Güncelleme Tarihi:
Erkman Mumcu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, insanlık tarihinin ve kutsal kitapların, iyi idarecilerin ülkelerine bereket, zenginlik, huzur, afiyet getirdiklerini, ama kötü idarenin de bir ülkeye kıtlık, fakirlik, korku, dehşet, mutsuzluk getirdiğinin örnekleriyle dolu olduğunu vurguladı. Türkiye’nin bugün yaşadıklarının kader değil, hepsinin kötü tercihler, yanlış kararlar ve kötü idarenin sonucu olduğunu dile getiren Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İyi yönetimle, kötü yönetim arasındaki farkı bizim milletimiz, ‘bizden olanlar, onlardan olanlar diye’ algılıyor. İşte fitne böyle giriyor. Hepimiz daha bir hayat yaşamayı istemiyor muyuz, Hepimiz bizim yaşadığımızdan daha iyi bir hayatı çocuklarımız yaşasın değil mi? Peki o zaman bu neyin kamplaşması, neyin kutuplaşması. İnsanları kılık kıyafetleri üzerinden, kendi kültürlerinden intikal ettikleri değerler üzerinden ayrıştırmaya çalışmak hangi insanlıkla bağdaştırılabilir. Bir anayı, bir babayı, bir çocuğu bir başkasından ayıran şey nedir, ne olabilir? İnsani bir düzene, insanileşmiş bir düzene ihtiyacımız var. Ben sıkıldım, bıktım, yoruldum artık. Senelerdir aynı şey tartışılıyor bu ülkede. Cumhurbaşkanı kim olacak? Bunun için darbeler yapıyor, bunun için insanlar öldürülüyor, bunun için bu ülkenin başbakanları iplerde sallandırılıyor. Taktık bu kim sorusuna. Kim olacak, kimden olacak, bizden mi olacak, sizden mi olacak? Bizi kim kurtaracak? Sizi Allah’tan başka kimse kurtaramaz.”
ŞEHADETTEN SAYMAMIŞ
AKP’nin Türkiye’de çok partili siyasi hayata geçildiğinden beri hiçbir hükümete nasip olmayan bir kudretle iktidara geldiğini ve hep geçmişi suçladığını anlatırken, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendi geçmişinden bir şey çıkınca ‘geçmişi karıştırmayın’ diye hoplamaya başladı. Ne oldu? Demek ki seninde bir geçmişin var. ‘Sayın’ ifadesiyle kastedilenin bir hürmet kasti olduğuna inanmıyorum ama asıl vahim olan şey sonraki cümlesinde kullandığı ‘kelle’ ifadesidir. Bizim şehitlerimize adam kelle diyor. Bu ülkede din değerlerine yüksek sadakatle bağlı olan herkes şehadetlik mertebesinin kutsal olduğnu söyleyecektir. Bu adam da dindardır ve şehadete bu düzeyde inananır denilebilir. Ama özür diliyorum, benim kuşkum var. Uzunca bir süredir bu adamlar askerimizin yaptığı işi vatan bekçiliği değil rejim bekçiliği olarak gördüğü için orada can kaybetmeyi şehadetten saymamışlar. İkide bir geçmişi kurcalayıp duruyordunuz, sizin geçmişinizle ilgili bir şey söyleyince hopladınız.”
YÜZDE 1’İNİ YAPANLAR YÜCE DİVAN’DA HESAP VERDİ
Erkan Mumcu, bir gazetenin başbakanın oğlunun gemi aldığını yazdığını, kendisinin de bunu sorduğunu anımsatırken, “Başbakan neredeyse eline sopa alıp milleti kovaladı” dedi. Mumcu, “Bunu sormayacağız da biz neyi soracağız. Bu ülkede senin yaptığının yüzde 1’ini yapanlar gidip Yüce Divan’da hesap verdiler. Başbakan ‘ben sizin karın ağrınızın ne olduğunu biliyorum’ diye herkese şantaj yapıyor. Ne bağırıp çağırıyorsun, sen de çıkar verirsin hesabını, demokratik ülkelerde böyledir. Ama hesabın karmakarışık olduğu belli” diye konuştu.
TALEP ETTİĞİNİN YÜZ KATINI VERECEĞİM
Mumcu, geçtiğmiz haftalarda yaptığı bir konuşmada Erdoğan’ın, “peruk taksınlar okula öyle gitsinler” sözünü anımsattığı için Başbakan Erdoğan’ın kendisini mahkemeye verdiğini dile getirirken, “Çıksın televizyona ‘ben öyle bir şey söylemedim’ diye söylesin. Talep ettiği tazminatın beş katını, yüz katını vereceğim. Hadi desin. Diyemez, çünkü herkesin gözünün içine baka baka yalan konuşmak öyle kolay değildir” dedi.
TUZSUZ DELİ BEKİR BENZETMESİ
Mumcu, Türkiye’nin devletiyle uydulaştırıldığını, bunun delillerinin de ortada olduğunu savunurken, “PKK konusunda ABD’ye gidip dilendiler. Bunu yaptığınız zaman kendi ulusal bütünlüğünüzü bir başka ülkenin muvaffakiyetine bağladınız demektir. Ortada Tuzsuz Deli Bekir gibi kükreyen bir adam fakat ülkenin bağımsızlığı elden gidiyor. Bu ülkenin ekonomisi taşeronlaştırılıyor. Bir tefeci tuzağının içinde Türkiye bataklığa sürüklenirken bir takım adamlar poz yapıyorlar. Onlar poz yaparken o ülkenin insanları yoksulluğa itiliyor” diye konuştu.
BAŞBAKANIN AKLIYLA OLMUYOR
Cumhurbaşkanını halkın seçmesi önerisini yineleyen Mumcu, şöyle dedi:
“Bir genel başkanın talimatıyla seçilen milletvekillerinin seçeceği cumhuraşkanı temsilde adaleti sağlamaz. O yüzden götürün sandığı milletin önüne. Fırsat ganimettir alıp kaçarım diyemezsiniz. Millete, ülkeye yazık olur. Bırakın cumhurbaşkanını 73 milyon vatandaş seçsin. Olmuyor işte başbakanın aklıyla buraya kadar oluyor. 73 milyon insanın aklını devreye koyun.”