Güncelleme Tarihi:
Son yılların en sık rastlanılan sorunlarından biri de narsisizm oldu. Narsisizm veya özseverlik, kişinin kendisine tapması, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan bir terimdir. Narsisizm psikanalitik literatürde önemli bir yere sahiptir ve Amerikan Psikanaliz Derneği'nin sözlüğünde "psikolojik ilginin kendilik üzerinde yoğunlaşması" şeklinde tanımlanmıştır .
NARSİST NEDİR?
Her zaman almaya ve kazanmaya odaklanmış, vermeyi ve kaybetmeyi asla kabul etmeyen, sevmeyi ve yardım etmeyi önemsemeyen, kendisini dünyanın merkezi olarak gören, diğer insanları değersiz ve gereksiz olarak niteleyen bu kişiler “narsistik kişilik” olarak adlandırılır. Narsistik kişilik bozukluğunda nesne, kişinin yaptığı ya da ürettiği bir şey değil sahip olduğu bir şeydir; örneğin bedeni, dış görünüşü, sağlığı, zenginliği vb. Bu tür narsisizmin hastalıklı oluşu denetleyici öğenin bulunmamasındandır. “Başardığım bir şeyden ötürü değil de sahip olduğum bir nitelikten ötürü "büyük" isem o zaman, hiç kimseyle, hiçbir şeyle ilgilenmem, hiçbir çaba göstermem gerekmez” diye düşünen hastalıklı narsist, bu yüzden kendi kendine sınır koyamaz.
NARSİSİZM TARİHİ
“Narsizm” terimi psikoloji literatürüne ilk kez 1898 yılında girmiştir. Yunan mitolojisinde, sudaki aksini görerek kendine âşık olan ve ömrünü hiç ulaşamayacağı bu sevgiliyi izleyerek tüketen Narkisos karakterini, psikolojik bir fenomeni açıklamak için ilk kullanan psikanalitik kuramcı olan Havelock Ellis‟in, bireyde cinsel duyguların neredeyse tamamen kendine hayranlık düzeyinde özümsenerek kaybolmasına neden olan bir eğilim için ilk defa “Narcissuslike” terimini kullandığı görülmektedir. Bu çalışma Freud‟un ilgisini çekmiş ve üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Freud‟un, 1914 yılında meta psikoloji kuramını kurarken ve klinik çalışmalarını yaparken narsizmi odak noktası olarak kullandığı anlaşılmaktadır (Raskin ve Howard, 1988:890). Günümüzde narsizmin, Freud‟un araştırmalarının merkezi olduğu kabul edilmektedir.