Duyma engelli perküsyon virtüözü Evelyn Glennie: Müzik dinlenmez hissedilir

Güncelleme Tarihi:

Duyma engelli perküsyon virtüözü Evelyn Glennie: Müzik dinlenmez hissedilir
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2015 00:02

Müziğin sadece kulaklarımıza gelen titreşimlerden ibaret olmadığının adeta canlı kanıtı İskoçyalı müzisyen Evelyn Glennie. Bir perküsyon sihirbazı olarak anılıyor tüm dünyada. Onun hikâyesini farklı kılan bir diğer özelliği ise duyma engelli olması. Bu yılın Polar Prize Ödülü’nün iki sahibinden biri olan Glennie, İskoçya’nın önde gelen müzik ikonlarından biri olarak 2012 Londra Olimpiyatları’nın açılış töreninde de bir performans sergilemişti.

Haberin Devamı

Duyma özrünün müzikle yaşamak için bir engel olmadığının en büyük simgelerinden biri olan Evelyn Glennie, 17 Aralık’ta Lütfi Kırdar Oditoryum’da Borusan Filarmoni Orkestrası ile bir konser verecek.  BİFO’nun 2015 - 2016 sezonu etkinliklerinden ‘Batı Yakası Hikâyesi’ kapsamındaki konserde orkestrayı Şef Sascha Goetzel yönetecek. Ünlü sanatçıyla geçtiğimiz ay İsviçre’deki konseri öncesinde konuştuk.

Müziğin duyulan değil hissedilen bir şey olduğunu savunuyorsunuz. Neden?

- Okulda işitme cihazı takıyordum ve müziğin kulaktan deneyimlendiğine inanıyordum. Tabii işitme cihazı sesleri yükseltiyor, tam bir netlik vermiyor. Bu yüzden de müzikten hiç hoşlanmadığımı düşünüyordum, çünkü sadece gürültüler duyuyordum. Sonra bir perküsyon hocasıyla tanıştırıldım. O, davula vurulduktan sonra yankı yapıyorsa, vücut da aynısını yapabilir mi diye düşünecek kadar meraklı biriydi. Yani, vücut sesten sonra da müziği algılayabilir, dinleyebilir mi? Sadece vuruş değil, ondan sonra ne olduğundan bahsediyordu. Bu aslında sesin büyük bir parçası. Bunu yapabilmek için de dinlemek, dikkat etmek gerekiyor. Vücudun kulak vermesi. Böylece vücut, müziğin her zaman kulaktan gelmesi yerine, yavaş yavaş müziği algılayabildiğinin ve diğer taraflara gönderebildiğinin bilincine varıyor.

Haberin Devamı

Duyma engelli perküsyon virtüözü Evelyn Glennie: Müzik dinlenmez hissedilir

Duyma engeliniz nedeniyle sizi müzik okuluna almak istememişler. O engeli nasıl aştınız?

- Sınavda özetle, standartlara uyduğumu ancak işitme problemleri olan birini alamayacaklarını söylediler. Bana göre bu yanlıştı. Standartlara uyan herkesin, kim olursa olsun okula kabul edilmesi gerektiğine inanıyordum. Kendi isteklerine göre hareket etmelerinin hata olduğunu düşünüyordum. O halde bacaksız ya da kolu olmayan biri okula giremiyor muydu? Eğer standartlara uyuyorsa girmeleri gerekiyordu. Bu yüzden itiraz ettim ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledim. Jüride sadece bir kişi benimle aynı fikirdeydi ve o da hakkımı savundu, benim okula alınmamı istedi. Ama diğerleri, bir eleme daha yapılması şartını koydular. Tamamen hazırlıksız olarak tekrar İskoçya’dan Londra’ya gitmem gerekti. Bu elemede perküsyon çaldırmadılar; sadece nota okuma, transpoze, müzik analizi vardı. Biter bitmez de alındığımı söylediler. 

Haberin Devamı

BÜYÜDÜKÇE BÜYÜ BOZULUYOR

Müzik eğitimi için düşünceniz nedir, özellikle küçük yaştaki çocuklara nasıl bir eğitim verilmeli?

- Çocuklar müziği içgüdüsel olarak dinliyorlar. Bizim gibi insanlar durmadan sınıflandırıyor, sınıflandırıyor, sınıflandırıyor ve her şeyi mahvediyor. Bu yüzden dinledikleri şeylerde çocuklara özgür olmayı sağlamak çok önemli. Bir bebeğe Beethoven veya Mozart dinletirseniz, onun klasik müzik olduğunu düşünmez. Onlar için bu bir deneyimdir. Ama ne yazık ki insanlar sürekli olarak her şeyi etiketlendirmede ısrar ediyorlar. Bu iyi, bu kötü diyoruz. Ancak büyüdükçe bize doğuştan gelen bütün bu büyü bozuluyor. Önemli olan, müziğe katılmanın getirdiği o meraka ve şaşkınlığa asılı kalmak. Müzisyen olmama rağmen, yeni bir müzik deneyimlediğimde her zaman anlamayabiliyorum. Bunu beğendim, diğerini anlamadım diyorum. Ama bu onun kötü bir müzik olduğu veya sevmediğim anlamına gelmiyor. Belki bugün bana ulaşmadı ama yarın ulaşabilir. İşte bu açık fikirliliği korumak önemli. 

Haberin Devamı

SEYİRCİ HER ŞEYDİR

İstanbul’daki konser programınızda ne var?

- Bir perküsyon konçertosu ile katılacağım. Amerikalı Martin Daugherty’nin ‘UFO’ (Tanımlanamayan Uçan Nesne) isimli bestesi. 90’ların sonunda benim için yazılmış bir konçerto. Birkaç perküsyon aletinin kullanıldığı, emprovizasyonun olduğu bir parça. Xylophone, Vibraphone ve birçok farklı türde davulu içeriyor. Bir anlamda, görülmeye değer bir konser olacak.

AÇILIŞI SARAH CHANG YAPACAK

BİFO, yeni sezonunu bu akşam İstanbul Lütfi Kırdar’da günümüz müzik dünyasının en güçlü solistlerinden Sarah Chang’in solist olarak yer alacağı muhteşem bir programla açıyor. Şef Sascha Goetzel yönetimindeki orkestranın eşlik edeceği konserde Chang, Sibelius’un eserlerini seslendirecek. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!