Güncelleme Tarihi:
AMERİKAN Uzay ve Havacılık Dairesi’nin (NASA) yan ürün teknolojilerine karşı astronomik gözlemler ve uzay teknolojileri alanında oluşturulan uluslararası konsorsiyumun başına Harvard Üniversitesi’nden Türk Astrofizikçi Dr. Bülent Kızıltan getirildi. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Fransız Uzay Ajansı’nın (CNES) ortaklaşa yürüteceği, Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bilim adamlarının da içinde olacağı konsorsiyumun kurulması için prensip anlaşması imzalandı. Ar-Ge ve Teknolojik Uygulama ve Fabrikasyon alanlarında 2 aşamalı projenin yürütücüsü olacak Dr. Kızıltan, Harvard, MIT, CNES ve ESA bünyesinden geniş bir ekip ile birlikte çalışacak. Kızıltan, geçen yıl geliştirdiği yeni bir yöntemle, nötron yıldızlarından gelen sinyalleri eskiye oranla 1 milyon kez daha hassas bir yöntemle dinlemeyi başarmıştı. Nötron yıldızları, Einstein’ın görelilik kuramını en iyi destekleyen gök cisimleri olarak biliniyor.
ODTÜ’LÜ ASTROFİZİKÇİ
Kızıltan, ODTÜ'de 3 yıl lisans okuduktan sonra, ABD’de Yüksek Enerji Astrofiziği eğitimine devam etti. NASA’nın Hubble uzay teleskopu da dahil olmak üzere optik gözlemler üzerinde çalışan Dr. Kızıltan, Nötron Yıldızlarının Evrimi konulu bir de kitap yazdı. Hem Harvard Üniversitesi hem de MIT’de öğretim görevlisi olan Kızıltan, uluslararası konsorsiyumu kurma önerisine beklentilerinden oldukça üzerinde bir destek sözü alarak anlaşmayı imzaladıklarını ve bu oluşumu Harvard’daki çalışmalarına devam ederek proje yöneticisi olarak koordine edeceğini söyledi.
BİLİMLER ARASI BAĞ
Yeni konsorsiyum, hayatımızı değiştirecek buluşların bilimler arası etkileşimden doğacağı düşüncesinden hareketle, bilimler arası iletişim eksikliğini aşmayı hedefliyor. Kızıltan, “Yeni konsorsiyum sayesinde, uzay bilimlerindeki öncü bilgiler ve gereksinimleri bilen gökbilimciler ile bu teknolojileri hayata geçirebilecek mühendislerin takım olarak bir araya gelerek hem uzay bilimlerinde, hem de günlük teknolojik uygulamalardaki problemlere çözümler üretecekler” dedi.
TÜBİTAK da katılabilir
PROJEYE, TÜBİTAK’ın da dahil edilmesi için görüşmelerini sürdürdüğünü belirten Dr. Kızıltan, “Türkiye, bilimsel alanlara ayrılan maddi olanaklar açısından eskiye göre daha iyi durumda gibi görünüyor. Ancak, bu kaynakların doğru önceliklere ayrılarak kendi insan kaynağımızı oluşturmamız gerekiyor ” diye konuştu.