Mürekkebi kurumadan

Güncelleme Tarihi:

Mürekkebi kurumadan
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2001 00:00



İhsan YILMAZ
Haberin Devamı

Terör

Emin Demirel

IQ Yayıncılık

Terörle başı beladan bir türlü kurtulamayan bir ülke Türkiye. Değişik kimliklerde, farklı isimlerde ve amaçlarda sık sık karşımıza çıkıyor. Siyaset amacıyla yola çıkıp suçlu suçsuz ayrımı yapmadan insanlar öldürülüyor. Büyük acılar yaşanmış ve göz yaşları dökülmüş. Emin Demirel'in güncelleştirilerek beşinci basımı yapılan Terör adlı çalışması, Türkiye'de başlangıcından günümüze kadar faaliyet gösteren örgütlerin kuruluşlarından itibaren amaçları ve yaptıkları eylemleri bir araya getiriyor. Demirel kitabın başında terörün ne olduğu, ortaya çıkış nedenlerini, amaçlarını ve çeşitleri üzerine açıklayıcı bilgiler veriyor. Kitabın diğer bölümlerinde ise Türkiye'de terör faaliyeti gösteren kuruluşlar tek tek ele alınıyor. Türkiye'de terörün daha çok sol kaynaklı olduğunu söyleyen Demirel çalışmasında TÖS gibi bazı sendikaları da terör örgütü kapsamına almış. Kitapta Abdullah Öcalan'ın ifadesinin tamamını da bulabilirsiniz.

Sarı Oda'nın Esrarı

Gaston Leroux /Çev.N. Müstakimoğlu

Altın Kitaplar

Henüz 20'nci yüzyılın başında, 1907 yılında yazılmış bir polisiye roman Sarı Oda'nın Esrarı. 2000 yılında yapılan bir ankete göre de geçtiğimiz yüzyılın en iyi polisiyesi olarak kabul edilmiş. Polisiyenin devleri olarak kabul edilen Agatha Christie, Georges Simenon gibi yazarları geride bırakan Gaston Leroux'nun bu romanı klasik polisiye türünün bütün özelliklerini taşıyor. Nefes nefese bir aksiyondan çok bir cinayetin mantık yürütülerek çözülmesine dayanıyor. Profesör Stangersin ve kızı Mathilde, Glandier şatosunun müştemilatında kurdukları laboratuarlarında bilimsel deneylerini yapmaktadırlar. Mathilde bir gece bütün pencereleri ve kapısı kapalı olan laboratuarın yan odasında ağır bir şekilde yaralanır. İçeriye ne girmek mümkündür ne de odadan çıkmak. Olayı doğaüstü güçlere bağlayanlar bile bulunur. Bir kişi hariç. O da gazeteci Joseph Roulletabille'dır. Olay üzerindeki esrar perdesinin bir dantel gibi örülerek kaldırılması, romanı nefes nefese okutuyor.

Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek

Ayfer Tunç

YKY

Ne kadar çok şeyi arkamızda bırakmış ve unutmuşuz. Zaman gerçekten bu kadar hızlı mı geçiyor yoksa biz mi çok çabuk değişiyoruz? Ayfer Tunç'un kitabını okurken her biri sararmış fotoğraflardan oluşan bir albümün yapraklarını karıştırır gibi oluyor insan. Anlatılanların çoğunda siz de varsınız. Ya tırnak ve mendil kontrolünde bacaklarınız titrerken ya da misket oynayarak eğlenen çocukların arasında buluyorsunuz kendinizi. Yazar, kendi çocukluğundan yola çıkarak 70'li yılların gündelik yaşamından çarpıcı kareler sunuyor. Teldolaplardan buzdolabına, radyodan siyah beyaz televizyona, somya ve sedirden çek yatlara değişen evlerimiz. Değişen eşyalarla birlikte değişen yaşamlarımız. Bugün kapı komşusunu tanımadan apartmanlarda yaşayan insanların çok değil, 30 yıl önce sıcacık bir komşuluk yaşadıklarını okumak içinizi burkacaktır. Markalarla şartlanmış ve belirlenmiş yaşamımızın nereden geldiğini görebilirsiniz bu yazılarda. İçeceklerimiz sarı gazoz, beyaz gazoz ve kara gazozdu. Sepya rengi bir dünyanın kapılarını aralamak eminim sizin de hoşunuza gidecektir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!