Güncelleme Tarihi:
Bugün öğle vakti meydana gelen olayda, emekli olduğu belirtilen Hilmi Gürsoy, namaz kılmak için Şafiler Camii'ne geldi. İmamın kıldırdığı farz namazının 3'üncü rekatında kalp krizi geçiren Gürsoy, olduğu yerde yığılıp kaldı. 4'üncü rekat kılınarak ‘selam’ verilmesinin ardından Gürsoy için 112 Acil Servise telefon edilerek ambulans istendi. Gelen sağlık görevlileri, hayat belirtisi olmayan Gürsoy’a solunum cihazı bağlayarak sedye ile camiden çıkardı. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılan Gürsoy’un kalp krizi sonucu öldüğü belirlendi.
Şafiler Camisi İmamı İsrafil Yılmaz, “3'üncü rekattayken bir ses duyduk. Cemaatten birinin arkadan düştüğünü fark ettik. Namazın son rekatını kılıncaya kadar bekledik. Namaz bittikten sonra cemaat müdahale ettiyse de bir sonuçu elde edemedik. 112 Acil Servis gelerek aldı ve götürdü. Allah’ın takdiri neyse o olur” dedi.
Şafiler Camii'nde öğle namazı sırasında bir vatandaşın kalp krizi geçirererek ölmesi sırasında geç müdahele edilmesi tartışma yarattı. Kalp rahatsızlığı bilinen Gürsoy’un düşmesi sırasında namazın bozulması gerektiğini belirten cemaatten biri, “Zaten küçük bir cami. İmam bile düşmeyi sesinden fark etti. Namazın bozulması ve hemen 112 Acil Servis’in çağrılması gerekirdi. Çünkü, inşan hayatından değerli bir şey yok. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için din görevlilerinin dikkatli olmaları gerekir” dedi.
‘NAMAZ BOZULMALIYDI’
Erzurum Müftülüğü'nden bir yetkili de, “Bu tür olaylarda dini bakımdan ölçü şudur. Eğer kişi ya da kişilerin hayatı söz konusuyla namaz bozulur. Bu kalp krizi de olabilir yangın da. Bu olayda namaz bozulup, hemen yardım istenmesi gerekir. Camilerdeki din görevlilerini bu konuda hassas olmaları için uyaracağız” diye konuştu.
‘İMAM VE CEMAAT HATA ETTİ’
Erzurum Müftülüğü'nde görevli Merkez Vaizi Ramazan Çiftçi, kalp krizi geçiren Hilmi Gürsoy'a namaz bittikten sonra müdahale edilmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, “İmam ve cemaat hata yaptı” dedi. Sel, deprem, yangın gibi olaylarla, zarar verecek bir hayvanın gelmesi ve ani rahatsızlanmalar sırasında ibadetin şekli ne olursa olsun bozulması gerektiğine dikkati çeken Ramazan Çiftçi, şunları söyledi:
“Namaz, büyük ibadetlerden biridir. Namaz, Allah'la konuşmaktır, Allah'ı hatırlamaktır. Ancak, böyle ani bir hadisede, yangın, deprem, selde ibadetin şekli ne olursa olsun onu bozup, o insanı kurtarmak gerekir. Ayette deniliyor ki ‘Bir insanı öldürmek bütün insanları öldürmek gibidir’ Bir insanı kurtarmak da bütün insanları kurtarmak gibidir. Dinimiz İslam, her konuda insana kolaylık sağlamış ve değer vermiştir. Dolayısıyla adam ölmüş, siz ‘Ben ibadet ediyorum’ diyemezsiniz. Bu durumda ibadet etmek İslam'a bir yönüyle iftiradır. Namaz bittikten sonra yapılan müdahale çok büyük bir yanlışlıktır, hatadır. Yapan kardeşlerimiz İslam'a gerçekten zarar vermişlerdir. Anında müdahale ederek o insanı kurtarmak gerekirdi. Bu gibi olayların tekrarlanmamasını istirham ediyorum. En önemli namaz, farz namazıdır. Ama böyle durumda farz namazı bile bozulur. Abdestiniz kaçmıştır ya da böyle bir durumda namaz bozmuşsunuzdur. Çok normaldir ve tekrar o namazı kılabilirsiniz. Çünkü ortada bir can, bir insanın hayatı söz konusudur. Böyle bir yanlışlığın bir daha yapılmaması gerekir.”