Güncelleme Tarihi:
Güler, İstanbul Valiliği'nden ayrılışı nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, 17 Şubat 2003 tarihinden bu yana görev yapmaktan onur duyduğu İstanbul Valiliğini 1 Haziran Pazartesi günü saat 09.30'da meslektaşı Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu'ya mührü teslim ederek devredeceğini ve ayrılacağını, aynı gün Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevine başlamak üzere Ankara'ya gideceğini söyledi.
İstanbul'da görev yaptığı süre içinde asayiş ve güvenliğin temini ile suçların önlenmesinde teknolojik imkanlardan yararlanmasının birinci önceliklerini oluşturduğunu kaydeden Güler, bugün gelinen noktada hem sorunların iyi tespit edilmesi, hem de suçların önlenmesinde bilgi teknolojilerinin gerektirdiği bütün imkanlarının, hem merkezi yönetimin, hem de il özel idaresinin bütün imkanlarını seferber ederek kurdukları MOBESE sistemi adıyla başlatılan ve bütün Türkiye'ye yayılan sistem sayesinde çok önemli sonuçların alındığını anlattı.
İstanbul'da kamu düzeni ve özel sektör yatırımlarında eğitim, sağlık, tarım, çevre, spor, kültür, turizm ve tanıtma konuları ile tarihi eserlerin restorasyonlarında ve deprem öncesi faaliyetlerde merkezi ve yerel yönetimlerdeki çalışma arkadaşlarıyla birlikte büyük bir çaba harcadıklarını ifade eden Güler, vatandaşlarla da karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve güvene dayalı bir bütünleşme ortamı sağladıklarını dile getirdi.
Güler, “7 yılı aşan valiliğim sırasında resmi ve özel bütün kurum ve kuruluşlarla örnek bir işbirliği anlayışı içinde İstanbul'la ilgili ihtiyaç ve sorunların çözümü için müşterek bir gündem oluşturulduğuna ve çok yararlı hizmetlerin yapıldığına inanıyorum” dedi.
Kendisinden sonra bu görevi üstlenecek olan Hüseyin Avni Mutlu'nun bu hizmetleri daha da ileriye götüreceğine inandığını anlatan Güler, görev süresi boyunca başta devlet büyükleri ve hükümet olmak üzere tüm yetkili kurum ve kuruluş temsilcileri ile İstanbul'da yaşayan vatandaşların büyük destek ve yardımlarını gördüğünü belirterek, teşekkür etti.
Güler, 3 büyük imparatorluğun başkentliğini yapan, tarih ve kültür hazinesi İstanbul'un Türkiye ve dünyadaki önemini daima koruyacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Türk milletinin göz bebeği, Türk tarihinin serveti olan bu güzel şehirde valilik yapmanın gururunu ailemle birlikte her zaman yaşayacağımı belirtiyorum. İstanbul'un son 76 yılda geldiği noktayı sevinçle ve gururla görüyorum. İstanbul'da yaşayan vatandaşların İstanbul'u sevmesi, İstanbul'dan yana tavır alması ve bir sorumluluk içerisinde İstanbul'un meselelerine sahip çıkması, birlik ve beraberlik olması gerekir. 1992 yılı başından beri kesintisiz olarak sürdürdüğüm Niğde Valiliğinden başlayarak Kayseri, Gaziantep ve Samsun Valiliğinde 18,5 yılık fiili il valiliği görevini de Pazartesi günü noktalamış bulunacağım.”
Kendisine böyle bir imkan verdiği için devlete şükran borçlu olduğunu ifade eden Güler, devlete karşı görevini hem şahsından, hem de ailesinden fedakarlık yaparak yürütmeye çalıştığını söyledi.
İZİNSİZ GÜNLER
İstanbul'daki görevi boyunca tek bir gün izin kullanmadığını, tek hafta bile cumartesi ve pazar günlerinin boş geçmediğini dile getiren Güler, böylesine 24 saat mesai gerektiren bir hizmet sürdürdüğünü bildirdi.
Güler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Son bir görev yapmak üzere devletin bana tevdi ettiği kamu müsteşarlığında ülkem için son derece önemli görevi de aynı gayretle geceyi gündüze katarak, daha büyük sorumluluklar yüklenerek yürütmeye çalışacağım. Bu görevin zorluğunu biliyorum. Terör mücadelesi ülkemiz için hayati önem arz eden bir mücadeledir. Bu sadecece güvenlik boyutunu değil, idari, eğitsel, sosyal, kültürel, psikolojik tedbirlerin beraberce yönetilmesini gerekiyor. 30 yıla yakın süredir 40 bin kişinin ölümüne neden olan ve artık yeni yaklaşımları da beraberinde getiren, sadece güvenlik boyutuyla belli kurumların üzerinden götürülemeyecek kadar genişleyen bu sorunun çözümü için devletime yapacağım bir katkı varsa canla başla yapacağım.”
Bu çatı altında çok güzel günler geçirdiklerini anlatan Güler, “Üzüldüğümüz zamanlar da oldu. İstanbulluları çok sevdim. İstanbul sevdası gönlümüzdedir. İstanbul'a hizmet etmek için sadece İstanbul'da olmak yetmiyor Türkiye'nin neresinde olursak olalım İstanbul'da yapılacak hizmetlerle ilgili hep gayretimiz olacaktır. Türkiye'de yapılacak her hizmetin önemli bir bölümü İstanbul'a aittir. Hiçbir zaman İstanbullular ile bağımız kopmayacaktır. Bizden yana haklarını helal etmelerini istirham ediyorum” dedi.
EN ÇOK MUTLU EDEN VE EN ÇOK ÜZEN OLAYLAR
Bir gazetecinin görev yaptığı dönem içerisinde en çok mutlu olduğu ve en çok üzüldüğü olayları sorması üzerine Güler, İstanbul'da bu sürede çok şey yaşadıklarını belirterek, bunların içinde iyi şeyler olduğu gibi, herkesi üzen olayların da yaşandığını söyledi.
Toplumsal olaylar, afetler, siyasi cinayetlerin meydana geldiğini anlatan Güler, “14 milyon kişi hareketli nüfus olarak aldığımızda Avrupa'nın 9. büyük yerleşimi olan bir şehrinde elbette olaylar olacaktır. Bunların tolere edilmesi esastır ve bunlara hakimiyet önemlidir. 15 ve 20 Kasımdaki bombalama olayları beni en çok üzen olaylardı. Geçen yılki sel felaketinde çok büyük ıztıraplar yaşadık. 2007 ve 2008'deki 1 Mayıs olayları sıkıntılı olaylardı. 2010'da bunun çözüme kavuşmasından da mutlu oldum” dedi.
Güler, 40 bin derslik ile aldıkları eğitimi 23 bin dersliği üstüne koyarak önemli bir yere getirdiklerini dile getirerek, sağlık hizmetlerinde de önemli bir noktaya gelindiğini ve 18 hastanenin yapımının bittiğini, 5 hastanenin de devam ettiğini kaydetti.
Kendisini en çok sevindiren başka bir konunun da kültür hizmetleri ve esasen kültür eserleri restorasyonunda gelinen nokta olduğunu vurgulayan Güler, eski eserler, saraylar, kütüphaneler, türbeler, çevre düzenlemeleri gibi önemli çalışmaların yapıldığını görmenin mutluluğu içinde olduğunu bildirdi.
İstanbul'da 3 bine yakın tarihi eserin projesinin ele alınmış durumda olduğunu belirten Güler, kentin Türkiye'deki kültür ve tabiat varlıklarının 3'te birine sahip olduğunu ve bunun da son derece önem arz ettiğini söyledi.
Görev süresinde bazı hatalarının da olabileceğine dikkati çeken Güler, ancak bunlardan hiçbirinin şahsına hukuki sorumluluk yükleyecek seviyeye gelmediğini ifade etti.
YENİ MÜSTEŞARLIĞIN YERİ
Bir gazetecinin yeni görev yapacağı yer için henüz mekanın belirlenmediği şeklinde haberlerin olduğunu hatırlattığı Güler, Ankara'da TOBB'un eski hizmet binasının 5 katının Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığına tahsis edildiğini belirterek, “Daha önce TOBB başkanına ait makama pazartesi günü ben oturacağım. Sayın Hisarcıklıoğlu'nu aradım ve 'merak etme koltuğuna oturacağım gözüm arkada kalmasın' dedim” şeklinde konuştu.
Teşkilatın müsteşarın göreve başlamasından sonra oluşacağını ifade eden Güler, göreve başladıktan sonra önce müsteşar yardımcıları ve diğer kadroların oluşturulacağını anlattı.
Güler, başka bir gazetecinin “Yeni göreviniz nasıl olacak biraz anlatır mısınız?” demesi üzerine, “Öteden beri 1980'li yılların başından itibaren terörle mücadelede ortak ve verimli bir çalışmanın geliştirilmesi ve terörle mücadelede stratejik planlamaların yapılabilmesi ve kurumlar arasında koordinasyon yapılabilmesi için bir arayış vardı. Bu, hem milli güvenlik siyaset belgesinde, iç güvenlik strateji belgelerinde ve milli güvenlik kararlarında ifade edilen bir ihtiyaçtı” dedi.
Bunun da başlangıçta başbakanlıkta kurulması gündemde olduğunu, ancak daha sonra İçişleri Bakanlığına bağlı bir kuruluş olarak gerçekleştirildiğini dile getiren Güler, şunları söyledi:
“Şu anda terörle mücadele eden birçok kurum var. Ancak bunların arasında bir uyum, bir koordinasyona ihtiyaç var. Bu kurum bunu sağlayacak. Ben bilgim ve tecrübemle buna katkı sağlamaya çalışacağım. Ayrıca istihbarat değerlendirme merkezi, terörle ilgili stratejik istihbaratın toplandığı, analiz edildiği ve uygulamaya yönelik tedbirlere dönüştürüleceği bir merkez oluşturuluyor. Bu yeni bir konsepttir. Bunda da gayretimiz olacak. Her kesimin içinde olduğu, sadece güvenlik boyutuyla değil, bütün kesimi ilgilendiren tedbirlerin de uygulamaya geçirilmesi için de bir çalışma yapılacaktır. Türkiye, bu mücadeleyi başarırsa hem kaynaklarını yerinde kullanma, hem de ülkenin huzuru anlamında çok önemli bir hizmeti başarmış olacaktır. Buna katkımız olursa mutlu olacağım.”
OLAYLI 1 MAYIS KUTLAMALARI
Bir gazetecinin “İstanbul'da içinizde ukde olarak kalmış bir şey var mı?” diye sorduğu Güler, yapmak istediği çok şeyin olduğunu, ancak önemli olan olaylar geçtikten sonra değil, olaylardan ders alabilmek ve yeni faaliyetler yaratmak gerektiğini söyledi.
İstanbul'da “Keşke böyle olmasaydı” dediği zamanların olduğunu ifade eden Güler, “Toplumsal olaylarda hatayı, yanlışlığı sadece kendinizde değil, başkalarında da göreceğiniz anlar da oldu. 1 Mayıs olayları keşke 2007 ve 2008'de yaşanmasaydı. Bunu tek taraflı olarak değerlendirmiyorum, bir savunma veya bir suçlama içinde de değilim. 2010'daki 1 Mayıs'ın güzel geçmesinde hem işçi örgütlerini, hem de bizim karşılıklı anlayışımız bir ortak noktada buluşmamamız etkili olmuştur” dedi.