Güncelleme Tarihi:
4 günlük yurt gezisi çerçevesinde Bursa'da bulunan Erkan Mumcu, düzenlediği basın toplantısında, sendikaların “Taksim”, Hükümetin de “yaptırmama” ısrarının kendisine saçma göründüğünü ifade etti.
1 Mayısın, bir gerilimden, kutsal olan emeğin bayramı olarak herkesin coşkuyla paylaşacağı bir şey haline dönüştürülmesi gerektiğini belirten Mumcu, şunları söyledi: “Bunun için de yapılması gereken şey, yasaklar koymak, tedbirler almak, su sıkmak, gaz püskürtmek veya coplamak olmasa gerek. Tabii İstanbul Emniyetinin bir takım başarısızlıklarını bastırmak için bazı alanlarda kendini gösterme gayreti, her zaman dikkat çekmektedir. Aslında şehir güvenliği son derece sıkıntılı bir durumdadır, ama buna rağmen bu gibi durumlarda polis, kudretini göstererek bir varlık ispatı çalışmasına girmektedir. Sabahın erken saatlerinde bir sendika genel merkezinin basılması anlamına gelebilecek bir tutum ve eylemi, önlem diye kabul etmek mümkün değildir. Bu çok nezaketsiz, saygısız bir durumdur.”
ANAVATAN Genel Başkanı Mumcu, herkesin demokrasiyi içine sindirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ama bizim Hükümetimiz, demokrasiyi sadece kendi işine geldiği zaman hatırlayan bir kadrodan kurulu ve onlar için demokrasi, hep kendine yontan bir nalıncı keseri... Eğer kendi canlarını yakan bir şey varsa ilk feryatları 'demokrasi', ama başkalarının hakkı hukuku söz konusu olduğunda, o zaman hemen katı devletçi otoriter tutumlarını takınıveriyorlar” diye konuştu.
“ÖZAL ÖYKÜNMECİLİĞİYLE TÜRKİYE'Yİ YÖNETMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Erkan Mumcu, Anavatan Partisinin iktidarlarından sonra gelenlerin, “herhangi bir vizyon geliştirme kapasitesi olamadığı için ezberleriyle Türkiye'yi idare etmeye çalıştıklarını” iddia ederek, şunları ifade etti:
“Bugün Türkiye'yi yöneten kadrolar, çok iğreti bir biçimde Özal öykünmeciliğiyle Türkiye'yi yönetmeye çalışıyorlar ama miş gibi yaptıkları adamın kim olduğunu bile anlamış değiller, onun ağzından duydukları lafları tekrar ediyorlar, ama tekrar ettikleri lafların anlamlarını bilmiyorlar. Böyle bir arıza var.”
Türkiye'de siyasetin iki kutuplu bir hale dönüştürüldüğünü ve bunda da en büyük payın 28 Şubat süreci olduğunu kaydeden Mumcu, parlamentoda temsil edilen eğilimlerin hiçbirinin, olağan demokratik siyasal eğilimlere sahip olmadığını savundu.
Mumcu, AK Parti, CHP, MHP ve DTP'nin, temsil ettiklerine inanılan değerler konusunda “bağnazlık” göstererek siyasette var olabileceklerini ileri sürerek, “Bunların hiçbiri, sosyal devlet, rekabetçi büyük ekonomi, çağdaş bir eğitim düzeni tasarlayamaz, Türkiye'nin sistemini işler bir sistem haline getirecek aklı üretemezler. Çünkü zihinleri buna ayarlı değil” görüşünü dile getirdi.
DP İLE BİRLEŞME
Mumcu, gazetecilerin “DP ile birleşme” konusundaki soruları üzerine, seçim öncesinde DP Genel Başkanı Mehmet Ağar tarafından çok büyük bir haksızlığa uğradıklarını, fakat bu defterin artık kapatılması gerektiğini ifade etti.
Kişisel olarak birleşme fikrine sıcak yaklaştığını, ama önemli olan parti mensuplarının düşüncesi olduğunu dile getiren Mumcu, “Sinerji yaratılabilecek bir model oluşturulması durumunda, partime bunu öneri olarak götüreceğim, fakat geçmişte yaşananlardan dolayı vicdanlarını baskı altına alacak bir söylemde bulunmayacağım” dedi.