Güncelleme Tarihi:
DÖRDÜNCÜ SIRAYI KAPTIRMIYORLAR
Yüksek lisans öğrenimi görmelerindeki gayelerini, “Siyasetteki pratik bilgileri, bilimsel temellere oturtmak” olarak aktarıyorlar. Haftada iki sabah derslere giriyorlar. Yüceer, “Kadın Hakları, Laiklik ve Afet İnan”, Havutça “Türk tarih tezleri”, Usluer ise “İnönü dönemi” üzerine çalışarak araştırmalar yapıyor. Sınıfta sıraları da değişmiyor. Önden dördüncü sıra, soldan sağa da bir iki ve üçüncü sıralarda oturuyorlar. Kimseye de yerlerini kaptırmıyorlar. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Profesörü Naime Canoruç da sınıf arkadaşları arasında yer alıyor.
Öğrencilikleri ile ilgili Hürriyet’in sorularını yanıtlayan CHP’li siyasetçiler, yaşadıkları süreç ile ilgili şunları söylediler:
SINIF ARKADAŞLARIM ÇOCUKLARIMDAN KÜÇÜK
Prof.Dr. Gaye Usluer (CHP PM Üyesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde (ESOGÜ) öğretim görevlisi):
“2007 yılında ESOGÜ’de rektörlük seçimlerine katılmıştım. Hem üniversitede yapılan seçimlerde, hem de YÖK’de yapılan mülakatta birinci olmama karşın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2’inci sıradaki adayı atadı. Bilim insanı olduğum için siyaset yapıyorum; ama siyaseti de bilim olarak içselleştirmeliyim. Sınıf arkadaşlarım çocuklarımdan daha küçük. Pratiğini yaptığım bir alanda teorik donanım elde ediyorum. Çok ilginç diyaloglarımız olabiliyor. Öğrenciyim, ‘hocam’ diyorum. Dersini aldığım hoca bana, ‘hocam’ diyor. Öğrencilerle arkadaşız; ama onlar da zaman zaman ‘hocam’ diyor. Bir kimlik karmaşası yaşıyoruz. Yıllardır ders anlatıyorum. Konferanslara katılıyorum, makaleler yazıp literatürü takip ediyorum deneyimliyim; ama öğrenci olarak sunum yaptığımda daha heyecanlıyım.
SABAH BEŞ BUÇUKTA YOLLARDAYIM
Masterı bitirelim belki doktora yapabilirim. Çok keyifli. Eskişehir Osmangazi’de Öğretim Üyesiyim. Haftada iki gün, sabah saat 5.30’da yollara koyuluyorum. Saat 8.00’de Siyasal Bilgiler Fakültesinde oluyorum. Mastera girmek için yapılan mülakatta hocalar, ‘Siz zaten hocasınız, buyrun gelin bütün derslere katılın, resmi öğrenci sıfatı kazanmanız gerekmiyor’ dediler. Ben de kişisel donanım ve iç disiplin olduğu için resmi öğrenci olmak istediğimi söyledim. Eşitlerden oluşan bir grubuz. Gençlerle ilişkilerimiz gayet iyi. Bizi hayretle karşılıyorlar; ama onlar açısından da motivasyon kaynağıyız. Keşke daha önce yapsaydım. Her ne iş yapıyorsanız, bir bilimsel çerçeve ile birleştirdiğiniz zaman, attığınız adımlar daha sağlam, daha dengeli ve daha inandırıcı oluyor.”
AYRICALIK TANINMIYOR İSTEMİYORUZ ZATEN
Candan Yüceer (CHP Tekirdağ Milletvekili ve PM üyesi): Gerçekten çok keyifli. Özellikle de benim gibi Tıp kökenli biri için çok güzel bir deneyim. Keşke daha önce başlayabilseydim. Derse devam zorunluluğu var, sunum, araştırmalar yapıyorsun. Öğretmen mini mini sınavlar yapıyor. Çok yol kattettim. Farklı bakış açılarını görebildiğimizi düşünüyorum. Siyasette ortak aklı çıkarabilmek için farklı pencerelerden bakmak önemli.ü
GAYE ÇOK ÇALIŞKAN BİR ÖĞRENCİ
Sıra arkadaşlarımla iletişimim gayet iyi. Gaye Usluer çok sevdiğim bir arkadaşım, çalışkan bir öğrenci. Okumalarımız hakkında birbirimize önerilerde bulunuyoruz. Çocuklarım söylediğimde güldüler. ‘Anne nasıl yani, nasıl öğrenci oldun’ dediler. Onların sınavları vardı. ‘Çalışmama engel oluyorsunuz. Ben öğrenciyim’ diyorum. Onlar da çalışsın diye. Sınıftaki öğrenciler de çok donanımlılar ve onlardan da çok şey öğreniyorum. Bizler daha pratiklerden yola çıkarak sorular yöneltiyoruz, onlar daha bilimsel bakıyorlar. Onların da bir şikayeti yok. Bizimle aynı sınıfta olmaktan mutlular.”
HEM ÖĞRETMEN HEM ÖĞRENCİ OLDUM
Namık Havutça (CHP Balıkesir Milletvekili): Özellikle Candan Yüceer’in teşvikiyle öğrenci olmaya karar verdik. Tarih ve hukuk mezunuyum. Öğrencilik çok keyifli gidiyor. Ben resmi ideolojinin doğuşu Türk tarih tezleri üzerinde çalıştım. Yeniden ulus devletinin kurulma süreçlerinde, laikliğin ve modernleşmenin uluslaşma sürecimize etkisini çok yakından inceleme imkanım oldu. Tanıl Bora derslerimizde yer aldı. İnönü’yü, Ziya Gökalp’i, milliyetçiliği, tarih tezlerini, Kemalizmin diğer şeylerle ilişkilerini inceledik. 25 yıl tarih dersleri vermiş bir öğretmen olarak şunu söylüyorum. Hepimiz yaşam boyu öğrenciyiz. Dünya değişiyor, fikirler değişiyor, sosyal yapı değişiyor. Doğal olarak bilgiler de değişiyor. Özellikle siyasetçilerin bunu çok iyi görmesi gerkiyor. İki profesör ve doktor arkadaşımın yanında hem öğretmen, hem öğrenci olmak son derece keyifli oldu. Dersten çıkıyorum. Sekülerizmi, resmi ideolojiyi, Kemalizmi tartışıyoruz. Öğleden sonra Meclise gidiyorum. Mecliste de aynı konuları değerlendiriyoruz. Meclisteki kararlarımızda, bazen kürsüdeki müdahalelerimizde, tarihin doğru okunması adına benim için çok yararlı oldu.
55 YAŞINDA TEKRAR ÖĞRENCİ OLDUM
Sınıftaki öğrencilerle de sohbet ediyoruz. Meclisten iki milletvekilini görmek onları da son derece mutlu ediyor. 55 yaşındayım, bu yaşta tekrar yüksek lisans öğrencisi olmak, gençlerle birlikte olup onların dünyasını, gelecekle, siyasetle ilgili beklentilerini, kırgınlıklarını görmek benim için de çok şey kattı.”