Güncelleme Tarihi:
Soysal, yaptığı açıklamada, 1998'de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni kazandığını ancak iki yıl sonra eczacılık fakültesine geçtiğini ve buradan mezun olduğunu anlattı.
Eğitimi boyunca şiirle iç içe olduğunu dile getiren Soysal, sinemayla da yakından ilgilendiğini belirtti. Şiirsel sinema örnekleriyle tanıştığını, İran sinemasına olan ilgisinden dolayı master için bu ülkeye gittiğini ifade eden Soysal, "Eğitimim sırasında 'Film yapabilir miyim?' diyerek senaryolar yazdım. Kısa filmim 'Yasak Rüya'dan sonra artık yavaş yavaş bu süreç başladı. Şair olmamdan dolayı bu duyuş tamamiyle sinemaya da sirayet etti" diye konuştu.
Hemen her yönetmenin etkilendiği yazar ve şairler olduğunu vurgulayan yönetmen Soysal, şöyle devam etti:
"Sinema olarak Tarkovski'den etkilendim tabii ki. Onun da babası şair ve özellikle filmlerinde şiire özel bir yer veriyor. Şairlerden de ciddi anlamda etkilendim. Mevlana, Sezai Karakoç, İsmet Özel, Federico Garcia Lorca, ciddi anlamda etkilendiğim kişiler. Zaten sinema tek başına bir sanattan ortaya çıkan bir şey değil. Nuri Bilge Ceylan fotoğrafla, Kurosawa resimle, Tarkovski şiirle kurdu bu ilişkiyi. Ben de şiirle kurdum. Şiir metafizik olarak bir anlam arayışıdır. Hayatın anlamını sorgulayanlar şiir yazıyor ve şair oluyor."
İlk kısa filmi, "Yasak Rüya"nın birçok festivale gittiğini anımsatan Faysal Soysal, bu yapımında rüyanın ve şiirin övgüsünün yer aldığını kaydetti. Soysal, master bitirme tezi olan “Kayıp Zaman Düşleri”nin kendisi için bir dönüm noktası olduğunu anlatarak, bundan sonra uzun metraj film için çalışmalara başladığını aktardı. Soysal, New York'ta da kısa bir eğitim aldığını ve "Üç Yol" filminin hikayesinin bu dönemde pekiştiğini söyledi.
"Üç Yol" filminin hikayesinin 2005'te temellenmeye başladığını ifade eden Soysal, şöyle konuştu:
"İlk çalışmamda Yusuf, Bünyamin ve Züleyha hikayesinin farklı bir yönü vardı. Şair Bünyamin, rüyalarda kendisini Yusuf olarak görüyordu ve kuyusunu arıyordu. Yani Kur'an-ı Kerim'de var olan kıssayı tersine yorumlamaya çalışmıştım. Rüyasının peşinde koşan bir Yusuf'u çizmeye çalışmıştım. Bosna ile tanıştıktan sonra bu hikaye gittikçe şekilllenerek, kendi memleketimdeki Malabadi ve Mostar köprülerinin benzerliklerini görünce ve orada bulunan toplu mezarlardan birinin kuyu şeklinde olmasının da etkisi oldu. Bu sonuncunda da Bosna, Malabadi ve Hasankeyf birleşti. Bu üç yolda Yusuf hakikati temsil ederken, rüyaları Bünyamin, aşkı ise Züleyha temsil ediyor."
Zaman ve makanı ortadan kaldıran sanat: Sinema
Soysal, sinemanın zaman ve mekan mefhumunu ortadan kaldıran bir sanat dalı olduğunu aktararak, yapımda yer alan Boşnak ekibin, mekanları görünce büyük benzerlik olduğunu dile getirdiğini söyledi. Benzer ruh ve kardeşliği Boşnak ekibin de hissettiğini anlatan Faysal Soysal, "Hikayede, köprülerin benzerliği de ortaya çıkınca rahatlıkla ilişki kurulabildi" dedi.
Soysal, filmlerinde ajitasyondan olabildiğince uzak kalmaya çalıştığını acıyı daha kenarda tutabilmeyi amaçladığını ifade etti. "Üç Yol"un birçok aşamasıyla kendisinin ilgilendiğini anlatan Soysal, önemli destekler sayesinde, bir Türk yönetmenin ortak yapımcı olmadan iki ülkede film çektiğinin altını çizdi.
Yönetmen Soysal, projenin maddi açıdan büyük özverilerle ortaya çıktığını belirterek, bu çapta yeni bir film için biraz zaman geçmesi gerektiğini kaydetti. Türk filmlerinin gişe problemine de değinen Soysal, izleyicilerden çok olumlu tepkiler aldığını ve bu geri dönüşlerin kendisini umutlandırdığını vurguladı. Soysal, filmin asıl değerini ilerleyen zamanda kazanacağına inandığını, gişe gelirlerinin sonraki projeler için önemli bir avantaj olduğunu söyledi.
"Üç Yol"
Balkon Film yapımcılığında, yönetmenliğini Faysal Soysal'ın üstlendiği başrollerinde Kristina Krepela, Nik Xhelilaj, Turgay Aydın, Alma Terzic, Faketa Salihbegovic, Rıza Akın'ın yer aldığı "Üç Yol" 25 Ekim'de sinemaseverlerle buluşacak.
50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yönetmen ve oyuncuların katıldığı özel bir gösterimde prömiyerini yapan Üç Yol'un çekimleri Malabadi, Batman, Hasankeyf ve Midyat'ta başlayıp Saraybosna, Visokov, Mostar ve Poçitel'de tamamlandı. Filmin oyuncuları Türkiye, Bosna, Hırvatistan ve Arnavutluk'tan seçilirken, müziklerde ise İran'ın önemli müzisyenlerinden Kayhan Kalhor'un eserleri tercih edildi.