Güncelleme Tarihi:
Yılda 90 bin kişinin ziyaret ettiği Kayaköy, tarihi ve doğal zenginlikleri iç içe barındırıyor. Daha önce Türklerle ve Rumların birlikte yaşadığı Kayaköy, Fethiye ile Ölüdeniz arasında 65 metre yükseklikteki bir tepenin yamacı ile önündeki 'Kaya Çukuru' olarak bilinen ovada bulunuyor. Antikragos dağlarındaki kaya mezarları ile dikkat çeken Kayaköy, kimi kaynaklara göre 11, kimilerine göre ise 14'üncü yüzyılda bölgedeki Rumlarca Likya Uygarlığı'nın kalıntıları üzerine kurulduğu belirtiliyor.
RUMCA İSMİ LEVİSSİ
Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde de sözü geçen ve Rumca ismi 'Levissi' olan Kayaköy'ün, 20'nci yüzyılın başına kadar zengin bir kent olduğu aktarılıyor. Döneminde 6 bin 500 kişilik nüfusa ulaşmış olan köy, kiliseleri, eczane, hastane ve hekimleri, okulları, postanesi ve atölyeleri ile yörenin en büyük sosyal ve ticaret merkezi konumu olarak biliniyor.
UNESCO'NUN DA LİSTESİNDE
65 yıl önce terk edilen ve harabe 500 hanenin bulunduğu Karaköy, havadan görüntülendi. Her biri 50 metrekare büyüklüğünde, iki katlı, birbirlerinin manzarasını kapatmayacak şekilde inşa edilen koruma altındaki köye, ziyaretçiler bilet alarak girerek terk edilmiş alanları gezebiliyor.
Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nca 'Birinci Grup Anıtsal Yapı' olarak tescil edilen, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nce (UNESCO) 'Dünya Dostluk ve Barış Köyü' ilan edilen Kayaköy'de konutların yanı sıra çok sayıda şapel, 2 büyük kilise, 1 okul binası ile 1 gümrük binası yer alıyor.