileriyle ilgili olarak bu kadar kaygılı olması tuhaf görünebilir. Ancak gerçek şu ki NATO ve AB kendi aralarında kolay iletişim kuramıyor. Bu da iki örgütün barış gücü ya da savaş misyonları üstlendikleri dönemlerde birbirlerinin askeri ve sivil kaynaklarına erişimlerini engelliyor.

 

Haberin Devamı

Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, NATO yemeğinde, “İki örgütün birlikte çalışması durumunda gelecekteki güvenlik ortamımızı oluşturma kabiliyetleri çok büyük olacaktır. Aradaki duvarları yıkmanın zamanı gelmiştir” dedi.

 

YIKILMASI GEREKEN DUVARLAR

Ancak yıkılacak duvar çok.

 

AB’nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi’ne (PSC) atanan NATO büyükelçileri ve diplomatları buluşmaya karar verdiğinde, toplantıların gündemleri her türlü askeri konuyu ve istihbarat meselesini dışarıda tutacak şekilde belirleniyor. Aslında NATO ve AB’nin böyle meselelerle de uğraşması gerek çünkü Bosna Hersek, Kosova, Somali ya da Afganistan gibi bölgelerde birlikte mücadele ediyorlar.

 

Diplomatlar her iki taraf için daha endişe verici olan şeyin, örneğin Afganistan’daki AB polis eğitimcilerinin saldırıya uğraması durumunda, NATO güçlerinin onları kurtarabilmesi gibi güvenlik ayarlamalarının yokluğu olduğunu belirtiyor.

 

NATO ile AB arasındaki açmazın en önemli sebeplerinden bir tanesi Kıbrıs’taki bölünme. Her iki örgütten diplomatlar, 2004 yılında AB’nin Kıbrıs’ta birleşme olmadan üyelik olmaz” sözünden dönmesiyle NATO-AB ilişkilerindeki en aşılmaz meselelerden birinin ortaya çıktığını belirtiyor.

 

Haberin Devamı

KIBRISLI RUMLAR NATO'YLA ORTAK DEĞİL

Türkiye, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin NATO’dan güvenlik garantisi alamadığı gerekçesiyle NATO ile PSC arasında yapılacak üst düzey resmi görüşmeleri önlüyor. Çünkü Kıbrıs Rum Yönetimi ne NATO’nun ne de Barış Ortaklığı programının bir parçası.

 

NATO’nun her üyesinin veto hakkı olduğu için Türkiye’nin AB’yle askeri operasyon ve istihbarat konularında yapılacak görüşmeleri engellemesi mümkün. Dahası Ankara, Kıbrıslı Rumların bu görüşmelere ve AB barış gücü misyonlarına katılmasını da önleyebilir.

 

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nın Brüksel ofisinden Türkiye uzmanı Sinan Ülgen, “Türkiye NATO ile Kıbrıs Rum Yönetimi arasında bir güvenlik anlaşması olmadığı için işbirliğine karşı çıkıyor. Ancak temelde Türkiye’nin bu tavrı AB ülkelerine Kıbrıs’la ilgili bir mesele olduğunu hatırlatmayı amaçlıyor. Eğer AB-NATO ilişkilerinin önünde Kıbrıs’la alakalı bir mesele olmasaydı, AB, Kıbrıs sorununu çözmek için girişimde bulunmazdı” dedi.

 

Haberin Devamı

Kıbrıs Rum Yönetimi, NATO’nun Barış Ortaklığı programına katılmaya karar verse bile Türkiye bu girişimi engelleyecektir. Brüksel’de bulunan ve konunun hassasiyeti dolayısıyla adının açıklanmasını istemeyen bir Rum diplomat, “Bizim için Barış Ortaklığı programına katılmak gibi bir seçenek söz konusu değil, çünkü Türkiye üyeliğimizi her şekilde veto ediyor” dedi.

 

AB, TÜRKİYE'YE KARŞI ESNEK OLMALI

Güvenlik analistleri, AB’nin Türkiye’ye karşı daha esnek olması ve Ankara’yı, örneğin, Avrupa Savunma Ajansı’na (EDA) kabul etmesi durumunda açmazdan çıkılabileceğini belirtiyor. AB’nin savunma kapasitesini koordine etmek için 2004’te kurulan EDA sadece AB üyelerine sınırlı değil.

 

Haberin Devamı

Ajansın planlama ve politika biriminin başı Dick Zandee, “NATO üyesi olan ancak AB’ye üye olmayan Norveç’le bir ortaklık anlaşmamız var” dedi.

 

EDA altı yıl kadar önce aynı şeyi Türkiye’ye teklif ettiğinde bütün AB üyesi ülkelerin onayı gerekiyordu. Kıbrıs Rum Yönetimi bu girişimi engelledi. Lefkoşa ve diğer üye ülkeler, Rasmussen’in geçtiğimiz ay Ankara’ya yaptığı ziyarette yinelediği teklifi bir kez daha reddetti.

 

"TÜRKİYE KENDİNİ ENGELLİYOR"

Lefkoşa’nın Rum tarafında bulunan Kıbrıs Avrupa Çalışmaları ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden Andreas Theophanous, “Bizim bir şeyi engellediğimiz yok. Türkiye bizi AB üyesi olarak tanımayarak kendi kendini engelliyor” dedi.

 

Haberin Devamı

Diplomatlar bu durumun birçok sonucu olduğunu belirtiyor. Gerginlik AB’yle işbirliği isteyen NATO’ya da zatat veriyor. Dahası AB, Lizbon Antlaşması’yla oluşturduğu dış politika ve savunma potansiyelini kullanamıyor. Bildt, “Kıbrıs meselesi elimizi kolumuzu bağlıyor. Ada için önemli olan kendi iyiliği için bir araya gelmektir” dedi.

 

Rasmussen ve AB Dışişleri Bakanı Catherine Ashton, bu açmazdan çıkmak için ellerinden geleni yapıyor. Birleşmiş Milletler de Kıbrıs görüşmelerini yeniden başlatmak için çaba sarf ediyor. Eğer üçü de bu girişimlerde başarısız olursa, güçlenen Türkiye’nin KKTC için Tayvan ve Kosova benzeri bir tanınma talebinde bulunacağını belirtiyor.

 

New York Times'da yayımlanan "Between the European Union and NATO, Many Walls" başlıklı haberden derlenmiştir.

Planet'i Facebook'ta takip etmek için:
http://www.facebook.com/#!/HurriyetPlanet

 

Planet'i Twitter'da takip etmek için:
http://twitter.com/HurriyetPlanet

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!