A.A
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2009 17:39
Beşiktaş'ta çöp konteynerinde parçalanmış cesedi bulunan 18 yaşındaki Münevver Karabulut, cinayetten yaklaşık 3 ay sonra Taksim'de anıldı.
Bir internet sitesinde Münevver Karabulut adına kurulan ve üye sayısı 40 bine ulaşan grubun üyeleri, Taksim Meydanı'nda bir araya gelerek, “sessiz” bir anma gerçekleştirdi.
Çocukların da ellerinde Karabulut'un resimleriyle destek verdiği gruba, Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut da katıldı.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Süreyya Karabulut, sessiz anma eylemini 3 Haziran Çarşamba günü yapmayı planladıklarını, ancak mesai günü olması nedeniyle bugüne aldıklarını söyledi.
“Artık sabrımız taşıyor. Çok zor durumdayız” diyen Karabulut, tüm yetkililerden çok kısa süre içinde cinayetin ve faillerinin aydınlatılmasını
istedi.
Cinayetin zanlısı Cem Garipoğlu ile diğer zanlıların bugüne kadar saklandığını dile getiren Karabulut, “Bu konunun aydınlatılması için emniyet teşkilatımızdan, devlet büyüklerimizden yardım bekliyoruz. Bir aile olarak çok zor durumdayız ağır şartlar altında günlerimiz geçiyor” dedi.
Karabulut, cinayetin satanist bir cinayet olduğunu, Adli Tıp raporlarının da bu doğrultuda sonuçlar ortaya koyduğunu ileri sürerek, şunları kaydetti:
“Benim haklı olduğum ortaya çıktı. Bu profesyonelce işlenen bir cinayet. Aşk cinayeti değil. Bu cinayette 4 faktör var. Birincisi cinayeti işleyenler, ikincisi cinayet yerini temizleyenler, üçüncüsü delileri yok edenler, dördüncüsü ise suçluları saklayanlardır. Cem Garipoğlu kendi ailesindedir. 17-18 yaşında bir delikanlının tek başına yurt dışına kaçması, yakalanamaması mümkün değil. O ailenin elinde. Artık ailenin teslim etmesi lazım.”
6 ARKADAŞA YURT DIŞI YASAĞI
Karabulut, bir soru üzerine Cem Garipoğlu'nun Moskova'da görüldüğü söylentilerinin doğrulanmadığını belirtti.
Garipoğlu'nun 6 arkadaşına yurt dışı yasağının niçin konulduğunu bilmediğini, ancak bir varsayım olarak nedeninin olması gerektiğini ifade eden Karabulut, “Satanist cinayeti olduğu ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Karabulut, olayın bu duruma geleceğini Garipoğlu ailesinin tahmin edemediğini de savunarak, “Bu barbar insanlar bunu tahmin etselerdi, delilleri yok etmek için evi yakmak dahil her şeyi yaparlardı” diye konuştu.
Bir gazetecinin, “Yapılan incelemelerde spermlerin 1 kişiye ait olduğu ortaya çıktı ve Cem'in sperm örneklerine rastlanamadı. Bu konu hakkında ne söyleyeceksiniz?” sorusuna Karabulut, “Ben şaşkınlık ve hayretler içerisindeyim. Burada kaç kişi vardır? Tahminime göre 3 kişi vardı. Cem parası olduğu kadar kaçar ama yanındakiler nereye kaçıyor? Diğer kişilere ne oldu? Ben diğer kişilerin de peşindeyim. Bu diğer kişileri kim saklıyor?” yanıtını verdi.
“CİNAYET KAPALI KUTU”
Karabulut, cinayetle ilgili bir şeyler bilip bilmediğini sorulması üzerine şunları söyledi:
“Cinayet kapalı kutu. Öğrendiğim kadarıyla, ön sezilerimle ben bu cinayetin satanist cinayeti öncesinde toplu bir şekilde ayin yapıldığı, gözleri kapalı ve ya bileklerinden bağlanmış kızım yani. Bileklerinden bağlandıktan sonra bangır bangır, bağıra bağıra kızım canını teslim etti. Ama diğer tarafta sağındaki solundaki komşular güvenlikler hiçkimse ortalıklarda yok. Daha düne kadar insanlar tedavi için psikologlara gidiyorlar ama bir tanesi gelip de emniyette ya da savcılıkta ifade vermiyorlar.
Benim kızımın cesedi taksiye yatırıldı, taksinin içerisinde 7 tane kan bulgusu var. Şoför elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Adalet bu mudur? Babası içeride yatıyor. Tabiİ benim kızımın kanına kimin eli değdiyse bunun cezası cezaevidir. Onu kanun verecek, cezasına benim verecek halim yok ki.”
“BİZ DE İNSANIZ”
Cinayetin faillerinin hala bulunamadığını belirten Karabulut, “Ama maalesef insanlar dışarıda dolaşıyorlar, geziyorlar. 90 gün boyunca 70 milyonun vicdanı sızlıyor. Bu cinayet ortaya çıkmaz mı? Tek bir açıklama yapılamaz mı?” diye sordu. Adli Tıp'ta DNA testlerinin yapıldığını hatırlatan Karabulut, şunları söyledi:
“Benim dahi alındı. Benim ne alakam var, benden neden alınıyor? Yeri belli, insanlar belli. Annesi yurt dışında. Neden yurt dışına çıkış izni verildi? Kardeşleri ortalıkta yok. Burada sessiz bir şekilde sizlere hitap ediyorum. Ne yapayım? Kendimi mi yakayım ben? Tabii ki devletten yardım isteyeceğim. Devletin çözmesi lazım. Bu ülkenin bakanı, başbakanı, cumhurbaşkanı, emniyet müdürü, valisi... Burada bir evlat gitti. Öldüğü için demiyorum arkadaşlar. Ölüm hepimiz için ama ölümün böylesini nefretle kınıyorum. Yeter artık bıçak kemiğe dayandı. Biz de insanız yani.”
Süreyya Karabulut, soruşturmayı yürüten yetkililerden dosya ile ilgili bilgi alamadığını, üst düzey yöneticilerle görüşmek için girişimde bulunmadıklarını söyledi.
Sessiz anma eyleminin ardından dağılan grup üyeleri, Münevver Karabulut'u anmak için 6 Haziran Cumartesi günü Ankara, Eskişehir, Bursa ve İzmir'de eş zamanlı eylemler yapacaklarını belirtti.