Güncelleme Tarihi:
Batman’da 18 yaşındaki kız arkadaşı İpek Er’e cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla, eski uzman çavuş Musa Orhan hakkında ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçundan Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Tutuksuz yargılanan Orhan’a iyi hal indirimi yapılarak, 10 yıl hapis cezası verilmişti. Orhan’ın tutuklanması talebi ise mahkemece reddedildi. Mahkeme, gerekçeli kararını tamamladı. Gerekçeli kararda, Siirt Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü’nün verdiği rapor, olayın gerçekleştiği ikametin yatak odasından alınan battaniye ve yastık kılıfı üzerinde sanığa ve mağdura ait meni, vücut izi ve kan örneklerinin karışık halde bulunduğuna ilişkin raporun; mağdurun olayın gerçekleştiği yer ve zamana ilişkin iddialarını doğruladığı vurgulandı.
‘BEYANLARI SAMİMİ’
Kararda, mağdurun anlatımları bir bütün olarak dikkate alındığında, kabul ile uyumlu olduğu görüldüğü belirtilerek, “Ayrıca şayet mağdurun amacı sanığa iftira atmak ve onun cezalandırılmasını sağlamak olsa idi, olay tarihinde sanıkla yaşadığı tüm cinsel ilişkilerin zorla olduğunu söyleyebilir ya da en azından rızayla birliktelik yaşadığını söyleyemeyebilirdi. Oysa mağdur ilk ilişki ve sonrasında olanın rızası dışında olduğunu ama ertesi gün ise rızayla ilişkiye girdiğini beyan etmiş olduğu, bu sebeple de mağdurun beyanının samimi olduğu anlaşılmıştır” denildi.
‘RIZASI YOKTU’
Gerekçeli kararda, meydana gelen cinsel ilişki olayında, rızanın bulunup bulunmadığının tartışılmasına ilişkin olarak da şu değerlendirme yapıldı: “Alkolün etkisinde olan, direnme ve idrak etme gücünü kaybeden mağdurun, öncesinde ya da ilişki esnasında açıkça ilişkiye girme iradesi olmadığı sürece yapılan cinsel ilişkinin rıza dışı olduğunun kabul edilmesi gerekir. Bu durumda artık mağdurun direnci kırıldığı için sanığın cebir kullanması gerekmediği gibi ayrıca mağdurun direnmesi de beklenemez. Esasında önemli olan mağdurun rızasının bulunmamasıdır. Bu da suçun oluşumu için yeterlidir. Burada mağdur, yapılan ilk cinsel birleşmenin isteği dışında ve zorla gerçekleştiğini beyan etmiş ve bu beyanı da diğer delillerle desteklenmiştir. Oysa sanığın savunmaları olayla ve raporlarla çelişmektedir. Bu sebeplerle mağdurun beyanlarının doğru olduğu kabul edildiğinde sanığın üzerine atılı eylemi mağdurun rızası olmaksızın gerçekleştirdiği anlaşılmakta olup, açıklanan sebeplerden dolayı sanığın üzerine atılı cinsel istismar suçunu işlediği sabit olduğundan cezalandırılmasına karar verilmiştir”
Kararda, sanık Orhan’ın ‘tüm duruşmaları takip ediyor olması, kaçacağına ilişkin somut bir delilin bulunmaması, adli kontrol tedbiriyle de beklenen amaca ulaşılabilecek olması sebebiyle’ daha önce uygulanan yurtdışına çıkma yasağının aynen devamına ve ayrıca ikamet ettiği en yakın karakola giderek her ayın 1. ve 15. günleri imza vermek suretiyle adli kontrol tedbirlerine hükmedildiği belirtildi.
'İSTİNAF ÇÖZSÜN' YAKLAŞIMI
Musa Orhan’ın avukatı Mehmet Erkan Akkuş ise mahkûmiyet kararına ilişkin olarak “Siirt küçük bir şehir olmasından dolayı verilecek bir beraat kararının heyete karşı manevi baskı yaratma ihtimali karşısında, heyetin ‘Bu karar ile mahkûmiyet verdik ama tutuklamıyoruz, dosyayı istinaf çözsün’ şeklinde orta bir çıkış yoluna gittiği kanaatindeyiz. Bu da heyetin kendi kararına inanmadığını göstermektedir” görüşünü savundu.