A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2008 17:01
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, “Türkiye'de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor” dedi.
İŞTE BABACAN'IN BRÜKSEL GEZİSİAvrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi üyelerine hitap eden ve sorularını yanıtlayan Babacan, Türkiye'nin bölgesinde istikrar, barış ve refahı artırmak için çaba gösterdiğini belirterek, “Orta Doğu, Kafkaslar ve Balkanlar gibi dış politika konularını yakından takip eden kişiler olarak bunu en iyi siz bilirsiniz. Türkiye, henüz aday ülke olarak AB'ye (dış politikada) çok büyük katkı yapıyor. Üye olduğunda AB'nin stratejik derinliğini arttıracaktır” dedi.
Dünyanın öbür ucundaki Avustralya ve Yeni Zelanda dışişleri bakanlarıyla temaslarında Türkiye'nin AB üyelik süreciyle ilgili birçok soruyla karşılaştığını ve bunun bu kadar yakından takip edilmesini şaşkınlıkla karşıladığını aktaran Babacan, bu kadar uzak mesafeden bu yakın ilginin sebebini sorduğunda, “Bizim için çok önemli. Dünyadaki barış ve istikrarı yakından ilgilendiriyor” şeklide cevaplar aldığını anlattı.
Türkiye-AB ilişkilerinin “sınırlarını taşan etkisine” dikkati çeken Babacan, Türkiye'nin üyeliğinin, dünyadaki medeniyetler arası diyalog ihtiyacını büyük ölçüde karşılayacak sonuçlar doğuracağını ifade etti.
Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ilişkilerini değerlendiren Babacan, “İran'la iyi diyaloğumuz var. Nükleer anlaşamazlığa çözümün anahtarı siyasi diyalogdur. Türkiye olarak bölgemizde nükleer silah istemiyoruz. Her ülke nükleer enerjiden faydalanma hakkına sahiptir. Bunun için Uluslararası Atem Enerjisi Kurumu'nun kriterlerinin karşılanması ve uluslararası standartlara uyulması gereklidir” şeklinde konuştu.
Irak'ın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini en başından beri en güçlü ve istikrarlı savunan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Babacan, bu amacı gerçekleştirmek için Türkiye'nin öncülük ettiği Irak'a komşu ülkeler girişiminin geçen 5 yılda 9 kez toplanarak bu ülkenin geleceğinde çok önemli bir organ haline geldiğini ifade etti.
Irak'ın kuzeyini üst olarak kullanan ve sınırdan sızarak Türkiye'de saldırılar düzenleyen terör örgütüyle mücadelenin asla Irak'ın toprak bütünlüğünü ihlal ya da Irak halkına tehdit gibi görülmemesini isteyen Babacan, “Irak'taki merkezi hükümet bize 'Biz de terör örgütünden rahatsızlık duyuyoruz ama müdahale etme şansımız yok' diyor. Dolayısıyla sorun sadece terör sorunudur. Terör örgütü 'Kürtleri temsil ediyorum' propagandası yapıyor. Buna aldanmayın” dedi.
Türkiye'nin bölgesindeki birçok sorunu çözmek için sessiz ya da açık diplomatik çabalarını yoğunlaştırdığını ve ümit verici sonuçlar aldığını anlatan Babacan, sorunların çözümünde siyasi kriterlerin temel alınması, karşılıklı ekonomik bağımlılık yaratılması, herkes için güvenlik, çok kültürlülüğün korunması, farklılıkların zenginlik olarak bir arada var olması gibi ilkeler ekseninde hareket ettiklerini kaydetti.
Babacan, Kıbrıs'taki görüşmelerle ilgili bir soru üzerine “Pencere sürekli açık kalmaz. Bu fırsat iyi kullanılmalı. Türkiye BM önderliğindeki sürece desteğini çok açık şekilde ortaya koydu” diye konuştu.
Gümrük Birliğini genişleten EK Protokol konusunda Türkiye'nin hukukçularının AB'den farklı düşündüğünü anlatan Babacan, “Bize göre Ek Protokol limanları açma yükümlülüğü getirmiyor. Bu konudaki tavrımız çok açık ve sonucuna razıyız. Kapsamlı çözüm olmadan be mesele hallolmaz” dedi.
Bakan Babacan, 1915 olaylarına ilişkin Türkiye'nin askeri arşivler ve Osmanlı arşivleri dahil tüm belgelerini açtığını ve konunun bilim adamları ve tarihçiler tarafından tartışılması için Ermenistan'a yaptığı çağrılardan bugüne dek sonuç alamadıklarını belirterek Erivan ve ABD'nin Boston kentindeki Ermeni arşivlerinin açılmasını beklediklerini dile getirdi.
Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarında sürdürdüğü işgalin de Türkiye-Ermenistan ilişkilerini olumsuz etkilediğini hatırlatan Babacan, Minsk grubunun son dönemde az da olsa çözüm yolunda mesafe almasının ve bunun sonucunda Ermeni ve Azeri devlet başkanlarının yakında bir araya gelmeyi planlamalarının umut verdiğini söyledi.
Babacan, dini özgürlüklerle ilgili bir soruya “Türkiye'de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor. Türkiye'de son dönemde laiklik eksenli bir tartışma yaşanıyor. Bizim laiklik tanımımız çok açık: Din ve devlet işlerinin açık şekilde birbirinden ayrılması. Devletin de bireylerin dininin gereğini yerine getirmesine müdahale etmemesi. Burada farklı inançtakiler de dinsizler de bu özgürlük ortamından faydalanabilmeliler” şeklinde cevap verdi.
Dışişleri Bakanı Babacan, AK Parti'ye açılan kapatma davasına ilişkin beklentisinin sorulması üzerine ise AB yolculuğundaki bir Türkiye'de mahkemelerin “Kopenhag kriterlerine ve Venedik Komisyonu ilkelerine uygun karar vereceklerine ve saygınlıklarını koruyacaklarına” inandığını ifade etti.