Güncelleme Tarihi:
Konunun özeti şu;
Mustafa Balbay, "kendi hakları" değil, "onu seçen halkın hakları ihlal edildiği için" tahliye edildi. Dolayısıyla, Balbay'la aynı davada yargılanan, ancak halk tarafından seçilmiş milletvekili olmayan hiç kimse için Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı emsal teşkil edemeyecek. Karar, sadece başka davalarda yargılanan ve uzun süredir tutuklu bulunan, seçilmiş diğer milletvekilleri için örnek olabilecek.
Anayasa Mahkemesi'nin de "seçmenlerin hakları" konusundaki bu yorumu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1 no’lu ek protokolünün 3. maddesindeki, "halkın kanaatlerinin özgürce açıklanması" hükmüne dayanıyor.
İŞTE O MADDE;
Madde 3 - Serbest seçim hakkı
Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler.
BALBAY'IN TAHLİYE KARARININ ŞİFRELERİ
Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı henüz açıklanmadı. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin kararının ipuçları, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Balbay için verdiği tahliye kararında yer aldı.
Anayasa Mahkemesi'nin Mustafa Balbay'ın bireysel başvurusunu 4 Aralık'ta karara bağladı. Balbay'ın uzun tutukluluk süresine itirazını haklı buldu.
Balbay'ın yargılandığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını temel alarak, dün tahliye kararı verdi.
Ancak Balbay'ı Ergenekon davasından 34 yıl hapse mahkum eden 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararı, pek çok mesaj iletiyor.
İşte o mesajlar;
"TUTUKLULUĞU HAKLI..."
Mahkeme, tahliye kararında Anayasa Mahkemesi'nin Balbay kararına atıfta bulundu.
Balbay'ın iki konuda yaptığı başvurudan birinin "kabul edilebilir" ikincisinin ise "kabul edilemez" olduğuna dikkat çekti.
Mahkeme kararında, Anayasa Mahkemesi kararı şöyle özetlendi;
Balbay'ın "tutuklamayı haklı gösterecek somut olay, olgu ve bilgi mevcut değil" iddiasıyla yaptığı başvurunun "dayanaktan yoksundur".
Balbay, "adil yargılama hakkı ile ifade hürriyetinin iddia edildiği yönünden başvuru yollarını tüketmemiştir. Bu nedenle, bu konudaki iddiaları "KABUL EDİLMEZ..."
"VEKİL SEÇİLDİĞİ İÇİN..."
13. Ağır Ceza Mahkemesi, Balbay'ın, uzun tutukluluk süresi nedeniyle "seçilme hakkının ihlal edildiği" yönündeki başvurusunun ise Anayasa Mahkemesi tarafından "KABUL EDİLEBİLİR" bulunduğuna dikkat çekti.
TAHLİYE KARARI; VEKİL OLDUĞU İÇİN...
13. Ağır Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını nasıl yorumladığını ise şu cümlede özetledi;
"Anayasa Mahkemesi tutuklulukta makul sürenin aşıldığı yönündeki kararının seçilmiş milletvekillerine özgü olarak ve seçilme hakkı dikkate alınarak verilmiş bir içtihat özelliği taşıdığı anlaşılmaktadır..."
Bunun anlamı şu; 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Balbay'ın tahliyesine "milletvekili seçilmiş bulunması dolayısıyla" karar verdi. Dolayısıyla, benzer bir kararın, "atanmışlar" ya da "diğer vatandaşlar" için uygulanması söz konusu değil. Ancak "seçilmişler" için uygulanabilir.
"SANIKLAR BİLE HIZLI YARGILAMAYA İKNA OLDU" İMASI...
13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında bir başka önemli nokta ise, "yargılamalar çok uzun sürüyor" iddialarına yanıt içermesi. Kararda, "yargılama 5 yıl dolmadan tamamlandı" vurgusu yapıldı. Kararda şöyle denildi;
“Kamuoyunda Ergenekon Davası olarak bilinen 86 sanıklı 2008/209 esas sayılı dava dosyasının ilk duruşması 20 Ekim 2008 de görüldü, daha sonra dava konusu iddialarla ilişkili 21 dava birleştirildi. Davanın esası ile ilgili karar 5 Ağustos 2013 tarihinde açıklanmıştır. Bu arada geçen süre 4 yıl 9 AY 15 gündür...."
"YARGILAMANIN UZAMASINA, SANIKLAR VE AVUKATLAR NEDEN OLDU. BUNLARDAN BİRİ DE BALBAY İDİ" İMASI
13. Ağır Ceza Mahkemesi kararında, "5 yılı bile bulmadığı" vurgulanan yargılama süresinin bu kadar uzamasında da, bizzat "bazı sanık ve avukatlarının" tavırlarının neden olduğu iddia edildi. Kararda, “Yargılamayı durduracak şekilde duruşma salonunda olaylar cereyan etmiştir. Hükmen tutuklu sanık Mustafa Balbay’ın da içinde bulunduğu pek çok sanık duruşma disiplinini bozucu hareket etmek suretiyle yargılamanın uzamasına neden olmuştur” denildi.
Ağır Ceza Mahkemelerinde tutuklu sanıklar için öngörülen azami 5 yıllık tutukluluk süresi dahil geçirilmeden sonuçlandırılmıştır”
"BALBAY BİLE MAHKEMEYE HAK VERDİ.." İMASI
Kararda dikkat çeken bir başka unsur ise, yargılamanın uzamasında, "mahkemenin suçu olmadığının", bizzat Balbay'ın duruşma sırasındaki sözlerine atıfta bulunularak ifade edilmesi oldu. Mahkeme kararında bu konuda duruşmada Balbay'ın şu ifadesine yer verildi;
"Nitekim Anayasa Mahkemesi’ne itirazda bulunan hükmen tutuklu sanık Mustafa Ali Balbay 17 Aralık 2012 de duruşmada beyanında ‘Şimdi siz ikinci davanın sanıkları olarak 272 celsedir yargılamaktasınız. 1. İddianamen sanıklarını da 250 celse yargıladınız. İnternet Andıcı, Islak İmza ve Aydınlık Gazetesi sanıklarını da 50 celse yargıladınız. Bunların toplamı 600 celse ediyor. Türkiye’de bir ağır ceza mahkemesinin yılda 4 kez duruşma yaptığını dikkate alınırsa siz 150 yıldır yargılama yapmaktasınız’ şeklinde beyanda bulunmuştur.”
"ANAYASA MAHKEMESİ KARARININ ŞEKİL OLARAK İFADE ETTİĞİ ÖNCELİK NEDENİYLE..."
13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararında dikkat çeken bir başka unsur ise, mahkemenin "tahliye kararını", Anayasa Mahkemesi kararının "şekil olarak öncelik ve bağlayıcılığını dikkat alarak" aldığını vurgulaması.
Kararda şu ifade yer aldı;
"Her ne kadar Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hakları gereği mahkemenin hüküm verdikten sonra hükmen tutukluluğuna karar verdiği sanıklarla ilgili herhangi bir tasarrufu söz konusu değilse de Anayasa Mahkemesinin bu kararının şekil olarak ifade ettiği öncelik ve bağlayıcılığı dikkate alınarak hükmen tutuklu sanık Mustafa Ali Balbay’ın tahliyesine, verilen ceza miktarı dikkate alınarak yurtdışına çıkış yasağı şeklinde hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına oy birliğiyle karar verilmiştir."