Müziklerimiz bile aynı

Güncelleme Tarihi:

Müziklerimiz bile aynı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2000 00:00

Haberin Devamı

Atina'nın Tina Turner'ı İstanbul'da

Yunanistan'ın dünyaca ünlü sanatçısı Angela Dimitriou, kısa süre önce Türkiye'de yayınlanan ve kendi adını taşıyan ilk albümünün promosyonu için İstanbul'a geldi. Türkiye'ye ilk kez geldiğini söyleyen şarkıcı, Hürriyet'e verdiği özel röportajda, Türk-Yunan dostulğunun gönüllü elçisi olmak istediğini vurguladı. Türk müziği ile Yunan müziğinin makamsal olarak aynı olduğunu belirten Angela, ‘‘Sadece enstrümanlar farklı o kadar’’ dedi.

Uzun süredir radyolarda bir şarkı çalınıyor: Margarites... Türkiye'de çok sevilen bu hit şarkıyı seslendiren Angela Dimitriou, Yunanistan'ın en popüler kadın şarkıcılarından biri. ‘‘Lady’’ lakaplı şarkıcı, klasik Yunan şarkılarını söyleme tarzı ve değişik ses rengiyle ün yapmış bir sanatçı.

1980 yılında müzik kariyerine başlayan Angela, pop etkileri taşıyan müziği ile Arap ülkelerinde de en çok satan kadın şarkıcı olmayı başardı. Bu başarısını müziğinin ritimlerine bağlayan şarkıcı, ‘‘Akdeniz insanıyız. Hepimizin içi kıpır kıpır. Göpek atmaya, şıkır şıkır oynamaya bayılıyoruz. Elbette bu, Arap ülkelerini de etkileyecek’’ diye konuştu.

KALBİM HEP BURDAYDI

Amerika ve Avustralya'da konserler veren Angela Dimitriou, Rachid Taha ve Amr Diab ile de sahneye çıktığını, bundan da büyük keyif aldığını belirtti. Türkiye gelmekte ‘‘biraz geciktiğini’’ söyleyen şarkıcı, ‘‘Oysa kalbim hep buralardaydı, hep gelmek istiyordum’’ dedi. Her iki ülkede yaşanan deprem felaketlerinin insanları kendilerine getirdiğini söyleyen Angela Dimitriou, bu yeni yakınlaşmanın aslında çoktan yapılması gerektiğini vurguladı:

KARAKTERLERİMİZ AYNI

‘‘İnsanlar zaten birbirilerini biliyor. Ama politikacılardan etkileniyorlar. Şimdi iki genç politikacı, nihayet iki halkın karakterini ortaya koymayı başardı. Bu sayede Türk ve Yunan halkları, aslında birbirlerine ne kadar yakın olduklarını anladılar. Bu birlik ve beraberliği sürdürmek, artık insanlara kalmış. Ortak bir geçmişimiz, ortak bir Akdeniz kültürümüz var. Kalplerimiz bir olduğunda her şeyin üstesinden gelebiliriz.’’

SANATÇININ ÜLKESİ YOK

Sanatçılara bu konuda büyük görevler düştüğünü belirten Angela Dimitriou, sözlerini ‘‘Sanatçının ülke kimliği yoktur. Sanatçı evrensel bir kimlik taşır. Humanist olması gerekir. Önce insanları sevmesi gerekir. Kalbi sevgi ile dolması gerekir. Bu yüzden bizlere çok iş düşüyor’’ diye sürdürdü. Nükhet Duru'ya hayran olduğunu söyleyen Angela Dimitriou, ‘‘O da benim gibi yerinde duramayan kıpır kıpır bir sanatçı. Bayılıyorum ona’’ dedi.

Yıllardır şarkılarının Türk sanatçılar tarafından izinsiz kullanıldığını söyleyen sanatçı, isim vermekten kaçındı. ‘‘Tam tersine kızmadım, bunlara sevindim. Sonuçta demek ki iyi bir şey yapmışım, insanlar da beğenip almışlar’’ dedi.

GALATASARAY'I TUTTUM

Galatasaray-Arsenal maçına da değinen sanatçı, ‘‘Dürüst konuşayım, Türk takımını tuttum. Kupayı aldıklarında da sanki biz almışız gibi sevindim’’ diye konuştu. Günde altı saat spor yaptığını belirten Angela Dimitriou, temmuz ayında Türkiye'de bir konser vereceğini söyledi. Üç buçuk saat sahnede kaldığını söyleyen ve sahne şovunu her zaman ilginç biçimde gerçekleştirmeye özen gösterdiğini belirten Dimitriou, ‘‘Beni asıl sahnede göreceksiniz. Bana boşuna Atina'nın Tina Turner'i demiyorlar’’ dedi. Sempatik tavırlarıyla dikkat çeken Angela Dimitriou, Yunan kadının tarif ederken ilginç bir üslup kullandı: ‘‘Yunan kadını aristrokrat bir yapıya sahip. Türk kadını gibi gurulu, güçlü, zeki ve güzel.’’

Temmuzda yine geleceğim

Arkadaşımız Lale Barçın İmer'e özel bir röportaj veren ve sıcak yakınlık gösteren Angela Dimitriou (küçük foto), temmuz ayında konser vermek için yeniden Türkiye'ye geleceğini söyledi. ‘‘İstanbul'a gelmekte biraz geçiktim. Ama kalbim hep buradaydı’’ diyen ünlü sanatçı, Türk ve yunanlıların karakterlerinin aynı olduğunu, politikacıların etkisiyle aralarında anlamsız ve yapay bir düşmanlık geliştiği söyledi. Deprem felaketlerinin insanları kendine getirdiğini söyleyen Angela Dimitriou, ‘‘Bu sayede Türk ve Yunan halkları, aslında birbirlerine ne kadar yakın olduklarını anladılar’’ diye konuştu. (Fotoğraflar: Murat ÇETİN)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!