Mr. Gurme

Güncelleme Tarihi:

Mr. Gurme
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 1998 00:00

Haberin Devamı

Grill-Bar keyfi

Wime and Roses kışlık mekanını geçici olarak kapattı ve Swissotel'in Roof'unda yazlık mekana taşındı.

Tabii burada manzara muazzam.

İstanbul, özellikle güzel yaz akşamlarında buradan bütün ihtişamıyla önünüze seriliyor.

Daha önce kışlık mekanını tanımlarken de yazdığım gibi Wine and Roses'ın sahipleri Arzu ve Hayri Molu Türkiye'nin önde gelen şarap ithalatçısı konumundalar.

Amerikan Sutter Home ve Geyser Peak şaraplarından sonra şimdi de Avustralya'nın en önemli ve yükselen üreticilerinden BRL Hardy's'in şaraplarını da ithal etmeye başladılar.

Anlayacağınız bu keyifli mekanda isteyen çok kaliteli yabancı şarapları deneme imkanına da sahip.

Bu yazlık mekan bir grill bar. Izgarada et ve tavuk çeşitleri bulunuyor.

Izgarada sucuk bile kızartıp ekmek içinde veriyorlar.

Ayrıca tavuk kanatları, çeşitli salatalar menüde yer alıyor.

Akşam iş çıkışlarında eve gitmeden uğranıp bir kadeh dinlenme içkisi içilecek ama daha da önemlisi İstanbul'u seyrede seyrede keyfi uzunca çıkarılacak bir mekan.

Tavsiye ediyorum

WINE AND ROSES

SWISOTEL İÇİNDE

Tel: 2590101'den Wıne and Roses istenilecek.

***

Yukarda bahsettiğim Avustralya şaraplarını bundan 15 gün önce yine Swissotel’de düzenlenen bir yemekte tatma imkanını bulduk.

Yemek, Şarap Dostları Derneği'nin öncülüğünde düzenlenmişti.

O gece şu şarapları içtik:

- Leasingham Shiraz Bin 61 1995: Avustralyalılar Shiraz türü üzümden harikalar yaratıyorlar. Bu şaraptan bir gün içerseniz ilk önce lütfen rengine dikkat edin. Taddaki çikolatayı farkedin. Hem Amerikan hem de Fransız meşesinde dinlendirilmiş bir şarap bu. İster şimdi için isterseniz de 10 yıl sonra.

- Hardy's Coonawarra Cabernet Sauvignon 1995: İnanılmaz bir tad. Çok uzun süre meşede tutulduğundan çok yoğun bir şarap. Şarap ağızda muhteşem bir tad bırakıyor yani iç dengeleri mükemmel.

- Hardy's Padthaway Chardonnay 1995: Tertemiz bir şarap. İçerken içiniz ferahlıyor.

- Yemekten sonra Show Port ve Sir James Vintage Sparkling Wine ikram ettiler.15 yıllık Port'un içimi çok rahattı, çok lezzetliydi. Bu çok ağır olmadığı için yemek öncesinde alınabilecek şık bir aperatif de olur.

Avustralya'nın Türkiye büyükelçisinin katıldığı gecede tabii ki Avustralya'ya özgü yemekler yendi.

Ben özellikle devekuşu etine bayıldım. Güçlü Cabernet Sauvignon bu etle muazzam bir ikili oluşturdu.

Şarap dostları derneği yöneticileri Shiraz'ı hafif soğutarak ikram ettirdiler.

Zevkler tartışılmaz ama ben Shiraz'ı bu şekilde içmem.

Ayrıca o gece dağıtılan menüde neden şarapların adları da yer almadı katiyen anlamadım.

Sonuçta bu şarap teması üzerine kurulmuş bir geceydi ve şarapların dağıtılan menülerde gözükmemesi de bence en azından tuhaftı.

Ama sonuçta gece tabii ki yine de güzeldi çünkü yemekler ve şaraplar nefisti.

Yemek masasındaki dokuz zehir

Ağır metaller

Fabrika ve otomobiller çevreye kurşun, cıva, kadmium bırakıyor. Domates ve meyve sularında kurşun olabiliyor. Otoyol kenarında yetişen meyve ve sebzeler tehlikeli. Cıva zehirlenmesi balıklar aracılığıyla oluyor. Kadmium mantar, sebze meyve ve süt ürünlerinde bulunuyor.

Dioksinler

Atmosferde küçük parçacıklar halinde gezen bu zehirli madde hayvanların yağına yerleşiyor. Bu nedenle et ve sütte bulunabiliyor. Dioksinin son günlerde kansere yol açıcı özelliği belirlendi.

Nitratlar

Nitrat esas olarak musluk suyunda var. Ama salata gibi sebzelerde de bulunuyor. Bunun sorumlusu tarımda azotlu gübre kullanılması. Nitratların fazlası özellikle ana karnındaki çocuk ve yenidoğan için tehlikeli.

Hormonlar

Hormon, hayvanların kaslarını geliştiriyor. 1988'de Avrupa Birliği'nde steroid hormonların kullanılması yasaklandı. Ancak ABD'de böyle bir yasak yok. Bu hormonlar hormon bozukluğuna ve kansere yol açabiliyor.

Deli dana hastalığı

Son günlerde deli dana hastalığının kümes hayvanlarını da etkileyebildiği iddia edildi! Ancak bu hastalık ortaya çıktıktan sonra İngiltere'de alınan önlemler tehlikeyi önemli derecede azalttı.

Genetik besinler

Birçok üründe (soya, domates, mısır, kolza vb.) genetik değişimler denendi. Bunlar insanı zehirlemiyor. Ama genetik yapısı değiştirilmiş ürünlerin insan üzerindeki etkisi tam bilinmiyor.

Besin bakterileri

Listella adındaki bir bakteri, buzdolabında hava ısınmaya başlayınca gelişiyor. İlk etkilenen peynirler, süt ürünleri ve etler. Yumurta ve kümes hayvanı etinde ortaya çıkan salmonella adlı bakteri de çok yaygın.

Antibiyotikler

Özellikle sığır yetiştirilirken antibiyotik kullanılıyor. Dünya Sağlık Örgütü bunların fazla kullanılmasının insan sağlığını etkileyeceğini belirtiyor.

Nükleer atıklar

Çernobil faciasından sonra, nükleer atıkların insan besinlerini nasıl zehirlediğini gördük. Nükleer denemeler bu açıdan da insanı tehdit ediyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!