Müzikle resim yapan kadın

Christine Jones cazcılığının yanı sıra resim yapan, performanslar sergileyen komple bir sanatçı. Papa'nın, Bill Clinton'un ve George Bush'un ahbabı. Renkli kiÅŸilik Christine Jones ve kendisi gibi caz ÅŸarkıcısı olan kızı Stella geçtiÄŸimiz hafta 2. Uluslararası Engelliler Sanat Festivali'ne katılmak üzere Ä°stanbul'daydılar. Belki siz fark etmeden geçip gitti ama geçtiÄŸimiz hafta (14-19 AÄŸustos) Ä°stanbul'da ‘‘2. Uluslararası Engelliler Sanat Festivali’’ yapıldı. 18 ülkeden 400'e yakın sanatçının katıldığı festivalin kuyruklu yıldızı Christine Jones'tu. Festivale kendisi gibi caz ÅŸarkıcısı kızı Stella ile katılan Jones, 17 AÄŸustos'ta Aya Ä°rini'de özel davetlilere, 18 AÄŸustos'ta Cemal ReÅŸit Rey Konser Salonu'nda herkese açık ücretsiz bir konser verdi.Christine Jones Avusturyalı ve orta yaşı tatlılıkla geride bırakan bir sanatçı. Ama ülkesiz ve yaÅŸsız gibi görüyor. Anadili Almanca ama Ä°ngilizce, Fransızca ve Ä°spanyolca'ya da hakim. Mavi gözleri meraklı meraklı bakıyor, kısa sarı saçlarında punk stili kahverengi spiraller boyanmış. Birlikte konser verdiÄŸi ‘‘benim küçük bebeÄŸim’’ dediÄŸi ve 30 yaşındaki kızı Stella ise sütlü çikolata rengi bir fıstık. Christine Jones ÅŸarkı söylemek konusunda kızının kendisini fersah fersah geçtiÄŸini gururla söylüyor. Anne kızın grubunun adıysa ‘‘Jonesmobile’’.HANGÄ°MÄ°ZÄ°N ÖZRÃœ YOK KÄ°?Caz, blues ve funk türlerini sentezleyen Christine Jones Türkiye'ye daha önce defalarca gelmiÅŸ. Kendisini ‘‘hümanist’’ olarak tanımlayan sanatçı Avusturya'da epeyce Türkiyeli eÅŸi, dostu, konusu komÅŸusu olduÄŸunu söylüyor. Kendisini engelliler festivaline hangi rüzgarın attığını merak ediyorsanız hemen söyleyelim. Kendisi bedensel engelli kiÅŸilerin sanata kazandırılması üzerine çalışan ve merkezi Washington'da bulunan ‘‘Very Special Arts’’ (VSA) adlı organizasyonun gönüllü üyesi. Bu organizasyon sayesinde Amerika'da, Hong Kong'da, Sicilya'da, Vatikan'da, Güney Afrika'da, Kobe'de, Brüksel'de, Hollanda'da engelliler yararına düzenlenen konserlere ve etkinliklere katıldı. Christine Jones'un Papa, Bill-Hillary Clinton, George Bush gibi insanlarla tanışıklığı da buradan geliyor. Müzik çalışmalarını Avrupa'nın ve Amerika'nın muhtelif ÅŸehirlerinde sürdüren, tam 13 albüm ve altı single çıkaran sanatçı herkese bütün kalbiyle inandığı ÅŸu fikirlerini aşılamaya çalışıyor: ‘‘Özürlü ya da bedensel engelli olmak hayattan zevk almamayı gerektirmez. Bu bir bakış açısı sorunu, mesela gözlük takmak, lens kullanmak da özür sayılmaz mı? Bunu nasıl doÄŸal karşılıyorsak diÄŸer engellilere de öyle yaklaÅŸmalıyız.’’Şimdiye dek Dexter Gordon, Leo Wright, Duke Ellington, Nathan Davis ve B.B. King gibi dev isimlerle çalışan Christine Jones'un en beÄŸendiÄŸi müzik insanı ‘‘O bir tanrı’’ dediÄŸi Miles Davis. Viyana Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun olan sanatçıyı asıl ayrıcalıklı kılan ÅŸeyse ‘‘Renkleri Duy-MüziÄŸi Seyret’’ projesi.Bu projenin sanatçının az önce yukarıda bahsettiÄŸimiz misyonu (VSA) açısından da önemli bir anlamı var. Bu sayede gözleri görmeyen insanlar duyarak renkleri; kulakları iÅŸitmeyen insanlar da görerek müziÄŸi hissediyor. Christine Jones uzun yıllar hem görsel sanatlarla hem de müzikle uÄŸraÅŸmanın avantajlarını kullanarak farklı duyu organlarının görevlerini birbirine transfer etmeyi deniyor. Müzikteki ritim ve melodinin görsel ifadesi olan ‘‘musical graphics’’ sanatını 1985 yılından beri geliÅŸtiren sanatçının konserler sırasında icra ettiÄŸi ÅŸey ‘‘soundpainting’’, yani sesleri kullanarak resimler yapmak. Seslerin dilinin renklere, renklerin dilinin de seslere aynı anda tercüme edilmesinin mümkün olduÄŸunu söylüyor Christine Jones. KUGEL MUGEL CUMHURÄ°YETÄ°'NÄ°N KURUCUSUChristine Jones'un renkli kiÅŸiliÄŸi ve bitmez tükenmez enerjisi onu bir ülke kurmaya kadar götürmüş. Christine Jones 1970'lerde Viyana'da kurulan bir tür ütopik ve sanal ülke olan ‘‘Kugel Mugel’’in de (Top Mop) aktif vatandaÅŸlarından. Devrimci ressam Limberger'in Viyana yakınlarında bir sanat merkezinin kapısına Kugel Mugel bayrağı asarak kurduÄŸu bu hayali sanatçı ülkesinin bayrağı, marşı, pulu hatta büyükelçileri bile var. Dahası Avusturya makamları tarafından resmen kabul edilmiÅŸ.Â