Güncelleme Tarihi:
ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sevdan Yılmaz yürütücülüğünde Çanakkale Boğazı'nda 'Müsilajın Su Ürünleri Yetiştiriciliği Üzerine Etkileri' başlıklı araştırma projesi hayata geçirildi. Proje kapsamında Çanakkale Boğazı'nda su ürünleri üretimi yapılan bölgelerde çeşitli çalışmalar gerçekleştirildi. Doç. Dr. Sevdan Yılmaz, çalışmalarda müsilajın özellikle balıkların canlı yemleri olan rotifer ve artemialara zarar verdiğini, buna bağlı olarak da ciddi ekonomik kayıpların yaşandığını söyledi.
Doç. Dr. Yılmaz, müsilajın çok uzun zamandır görüldüğünü, 1729 yılına kadar Adriyatik Denizi'nde ilk kayıtları olduğunu bildiklerini söyledi.
‘ÜRETİMDE CİDDİ KAYIPLAR’
Su ürünleri yetiştiriciliği üretiminin her yıl arttığını vurgulayan Doç. Dr. Yılmaz, “Bu yıl itibarıyla su ürünleri yetiştiriciliğindeki üretim 514 bin tonu aşmış durumda. Bu noktada özellikle çipura ve levrek, deniz balıkları üretimimizde önemli bir yere sahip. Genelde bu balıkların üretimi ‘kuluçkahane’ dediğimiz kara tesislerinde yapılıyor. Kuluçkahaneler suları denizden almak zorunda. Denizde de müsilajlı yapıyla birlikte birçok mikroorganizma virüslere, parazitlere kadar tesise bu balıkların yaşamı üzerinde zarar verebilecek organizmalar ulaşmış oluyor. Bunların balık besinlerine, üretimde ciddi ekonomik kayıplara neden oldu. Özellikle balıkların yemlerini oluşturan canlı yem dediğimiz rotifer, artemiada dahi müsilajlı yapıdan kaynaklı üretim problemleri gerçekleşti. Bu küçük canlıların dahi müsilajla ilişkili olarak bazı hastalıklara yakalandığını ve birbirlerine yapıştığını belirledik” diye konuştu.
‘TOPLU ÖLÜMLER OLUYOR’
Doç. Dr. Sevdan Yılmaz, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Her ne kadar kara tesislerine su alındıktan sonra çeşitli filtrasyonlardan geçse de müsilajlı yapıyla gelen canlıların tekrardan çiftlik koşullarında, tanklarda çoğalarak, balık larvalarında bile birbirlerine yapışmalara, toplu ölümlere neden olduğunu tespit etmiş olduk. Yetiştirildikten sonra kafeslerde porsiyonluk boya getirilmesi planlanan larvaları eğer bu aşamada kaybedersek ‘balık yetiştiriciliği’ olumsuz etkilenecek, önemli bir sorun haline ortaya çıkacaktır.”