Güncelleme Tarihi:
DEVRİM’İ CHP SABOTE ETTİ
“Bugün Nevruz Bayramı. Tüm Anadolu ve coğrafyamızın Nevruz Bayramı’nı tebrik ediyorum. İlk yerli otomobilimiz Devrim’i bu topraklarda ürettik. Fakat bu proje, tıpkı uçak, tıpkı modern cephane ve silah fabrikaları gibi yerli ve milli olana tahammül edemeyen CHP tarafından sabote edildi. Nuri Demirağ’ın başına gelenlerin en önemli sebebi dönemin tek parti yönetiminin CHP’nin, kendisini rakip görmesidir.
YALAN YANLIŞ İTHAMLAR
Savunma sanayiinde hamleler yapıyoruz. Eskişehir önemli merkezlerden biri. TEİ ile uçak ve helikopter motorlarını yapacağız. Ya yalan ya yanlış ithamları ile önümüzü kesiyorlar. Genel başkanı ne ki belediye başkanı ne olsun. Yaptığımız her projeyi ayrı ayrı sabote etmek için çalışıyorlar. Ellerinde gelse Türkiye’yi yeniden siyasette kişiliksiz, ekonomide 70 sente muhtaç, savunma sanayiinde tümüyle dışarı bağımlı hale getirecekler. Beyhude çabalıyorlar. Bu millet sefalet günlerinin geri gelmesine, darbe ve vesayet döneminin hortlamasına, demokrasisinden ve kazanımlarından geri gidilmesine izin vermeyecek. Ülkemize şaşı bakan kim varsa seçimleri bekliyorlar. Sanıyorlar ki seçimden sonra gün doğacak.
HELİKOPTER MOTORU TESLİM EDİLDİ
Türkiye’nin ilk 2 bin beygir gücündeki helikopter motoru TUSAŞ’a teslim edildi. 236 tane üretilecek. Milli jet motorunun test altyapısı ile ilgili 95.5 milyon dolarlık yatırımı da temel atma aşamasına getirdik. TEİ, 220 milyon dolarlık yatırım yaptı Eskişehir’de. Bay Kemal ‘Ne yaptınız?’ diyor. Eline diline dursun ya!
AKIL ERDİREMEZLER
Türkiye’yi sadece 81 vilayetinden ibaret görenler, zahirde doğru ama esasta eksik bir tespit yapmış olur. Ülkemizin sınırları ile gönül dünyamızın sınırlarının farkını bilmeyene bazı hususları anlatmak mümkün değildir. Mesela bunlar bizim Balkanlar’la Kafkasya ile Doğu Avrupa ile Orta Asya ile Kuzey Asya ile Afrika ile Ortadoğu ile niçin ilgilendiğimizi bilmezler. Mesela bunlar bizim ilgi alanımızın Güney Amerika’ya, Karayipler’e, Asya’nın derinliklerine kadar uzanıyor olmasına akıl erdiremezler. Bütün bunların gerisindeki büyük resmi görmedikleri için Yeni Zelanda’daki bir katilin nasıl olup da kinini, nefretini, zehrini ülkemize ve milletimize boşalttığını da anlayamazlar. Ülkemizde bazılar tarihini bilmiyor, bildiğini sandıklarında da utanıyor olabilirler. Ama elin oğlu çıkıyor sembollerle, isimlerle, rakamlarla kendi tarihimizin anlamını tüm dünyaya gösteriyor. Üstelik de bunu öyle kanlı şekilde yapıyor ki verdiği mesajın üstünün kapatılmasına imkan kalmıyor.
SALDIRANLARLA SAVAŞMADIK MI
Biz beka meselesi dediğimizde Bay Kemal çıkıyor ‘Türkiye’nin beka sorunu mu var’ diyor. Ama HDP’nin eşbaşkanı, Eruh’ta çıkıyor karşısında 150-200 kişi toplanmış onlara ‘Türkiye’nin beka meselesi mi var’ diyor, oradakiler de ‘evet var’ diyor. ‘Var’ deyince bu tabii orada apışıp kalıyor. Bundan daha açık, net ne olabilir? Biz Suriye’de o terör koridorunda kimlerle savaştık ya. Bizim bekamıza saldıranlarla savaşmadık mı? Biz Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Kandil’de kimlerle savaştık; bu ülkenin istiklaline ve istikbaline göz dikenlerle değil mi? İşte bu bir beka mücadelesidir.
İçeride de dışarıda da yedi düvel birleşti, 31 Mart seçimlerinden de alnımızın akıyla çıkmamız gerekiyor. Bakmayın siz muhalefetin 31 Mart’ı önemsiz kılmasına, bakmayın siz onların bu seçimleri basit, sıradan ve önemsiz göstermesine. 31 Mart, Türkiye’nin kritik seçimlerinden biridir. Bu seçimler sadece belediye değil, aynı zamanda beka seçimidir. Suriye’deki operasyonlarımızı sürdürmek için bu seçimden güçlü çıkmalıyız. Son günlerde biti tekrar kanlanan bölücü örgüte Kandil’i, Sincar’ı, bulunduğu her yeri mezar etmek için bu seçimden güçlü çıkmalıyız.
KATİLLERE LOJİSTİK DESTEK
Bununla dalga geçenler eli kanlı bir katilin mesajları karşısında hâlâ türküler çağırmaya devam edebiliyor. Bir de utanmadan ‘İslam dünyasından kaynaklanan terör’ diyor ya. ‘İslam dünyasından kaynaklanan terör’ ifadeleriyle bu katillere lojistik bir destek değil mi bu? Avustralyalı bir ırkçı senatörle Türkiye’de ana muhalefetin başındaki aynı ifadeleri kullanıyor. Ne diyor; ‘İslam dünyasından kaynaklanan terör’. Ya sen ne biçim adamsın be. Senin bu Avustralyalı bu ırkçı senatörden ne farkın var? O da aynı şeyi söylüyor, sen de aynı şeyi söylüyorsun. Ondan sonra utanmadan sıkılmadan üç tane adamını Yeni Zelanda’ya gönderiyorsun. Niye, dostlar alışverişte görsün. Ancak inananlar kardeştir. Bay Kemal’in böyle bir derdi yok. Kim kardeştir, bunları bilmez. Terörün kaynağını İslam dünyası olarak ilan eden adamdan bir şey olmaz. CHP’ye gönül veren kardeşime sesleniyorum, yav hâlâ bu adamın peşinden gidecek misiniz ya? Yani bu adam istikametini kaybetmiş. Tamamiyle çok farklı bir anlayışla zillet içinde, illet içinde birisi.”