Güncelleme Tarihi:
Türk Edebiyatından Aşk Şiirleri
Der. Metin Celal
Alf
İnsanın içini kıpır kıpır eden bahar aylarındayız. Her bahar yeniden aşık olur insan. Yeni birine olmasa da aşkınızın tazelendiğini hissedersiniz. Aşk üzerine çok fazla bir şey söylemeye gerek yoktur. Ne söylense hep eksik kalacağı için olsa gerek. Böylesi durumlarda şairler yetişir insanın imdadına. Kendi kelimeleriniz belki boğazınıza düğümlenmiştir. Bazen tam da söylemek istediğiniz şeyi bulursunuz onlarda. O sizin diliniz, kalbiniz olup çıkıverir işin içinden. Baharı beklemeye, bir neden aramaya gerek var mı aşık olmak için? Cemal Süreya'nın dediği gibi: ‘‘Kuşlar toplanmış göçüyorlar/Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.’’ İsterseniz aşkınızı Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi toplayın: ‘‘İki/Sevgi ne eder/Bekler biraz/Sevişmek eder’’. Tam zamanında çıkıp gelen bir derleme Metin Celal'in hazırladığı Türk Edebiyatından Aşk Şiirleri Antolojisi. Çağdaş Türk şiirinin kurucuları olarak kabul edilen Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'den başlayıp günümüz şiirinin genç isimlerine kadar toplam 170 şairimizin aşk üzerine yazdıkları dizeler var bu antolojide. Kitabın sonunda biyografiler ve internetteki şiir sitelerinin adresleri de konulmuş. Kitapla yetinmediğiniz zaman sanal ortamda sanal olmayan aşk şiirlerine ulaşabilirsiniz.
Operada Cinayet
Donna Leon
Çev. Sinem Gürdal
Ayrıntı Yayınları
Venedik'teki La Fenice tiyatrosunun olağan temsillerden biri. Verdi'nin La Traviata operasının üçüncü perdesi için ışıklar karartılmış, seyirci ünlü maestro Helmut Wellauer'ın orkestranın başına geçip konseri kaldığı yerden devam ettirmesini bekliyor. Tam bu sırada sahneye çıkan bir görevli konseri yedek şefin yöneteceğini, Wellauer'in rahatsızlandığını bildiriyor. Oysa işin gerçeği ünlü şef soyunma odasında siyanürle zehirlenmiş ve yaşamını yitirmiştir. Efsane baget artık susmuş ama arkasında bir çok soru bırakmıştır. Soruşturmayı dedektif Guido Brunetti yürütür. Şefin geçmişi hiç de göründüğü gibi değildir. Handel uzmanı ve opera hayranı olan yazar Donna Leon'un bir diğer tutkusu da Venedik. Opera eserlerinin o görkemini romanda vermek için Venedik'ten başka bir mekan bulunamazdı herhalde. Yalnız bu romanın tam bir Akdeniz polisiyesi olduğunu da belirtelim. Cesedi kaldırmak için operanın dağılmasını beklemek istemeyen polisin gerekçesi gerçekten de bunu gösteriyor. İş saati geçecek ve mesaiye kalınacaktır. Ancak çalışanın mesaiye kalacağı 24 saat önceden de bildirilmek zorundadır. Dedektifi baştan çıkartan bu tür ayrıntılarla romanın pek çok yerinde karşılaşmak mümkün. Polisiye meraklıları kadar opera hayranlarının da severek okuyacakları bir roman.