Ali GÜLERYÜZ/ADANA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 2008 12:20
Tekerlekli sandalyeye mahkum çiftin tüp bebek yöntemiyle sahip oldukları ikizleri, 3 yaşına girdi.
ADANA’da her ikisi de felç nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum olmalarına karşın evlenen 33 yaşındaki Filiz ve 39 yaşındaki Coşkun Çetin çiftinin, tüp bebek yöntemiyle sahip oldukları ikizleri, 3 yaşına girdi. Arda ve Baran adlarını verdikleri ikizleriyle sıkıntılı, zor, ancak, mutlu bir yaşamları olduğunu söyleyen Filiz ve Coşkun Çetin, sağlıklı insanların bile zorlandığı bebek bakımını severek yaptıklarını söyledi.
Çetin çiftinin kaderi geçirdikleri
trafik kazası sonrası tedavilerini sürdürdükleri Ankara’daki Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) keşişti. 4 yıllık astsubay iken 1991’de trafik kazası geçiren Coşkun Çetin, “Eşim Filiz’in de ağabeyi astsubaydı. O da 1995’te trafik kazası geçirmişti. İkimiz de tedavi için GATA’ya gittik. Orada tanıştık, birbirimizi sevdik. Tedaviye istediğimiz gibi sonuç alamadık. İkimiz de omurilik felçlisi olarak tekerlekli sandalyede hayatımızı sürdürecek olmamıza rağmen 29 Ağustos 1998’de evlendik” dedi. Tedavi devam ederken astsubay kadrosunun sürdüğünü, ardından yasal süreyi doldurunca malulen emekli olduğunu bildiren Çetin, tüp bebek yöntemiyle 5 Nisan 2005’te ikiz oğulları olduğunu söyledi. Doğduklarında ‘Mucize
ikizler’ olarak nitelendirilen Arda ve Baran’ın tekerlekli sandalyede sürdükleri hayatlarına renk kattığını bildiren Filiz Çetin, “Belki sıkıntılı, zor, ama, mutlu bir yaşantımız var. Bizim farkımız, gezmeye gidildiğinde
yemek yersin, çay içersin, sohbet edersin ya biz o sohbeti uzatmamak zorundayız. Çünkü eve geldiğimiz zaman yoldan geçen birileri olmalı ya da apartman görevlisi uyumamış olmalı. Çocuklar da öyle. Uyurlarsa onları kucağımıza alıp yataklarına nasıl koyarız?” dedi.
Daha önce kayınvalidesi ile birlikte kaldıklarını, ancak, onun geçen yıl vefat etmesinin ardından kendilerine yardım eden birinin kalmadığını anlatan Filiz Çetin, şunları söyledi:
“Kayınvalidem de emekli maaşı alıyordu. Bize maddi-manevi yardımı oluyordu. Onun vefatı sonrası yardım eden de olmadı. Bir senedir yardımcımız yok. Akşamları oturup konuşuyoruz, düşünüyoruz. Bugün akşam oldu. Çocukları düşürmedik, hasta etmedik, biz aslında çok büyük bir şey yapıyoruz diyoruz. Çocuğunu yediriyorsun, giydiriyorsun, yıkıyorsun, uyutuyorsun, alışverişe gidiyorsun, evinin yemeğini yapıyorsun, çamaşırını yıkıyorsun, temizliğini yapıyorsun. Biz çok zor bir şeyi normalmiş gibi yaşıyoruz. Bu şartlarda hiç kolay değil. Bir de fiziksel engeller olmasa. Geçiş noktalarını engellileri de düşünerek yapsalar, hayatımız daha kolaylaşacak.”
‘BABA, BACAĞIMI SANA VEREYİM YÜRÜ’ Çocukların anne-babanın engelli durumlarının farkında olduklarını bildiren anne Çetin, “Bize de yardım ediyorlar. Baran bacağını babasına vermeyi teklif etti. ‘Sana vereyim baba sen de yürü’ dedi. Kimsenin bize yardım etmesini istemiyorlar. Sandalyelerimizi illa kendileri itecek. Babası arabaya binince onun tekerlekli sandalyesini arabanın arkasına kadar itip yoldan geçen birine ‘bakar mısınız, şunu bagaja koyar mısınız?’ diye seslenirler. Büyük bir sorun olarak görmediler ve hiç sormadılar. Sanki iyileşeceğimiz umudunu taşıyorlar. Bekliyorlar. Bizim onlarla nasıl oyunlar oynayabileceğimizi biliyorlar. Voleybol, basketbol oynuyoruz. Onlar istedikleri zaman yere geçiyorum, lego falan oynuyoruz. Ama en çok yatakta boks yapmayı seviyorlar. Saklambaç, kovalamaca oynuyoruz. Bir tek denize, havuza giremeyiz. Kumda oynarız, ama denize havuza giremeyiz çünkü onları tutamayız.”
Malulen astsubaylıktan ayrılan eşi Coşkun Çetin'e bağlanan maaşla geçindiklerini söyleyen Filiz Çetin, çocuklarını bir kreşe göndermek istediklerini, ancak maddi durumları elvermediği için gönderemediklerini belirtti.