Güncelleme Tarihi:
Hürriyet’te yayınlanan Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Kalyoncu’nun nargileye tütünle birlikte uyuşturucu etkisi olan otlar karıştırıldığı iddiası nargile kafe sahiplerini de içenleri de şaşırtmış. Tıpkı sigara gibi nargile tiryakileri de duman solumanın zararlı olmadığını düşünüyor.
Çeşitli tütün ürünleri satan esnaf Murat Küçüksu “Sigara mı daha zararlı nargile mi” sorusuyla yıllardır karşılaştığını anlatıyor. “Sigara, elektronik sigara ya da nargile... Hepsi de tabii ki çok zararlı ama birinin diğerinden farkı nasıl ortaya çıkarılıyor?” diye soruyor.
KANSER, BULAŞICI HASTALIKLAR
Oysa bu sorunun cevabı belli. Nargile sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada onlarca bilimsel araştırmaya konu oldu. Tüm araştırmalar, nargilenin de sigara kadar zararlı olduğunu gösteriyor.
Uzmanlar, tütünün yanmasıyla ortaya çıkan kimyasalların akciğer kanseri dahil çok sayıda hastalığa neden olduğunu kesin olarak saptamış durumda.
Prof. Dr. Ali Fuat Kalyoncu da konuyu tekrar sorduğumuzda buna dikkat çekti. Bazı aileler gençleri nargileye bağımlı kılmak için tütünün içine uyuşturucu maddeler katıldığını söylüyor. Kalyoncu’ya göre bu iddiaların araştırılması gerekli.
'SU ZEHRİ TEMİZLER' EFSANESİ
“Nargilenin içindeki suyun zehiri arıttığı tamamen bir efsane” diyor Kalyoncu… “Tütün endüstrisi, sigaraya getirilen kısıtlamaları nargile ve e-sigarayı yaygınlaştırarak aşmaya çalışıyor. Nargile kafeleri de bu yüzden tüm dünyada gençler için sosyal bir alan olarak kullanıyorlar” diye ekliyor.
İstanbul’daki nargilecilerde konuştuğumuz gençler, karşı karşıya bulundukları ciddi sağlık riskinin farkında değil. Birçoğu esprili yanıtlarla konuyu geçiştiriyor.
Kanserojen kimyasalların yanı sıra, nargile hortumu (marpuç) içinde biriken ve onlarca kişinin nefesinden geçen mikroplardan habersizler. Oysa uzmanlar, sipsi denilen tek kullanımlık ağızlıkların insanları bu şekilde bulaşabilecek hastalıklardan korumadığını da vurguluyor.
DEVLET DENETİMİ ARTMALI
Tütün satıcıları, nargile işletmecileri, gençler ve uzmanlar… Her konuda farklı fikirler duysak da hepsi bir noktada birleşiyor: Devletin daha etkin bir denetim yapması şart.
Esnaf Küçüksu şöyle diyor: “Nargilenin sorunu, belirlenmiş bir üretim standardının olmayışı. Nargileye dair hemen hemen her şey kaçak üretim ya da yurtdışından getirmeye dayanıyor. Bugün sigara ya da puro ithalat etmeye kalsanız, kuralı yönergesi belli. Nargile tütünü için evet bandrol var ama aromatik tütünler gibi yan ürünlerin de standardının belirlenmesinde devlet konuya el atmalı. Bunlar kimyasal, genetiğiyle oynanmış tütünler.”
Tarihi yarımadanın en büyük nargile ve nargile tütünü tedarikçilerinden Oral Yüksel de “TAPDK bandrollü tütünler sattığımızı ve kafelerin bu tütünleri kullandığını unutmamak gerekiyor. Bunun dışında bir kullanım varsa ‘Nargile Sunum Belgesi’ verilen yerler sık sık denetlensin ya da merdiven altı kafeler kapatılsın.”
‘BUNDA UYUŞTURUCU VAR’
Uyuşturucu iddiasına dönersek…
35 yıllık nargile kafe işletmecisi Ekrem Başkan uyuşturucu kullanmışcasına kendinden geçen birini bu kadar yıldır hiç görmediğini söylüyor. Çemberlitaş’ta tam 57 yıldır nargile içen Mehmet Bey ise kendi tömbekisine toz kondurmasa da yanındakilerin içtiği aromalı nargileleri işaret ederek “Bunda var” diyor.
Nargileciler bu konuyu aydınlatmak için de devletin tüm tütünleri düzenli olarak analiz etmesi gerektiğini vurguluyor.
Biz 6 nargileciden numune alıp bunları tahlile gönderdik. Sonuçları en kısa sürede hurriyet.com.tr’de paylaşacağız.
Siz de bu konuda haber değeri taşıyan bir bilgi veya belgeye sahip olduğunuzu düşünüyorsanız lütfen bize ulaşın.
Haber: Cansu Şimşek - cansusimsek@hurriyet.com.tr
Görüntü: Murat Şaka
Kurgu: Ali Çepni