Nankör bir oyuncağın desteğine ihtiyaç kalmadı

Güncelleme Tarihi:

Nankör bir oyuncağın desteğine ihtiyaç kalmadı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2007 00:00

14’üncü Olağan Genel Kurul’da konuşan TİM Başkanı Oğuz Satıcı, "Artık sıcak para için yüksek faizle kár cennetine çevrilmiş bir vaha olmamıza gerek yok. Hükümetin ekonomik istikrarı koruduğunu kanıtlamak için sıcak para gibi tehlikeli ve nankör bir oyuncağın desteğine ihtiyacı kalmadı" dedi.

TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye’nin artık mevcut düzeylerdeki sıcak paraya ihtiyacı olmadığını belirterek, "Artık sıcak para için yüksek faizle kár cennetine çevrilmiş bir vaha olmamıza gerek yok ve artık, hükümetin ekonomik istikrarı koruduğunu kanıtlamak için sıcak para gibi tehlikeli ve nankör bir oyuncağın desteğine ihtiyacı kalmadı" dedi. TİM’in Ankara’da yapılan 14’üncü Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Satıcı, "Kamu maliyesinde disiplinini kanıtlamış seçim döneminde bile popülist taleplere pabuç bırakmamış" bir hükümet olduğunu iddia ederek "Yüksek faiz yükünü aşağıya çekmemiz ve sıcak para ile aramıza mesafe koymamız lazım. Faize ödediğimiz kaynağı, gelme ihtimali olan ve geldiğinde üretim, istihdam yaratacak doğrudan yatırımlar için teşvik olarak masaya koymamız lazım" dedi.

MESLEK OKULU MEZUNU TEŞVİK EDİLSİN: Oğuz Satıcı, hükümete yeni bir teşvik konusu da önerdi ve şöyle devam etti: "Mesleki eğitim yeniden özel önem kazandı. Lise mezunu öğrenciler üniversite kapılarında birikerek telef oluyor. Buna karşılık sanayi kuruluşlarımız, ihracatçılarımız, mesleki eğitime sahip insan kaynağı sıkıntısı çekiyor. Meslek okullarına girişin teşvik edilmesi, okullardan eğitim kalitesinin artırılması, okulların müfredatlarının bulundukları bölgenin üretim ihtiyaçlarına göre gözden geçirilmesi şart. En önemlisi meslek liselerinin özendirilmesidir. Önerimiz; meslek liselerini meslek yüksek okullarını tercih edenlerin, üniversiteye devam etmemesi koşuluyla, çalışma hayatlarında 5 yıl sosyal güvenlik primi ve gelir vergisinden muaf tutulmalarıdır. Bu tüm tarafların kazanacağı örnek bir model olur. Çok büyü bir kaynağa ihtiyaç da yoktur" dedi. Satıcı, teşvik politikalarında KOBİ’lerin yanı sıra dünya çapında oyuncular yaratılması için çalışılmasını da istedi.

BEŞ YILDIR İYİ KOŞUYORUZ: Son beş yıldır ihracatçı şirketlerin çok iyi koştuğunu belirten Satıcı, "Düşük kura, buradaki herkesin bildiği yüksek enerji maliyetlerine rağmen verimliliklerini arttırarak, karlarından fedakarlık ederek, toplam satışlarını arttırarak pazarlarını korumayı ve arttırmayı becerdiler. Ama bu durum ’Nasıl olsa sürüyor’ diyerek sonsuza kadar sürdürülebilecek bir durum kesinlikle değildir. Bunun tersini düşünenler ne denli iyi niyetli olurlarsa olsunlar ciddi bir biçimde yanılırlar" dedi.

ENFLASYONİST KUR İSTEMİYORUZ: "İhracatçı ne istiyor? Enflasyonu körükleyecek yüksek bir kur mu? Elbette hayır. Türk ihracatçısı, Türk Milletinin temel çıkarlarına ve genel politikalarına her zaman duyarlı oldu. Bunun için fedakarlık yapmak gerektiğinde fedakarlık yaptı ve yapmaya devam edecek" diyen TİM Başkanı Satıcı şöyle devam etti: "Peki, Türk ihracatçısı, ’Bildiğimiz iş budur diye uluslararası rekabet gücümüzü yitirdiğimiz sektörleri her ne pahasına olursa olsun koruma altına alalım mı?’ diyor. Kesinlikle, hayır! Türk ihracatçısı öncelikle tüm kamuoyundan, ekonomi yöneticilerinden ve ekonomide kanaat önderliği yapan çok kıymetli arkadaşlardan rica ediyoruz; bizi dinleyin, bizi anlayın."

Gümrük Birliği revize edilsin

TİM Başkanı OĞuz Satıcı, Avrupa Birliği ile yürürlükte olan Gümrük Birliği Anlaşması’nın günün ve Türkiye’nin ihtiyaçları için derhal masaya yatırılması gerektiğini söyledi ve şöyle konuştu: "Şu açıkça görülmektedir ki, Gümrük Birliği’nin oluşturulduğu dönemdeki koşullar, bugünkü koşullarla örtüşmüyor. Biz bu anlaşmayı yaptığımızda Avrupa Birliği’nin 15 üyesi vardı, şimdi 27 üyesi var. Dünya konjonkürü siyasi ve iktisadi ilişkiler başkaydı. Bu anlaşmanın günün şartlarına göre yenilenmesi gerektiğini Avrupa Birliği içindeki iktisatçı ve siyasetçiler bile söylüyor. Artık bunu duyalım ve öncelikli bir mesele olarak ajandamıza alalım. Bu noktada TİM olarak bizim talebimiz Gümrük Birliği’nden vazgeçilmesi değil, Gümrük Birliği kararı müzakere edilirken öngörülmeyen, ancak zaman içinde Türk özel sektörü açısından ciddi sıkıntılar yaratan sorunlara acil çözüm üretilmesidir. Gümrük Birliği işleyişinden kaynaklanan en önemli sorunumuz Avrupa Birliği’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarıdır."

İhracat kadar demokrasi

DEVLET Bakanı Kürşad Tüzmen, 22 Temmuz seçimlerinin sakin ve başarılı geçmesini Türkiye’nin ihracattaki başarısına bağladı. Tüzmen, "Seçim ne kadar sakin ve güzeldi. Çünkü Türkiye kısa sürede 100 milyar dolar ihracat ve 5.500 dolar milli gelir seviyesine geldi. İhracat 200 milyar dolar olursa kişi başına milli geler de 10 bin dolar olacak. Demokrasimiz de daha oturmuş olacak. 15 bin dolarda ise demokrasi iyice yerli yerien oturacak" dedi. Tüzmen, bu durumun dünyada da böyle olduğuna dikkat çekti ve şöyle devam etti: "Bu noktada, ihracatla yolumuzu devam ediyoruz. Türkiye, 23 çeyrektir devamlı büyüyor. Türkiye’nin büyümesi ihracat sayesinde oldu. İhracat artış oranı, OECD ülkeleri arasında en üst düzeyde ve bu aşırı değerli Türk Lirasına rağmen, piyasadaki düşük girdi maliyetine rağmen yapılan ayrı bir başarı öyküsüdür."

NOTLAR

Mersinlilere hayal verdim oylarını aldım

TÜZMEN, toplantı sonrasında gazetecilerle sohbet ederek, milletvekili seçildiği Mersin’de "nasıl kazandığını" anlattı. Gaziantep ile Mersin vekilliğini karşılaştırırken, "Antep tatlı, Mersin tuzlu su. Mersin’de herkesle mücadele ettim. Türkten Kürtten, Araptan oy aldım. Bağımsız milletvekili çıkaramadılar" diyen Tüzmen, "Ne dediniz de Kürtlerden oy aldınız?" sorumuza şu yanıtı verdi:

ONLARA BİR HAYAL VERDİM: "Akrabalarımızla ticaret yaptığımızı, Kürtler, Araplar, Türkmenlerle hep birarada olduğumu, ayrım yapmadığımızı anlattık. Onlara bir hayal verdik. Şehrin önü Dubai, arkası Cote de Azure’daki gibi villalardan oluşacak."

MERSİN LİMANI KARA LİSTEDEYDİ: Seçim çalışmasına başladığında, Akfen-PSA’ya yeni devredilen Mersin Limanı’nın uluslararası kriterlere uygun performansta çalışmadığı için "kara liste"de olduğunu açıklayan Tüzmen, Mersin Limanı’na düzenlediği "kriz çözme operasyonunu" şöyle anlattı:

VARSAYALIM Kİ DEPREM OLDU: "Yükleme, boşaltma elleçlemede sorun var. TOKİ’nin bir arazisi var, ama Emniyet ile protokol gerekiyor. Aradık, bir aydan önce olmaz dediler. Baktık kriz büyük, iş yazışmalarla uzayacak. Varsayalım ki Mersin’de bir deprem oldu dedik ve gece gittik limana el koyduk. Kriz yönetimi uyguladık." Gece düzenlediği toplantıyla ilgili bütün kurumlara "üzerlerine düşeni yapmasını istediğini" anlatan Tüzmen, şunları söyledi:

CANINIZA OKURUM: Komisyonculara (yanlış bir şey yaparsanız canınıza okurum) dedim. Acentaların ücretini düşürmesini istedim. TCDD’nin özelleştirmeden sonra yanlışlıkla (!) gönderdiği vinç parçalarını geri getirmelerini söyledim. Oradaki temsilci Peter’e (Bu adaptasyon süresini biraz kısaltmamız lazım) dedim. Sorun çözüldükten sonra, limanın ihracat kapasitesinin arttığını, balıkçıların da çekek sorununun aşıldığını belirten Tüzmen, "Balıkçılardan da böyle oy aldık" dedi. Tüzmen "Biz bu sonucu hakettik. Çünkü çok çalıştık. Bakın beş yıl önceki fotoğraflarımıza. Hepimizin saçları ağardı" dedi. Tüzmen, Gaziantep Milletekili Mehmet Şimşek’in tekstil sektörü ile ilgili tepki toplayan sözlerini ise "Şimşek sizlerle nasıl konuşulacağını öğrenecek. O dediğini başka türlü anlatması da mümkündü" sözleriyle yorumladı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!