Mozart her yerde ve her koşulda dinlenebilir

SAMSUN'DAKİ dostlarımdan, okurum Semra Demir'den bir e.posta notu aldım.Biraz baharlı bir dille düşüncelerini yansıtmış.Savunduğu düşüncelere, saptamalara açıklık getirmek, bazı yanlış anlaşılmaları düzeltmek istedim.Önce notunu okuyalım:‘‘Bahar yağmurlarının, çifçiye yaradığını biliyordum da, Mozart'a da yarayacağını düşünmemiştim.18. yüzyıldan günümüze ulaşmayı başaran besteler, 21. yüzyılda yeni binyılda yolu unutulmuş, Köy-Kent sıfatlı bir köye, Orda Bir Köy'e; çamura saplanınca orkestra, Mozart tatil günü, mavi önlüklü, beyaz yakalı, üniforma altındaki çocuklara, ulaşamadı.Bir köyde şalvarla futbol, diğerinde tenis, Kent'i uçmuş köyde, önlüklü Mozart dinleyicileri. Şayet ulaşsa idi, Mozart Mozart olalı, böyle işkence görmeyecekti!Cumartesi günü bile, önlük giydirilmiş çocuklar, nasıl ezbere karşı korunabilecekler?Dünyanın herhangi bir yerinde, önlükle Mozart dinleyen bir başka topluluk duydunuz mu?’’* * *ÖNCE yanlışları düzeltmeli.Konser, tatil günü olan cumartesi değil, cuma günü verildi.Konser, Türk Köyü okulunda planlanmamıştı.Rengim Gökmen yönetimindeki İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, Çavdar Köyü'nün meydanında çalacaktı. Gerek Çavdar Köyü'ne, gerek zorunlu olarak sığındığımız Türk Köyü'ndeki okul salonuna kimse jandarma marifetiyle getirilmedi.Eğer hava koşulları zorlamasaydı, garipsediğiniz önlüklü çocuklara dinleyiciler arasında rastlayamayacaktınız. Belki de rastlayacaktınız.Orkestra elemanlarından bazıları Türk Köyü'ne ulaşabildi, çaldılar, söylediler.Orkestra elemanlarıyla çocukların birlikte müzik yapışlarını görseydiniz, siz de sevinirdiniz. Mutluydum, mutluyduk, mutluydular.Sizinle telefon konuşmamızda; Ege'de bir köyde, günlük kıyafetleriyle klasik müzik dinleyen köylülerin konserden çıkarken yüzlerindeki mutluluktan söz ettiniz.Çocukları da, halkı da konserden sonra görmenizi isterdim, o zaman mutluluğun portreleri eminim sizi de etkileyecekti. Biraz önyargılı davranmışsınız.Kıyafetin sadece bir biçim öğesi olduğunu düşündüğümden, önlüklü öğrenciler konusunda sizin gibi düşünmüyorum.Bir konsere smokinli gelenlerin mutsuz olduğu sonucuna varırız ki, bu da mantıklı bir akıl yürütme olmaz.Cumhuriyetin ilk yıllarında, konservatuvar yetkililerinin, Anadolu'yu dolaşarak birçok yetenekli çocuğu müziğe kazandırdığını bilirsiniz.Sabahattin Ali'nin Ses öyküsü de sanırım beni haklı çıkaracaktır.* * *ÇOKSESLİ müzik, büyük kentlerin sınırını aşıp Anadolu'ya ulaşmadıkça, uygarlık savaşının kazanılacağına inanmıyorum.