Güncelleme Tarihi:
Bilgisayarla ilk tanıştığım yıllarda MP3 furyası yeni yeni başlamıştı. İlkel ve fazla özellikleri bulunmayan Winamp, o yıllarda hemen hemen hergün yeni sürümleriyle karşımıza çıkardı. Bu formatı ilginç kılan ise 14.4 kbps modemlerle bağlantının 'hızlı' kabul edildiği bir ortamda 30-40 MB'lık müzik dosyalarını 3-5 MB'a indirgemesi olmuştu.
Gerçekten de MP3 formatı müzik dosyalarının boyutunu, belli kayıpları göze aldığınızda, epey küçültebilen bir sıkıştırma türüydü. Elbette müzik endüstrisi bu formata önceleri sıcak bakmadı. Hatta bu formatı destekleyen ürünler mahkemeye bile verildi. Yaşı benim gibi otuzların ortasına gelenler Diamond isimli firmanın 1999 yılında mahkemeye verildiğini hatırlayacaklardır. Bu firmanın ürettiği Rio isimli MP3 çalar ABD müzik endüstrisi tarafından dava edilmişti. Elbette davadan Diamond lehine bir sonuç çıktı.
Günümüzde ise MP3 artık cep telefonlarına bile girmiş durumda. Artık MP3 desteklemeyen ürünlere pek sıcak bakılmıyor. Yıllarca MP3 formatında uzak duran firmalar bile bu desteği sahip farklı ürünler çıkarıyorlar. Yani artık bu format resmen kabul görmüş durumda.
MP3 önceleri müzik endüstrisi tarafından pek kabul görmese ve düşman ilan edilse de zaman içinde bu formatın faydaları da keşfedildi. Artık albümler değil parçalar satılıyordu. Birçok büyük firma internetten müzik satmaya başladı. Hepsi MP3 formatında olmasa da benzer mantıktan yola çıkılarak milyonlarca müzik dosyası satıldı.
Bu formatın kabul görmesiyle beraber yeni bir dönem başlamış oldu. Nasıl ki matbaanın bulunması kitap basımında bir devrim olduysa benzer şekilde MP3 ile müzik piyasasında yeni bir dönem açıldı.
Korsan oranının yüksek olduğu Türkiye müzik piyasasında ise satış ya da online pazarlama gibi teknolojiler ne yazık ki aktif olarak kullanılamadı (bir iki küçük denemeyi saymazsak). Kendine has dinamikleri olan ve bazı şeylerin önüne geçilmesi çok zor olan ülkemizde bu tip girişimler pek başarılı sonuçlar almadılar.
Yeni yıl ile birlikte TTNet'in abonelerine ücretsiz olarak sunduğu TTNetMüzik hizmetinde ise kullanıcılara 80.000 parça arasından istedikleri müziği bilgisayarlarına indirme imkanı sunuluyor. Güzel bir hizmet ve hem kullanıcı hem de müzik üreticileri tarafından olumlu karşılanıyor. Bu hizmette müzik dosyaları Microsoft'un ürettiği WMA formatında ve DRM (Digital Rights Management) koruması içeriyor. Bu sayede kullanıcı bu dosyaları istediği gibi kopyalamıyor.
Sunulan hizmet güzel, herkesin memnun olması ise ayrıca güzel. Bence tutabilecek bir hizmet ve yasal müziğin önünü açması anlamında olumlu bir adım. Anlaşılan bugüne kadar birbirine düşman olan kardeşler uzlaşma sağladılar ve hepsini mutlu edecek bir çözümde bir araya geldiler.
Kişisel beklentim bu tip çözümlerin artması yönünde. Düşmanlık, yasaklama ya da engellerle internet ortamında sorunları çözmek mümkün değil. Bu ortamın kendine has dinamikleri bulunuyor. Bunları anlayıp uygun çözümler üretmek gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde YouTube ve WordPress benzer sebeplerden yasaklanmıştı. Neyse ki YouTube yasağı kalktı ama WordPress hala kapalı (DNS kullanarak bu 'garip' yasağı aşabiliyorsunuz o ayrı bir yazı konusu).
MP3 formatı çıktığında yeni doğan bebekler bugünlerde liseyi bitirmek üzere. Köprünün altından çok sular aktı ve artık yasal bir format olan MP3, hem hayatımızda hem de müzik sektöründe çok şeyleri değiştirdi.