Konya ve Selçuk Üniversitesi'ne gittiğimizde gördük ki özellikle kız öğrenciler bu sorunu konuşmaktan kaçınıyor, konuşanlar da belli ölçülerde problemlerini dile getiriyor. Aslında bu duruma dikkat çeken Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu da ‘‘ben öyle söylemedim’’ diyor. Anlaşılan bir arı kovanına daha çomak sokulmuş! Selçuk Üniversitesi kampusündeki öğrencilerin sözünü ettiği şikayetler genellikle Konyalılar’dan onay görmüyor. Konyalılar, kentte kız öğrencilere tacizin başka kentlerde yaşanandan farklı boyutta olmadığını söylüyorlar. Emniyet Asayiş Şubesi verilerine göre de üç ay içerisinde Konya'da yaşanan, ‘‘Kız öğrencilere taciz’’ vakası sayısı toplam 46...
Konya'da kız öğrenciler taciz ediliyor, haberi ilginçti. Hemen Ankara'dan kalkıp Selçuk Üniversitesi'ne gittik. Üniversite kampusündeki öğrenciler sınav dönemi olduğu için başlarını defterlerinden ve kitaplarından kaldırmıyorlardı.
‘‘Ayışığı’’ adlı kafeteryadan içeri girdiğimizde öğrenciler öbek öbek oturmuş, sınav hazırlıklarını sürdürüyorlardı. Dolaşırken, bir genç yanımıza geldi, ona haberden sözettik. ‘‘Konyalı’nın muhafazakarlığından’’ şikayetçiydi. Başına gelen bir olayı anlattı:
‘‘Ben, bir kız arkadaşımla aynı evde kalıyordum. Apartmanda şikayet oldu. Apartman yöneticisi geldi, ‘Ayıptır, sizi polise şikayet ederiz. Kızı zinadan gözaltına alırlar' dedi. Biz de o evden taşınmak zorunda kaldık.’’
Adını vermek istemedi bu genç. Sadece İstanbul Kadıköylü olduğunu ve sözettiği sorunu, ‘‘Muhacir Pazarı’’ semtinde yaşadığını söylemekle yetindi.
Masada bulunan kıvırcık saçlı, sarışın genç de isim vermeden konuşmayı yeğledi, ‘‘Ben Kocaeli'nden dikey geçiş yaptım’’ dedi. Sarışın genç de, ‘‘Kız arkadaşıyla Konya caddelerinde gönlünce yürüyemediğini, bakışlardan rahatsız olduğunu’’ söyledi. Öğrenciler, evlerin pahalı kiralandığını ekledi..
FAZLASIYLA TACİZ
Kızlı-erkekli altı öğrencinin oturduğu bir masaya yöneldik. Kısa saçlı, ela gözlü bir kız öğrenci, ‘‘Konya'da kız öğrenciler taciz ediliyor mu?’’ sorusuna heyecanla karşılık verdi:
‘‘Taciz fazlasıyla var. Yürürken aşırı, bazen ağıza bile alınmayacak laflar atıyorlar.’’
Ancak, bu kız öğrencinin sözlerine yanında bulunan uzun siyah saçlı başka bir kız itiraz etti ve ‘‘Önceleri daha fazlaymış, ama şimdi o kadar rahatsız etmiyorlar. Semtine göre erkek arkadaşınla dolaşabiliyorsun’’ dedi.
Denklemler, rakamlar ve çizimlerle dolu notlarından başını kaldıran erkek arkadaşları, sorunun farklı bir boyutuna dikkati çekti. Konya’da öğrenci olmak, ona göre kız ya da erkek olmaya değil de, siyasi görüşlerine göre problemli bir hale gelebiliyordu:
Bir genç, iki yıldır Selçuk Üniversitesi'nde okuduğunu belirttikten sonra, ‘‘Bunlardan daha önemlisi, burada siyasi baskı var’’ diyerek, gözlemlerini aktardı: ‘‘Okul başladığı gün Reis diye biri 5-10 kişiyle içeri girdi, bir konuşma yaptı, ‘Biz Tuna nehrinde abdest aldık, Çin Seddi'nde namaz kıldık. Örf ve adetlerimize uymayanı cezalandırırız' dedi. Gerçekten de geçenlerde bir geziye gitmiştik, dönüşte bira içilince ihtar ettiler. İhtara uyulmayınca dayak atarlar.’’
‘‘Siyasi baskı’’ iddiasını başka masalardaki gençler de doğruladı. İlginçtir, siyasi baskılardan yakınan gençlerin hiçbiri ne ismini verdi, ne de fotoğraf çektirmek istedi. ‘‘Ülkücü’’ gençlerin baskı uyguladıklarından, ‘‘Top sakalı ve parlak giysiler giymeyi’’ yasakladıklarından yakındılar: ‘‘Her kantinde, kafeteryada teşkilat masası var. O masaya Reis ve ülkücüler oturur, başkası oturamaz. Ramazanda sigara içeni çeker döverler. Teşkilat masalarının arkasında Türk bayrağı asılıdır.’’
TEŞKİLAT MASASI
Ayışığı kafeteryasının bir köşesinde gerçekten de Türk bayrağı asılıydı ve önündeki üç masa uzun süre boş durdu. Halbuki o sırada kafeteryadaki öbür masalar hıncahınç doluydu.
Bir süre sonra, ‘‘Teşkilat masaları’’ denilen masalar da doldu. Yanlarına gittik, öğrencilerin aktardıklarını, iddialarını onlara da sorduk. Bu gençlere göre ne oturdukları masalar ‘‘Teşkilat masası’’ydı, ne de üniversitede, ‘‘Ülkücü’’ baskısı sorunu yaşanıyordu.
Bu masadaki gençlerden biri olan Haluk Çivlik, ‘‘Konya'da kız öğrencilerin taciz edildiği, öğrencilere kiralık ev verilmediği’’ni de yalanladı:
‘‘Ben Konyalıyım. Kira yönünden zorluk ancak yüzde 20'si için doğru olabilir, bazıları yüksek kira isteyebilir. Kız öğrenciler için bir rahatsızlık yok. 4-5 yıl önce birkaç olay oldu. Kampusün önünden geçen yol İstanbul Yolu. Şehire gitmek için otostop yapan birkaç öğrenci rahatsız edilmişti, o kadar. Artık öğrenciler Konya'da gayet rahatlar.’’
Yanında bulunan Hasan Ulutaş adlı genç de söze katıldı. ‘‘4-5 sene önce böyle sorunlar vardı. Ama, 28 Şubat'tan sonra, küreselleşmeden sonra insanlar bilinçlendi, her şey değişti. Taliban Afganistanı'nı gördükten sonra da değişmesi gerekirdi zaten’’ dedi. Bu genç, Konya’nın dışarıdan ‘‘muhafazakár’’ görülmesinin sakıncalarını yaşadıklarından yakındı:
‘‘Sırf Konya irticacı diye Kombassan Konyaspor'u 1. Lig'e çıkarmıyorlar. Üzerinde oyunlar oynuyorlar. Ama Konya'da sosyal faaliyetler kısıtlı. Konyaspor 1. Lig'e çıksa binlerce insan maçlara gider deşarj olur. Konya'da üç
sinema var, yetmiyor. ‘Yüzüklerin Efendisi' filmi geldi, herkes kuyrukta. üç gün sonrasına yer bulunabiliyor.’’
Arkadaşını dinleyen Haluk Çivlik de aynı konudan şikayetçi oldu: ‘‘Konya dışında 42 plakayı görünce ‘Etli ekmek kafalı' diyorlar. Böyle önyargıları var. Bunların değişmesi gerek. ’’
EV TUTARKEN NAMAZ SORUSU
Genelde öğrencilere ev veriyorlar ama, çoğunlukla ilk sorularından biri ‘‘namaz kılıyor musun?’’ oluyor. Namaz kılmadığını söylersen evi daha pahalıya veriyorlar. Masadakilerden biri, ‘‘Namaz kılmayana pahalı ev’’ uygulamasını bir örnekle doğruladı:
- Bir arkadaşım beş vakit namaz kıldığını söyleyince evsahibi kirayı 30 milyon indirdi.
SİYASİLERTÜRKİYE’NİN HER YERİNDE AYNICHP İl Başkanı Süleyman Albayrak'a göre, ‘‘Konya'da, üniversite öğrencilerinin rahatsız edildiğini söylemek Konyalılar’a büyük haksızlık.’’ Albayrak, ‘‘Dedikodulara inanmamak gerektiğini’’ vurgularken, üniversitede siyasi baskı olduğu konusuna katıldı. CHP İl Başkan Yardımcısı Ahmet Çankaya da, ‘‘Üniversitede MHP örgütlenmesi var ve üniversite yönetimi de buna izin veriyor. Ama, taciz olayı yok. Hatta, kız öğrenciler daha rahat ev bulabiliyorlar’’ diye konuştu.
BBP'nin İl örgütü de CHP ile aynı binada. İddiaları BBP'lilere de sorduk. BBP İl Başkanı Mehmet Akgül, ‘‘özel yurtlarda münferiden bazı şeyler oldu’’ dedi, ekledi: ‘‘Ama Konyalının öğrencileri taciz ettiği söylenemez. Türkiye'nin her yerinde olan şeyler burada da oluyor, ama üniversitede ideolojik baskı var. Sol, sosyal demokrat ve değişik insanlar baskı ve dayatmaya maruz kalıyorlar. Rektör, siyaset düşününüyor. Onun için bunlar oluyor.’’
Orada bulunan BBP Genel Yönetim Kurulu üyesi Prof.Dr. Ömer Karahan, Başkan Akgül'ün sözlerine katılırken, kendi durumunu örnek verdi: ‘‘Üniversitede siyasi baskı var. Ben geçen yıl üniversite yönetiminin başörtüsü konusundaki tutumunu eleştirdiğim için üniversiteden ihraç edildim. Üniversitede muhalif öğretim üyeleri cezalandırılıyor, onlara yaşam hakkı tanınmıyor, bölümlerdeki reisler asistan kadrosuna geçiyorlar.’’
BBP'liler, bir zamanlar çatısı altında oldukları MHP'nin, ‘‘siyasi baskısından’’ yakınıyorlarsa, ortada herhalde ciddi bir sorun var demektir...
Selçuk Üniversitesi Rektörü Abdurrahman KutluKonyalı, altın yumurtlayan tavuğunu kesmezSelçuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Abdurrahman Kutlu, kendisine atfen verilen, ‘‘Konya'da kız öğrenciler taciz ediliyor’’ haberinin doğru olmadığını savundu. Kutlu, basın toplantısındaki sözlerinin gazetelere yanlış yansıtıldığını vurgularken, Konya'da üniversite öğrencilerinin hiçbir problem yaşamadığını dile getirdi. 26 yıllık Selçuk Üniversitesi'nde öğrencilerin yüzde 22'sinin Konyalı olduğunu, diğer öğrencilerin başka kentlerden geldiğini, buna rağmen barınma problemi yaşamadıklarını söyledi.
Kutlu, üniversitenin yurtlarında ve evlerde kalan öğrencilerin problemle karşılaşmadığını dile getirirken, ‘‘Konya'daki sosyal yaşam koşullarının her geçen gün daha da iyileştiğini’’ vurguladı. Hatta beklentilerinin tersine Selçuk Üniversitesi'nde türban problemi yaşanmadığını, bu öğrencilerin türbanla okula gelmelerinin ikna yoluyla önlendiğini, çok az bir bölümünün ise türban üzerine peruk takmayı tercih ettiğini belirten Kutlu, ‘‘Biz ve öğrencilerimiz Konya'dan ve Konyalı’dan memnunuz. Üniversite tatile çıkınca şehir ıssız kalıyor. Konyalı altın yumurtlayan tavuğu keser mi? Bu yıl üniversitenin Konya'ya aşağı-yukarı 200 trilyona yakın ekonomik katkı sağladığını tahmin ediyoruz. Konya ekonomisini canlı tutan en önemli sektör üniversite. Bu öğrenciler Konya'nın misafiridirler. Herkesin bu açıdan bakması lazım. Her yönden katkısı olan bu misafir gruba bütün Konyalı hemşehrilerimizin sempatiyle bakacağını, baktığını söyleyebiliriz aslında. Şu anda bir şeyimiz yok. Herkesin bu konuda hassasiyet göstermesi gerekiyor’’ dedi.