Seyit ERÇİÇEK / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2011 00:00
Başı kesilerek öldürülen Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili dün görülen duruşmada, Adli Tıp Kurumu’nun, katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun babası Nida Garipoğlu’na ait kanlı iki gömlek ve içlik üzerinde yaptığı incelemeye ilişkin raporu tartışma yarattı.
Raporu hazırlayan Uzman Doktor Murat Nihat Arslan, kıyafetlerdeki kan lekelerinin sıçrama ya da fışkırma özellikleri taşımadığını, sepette bulunan kanlı başka bir cisimden bulaşmış olabileceği kanaatine vardığını belirtti. Bakırköy 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada okunan raporu kabul etmeyen
Karabulut Ailesi’nin avukatı Rezan Epözdemir, şunları söyledi: “Adli Tıp Kurumu’nu tazminata mahkûm etmemiz sebebiyle aramızda husumet vardır. Rapor mahkemeye saatler kala UYAP sistemiyle dijital ortamdan gönderilmiştir. Rapor, Nida Garipoğlu’na isnat edilen cinayete iştirak suçlamasını bertaraf etmek amacıyla hazırlanmıştır ve hukuk adına utanç vericidir.”
“Diğer çamaşırlar niye temiz”Nida Garipoğlu’na ait kanlı elbiselerin bulunduğu sepetteki diğer çamaşırlarda kan olmadığını belirten Epözdemir “Ancak rapor sepette bulunan başka kanlı bir cisimden bulaşmıştır diyor. Cem Garipoğlu bile yerdeki kanı sildiğini söylemişti. Adli Tıp Kurumu’nun saygınlığı tartışılır haldedir.” Münevver Karabulut cinayetini Hrant Dink cinayetine benzeten avukat Epözdemir, “Sanık Ogün Samast, olayda 18 yaşını doldurmadığı için 21 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Aynı durumdaki Cem Garipoğlu’na verilecek benzer bir ceza, kimseyi tatmin etmez en az 24 yıl hapis cezası almalıdır” dedi.