Güncelleme Tarihi:
TIPKI BUGÜNKÜ GİBİ
“Evvela 23 Nisan 1920’ye gelesiye kadarki vakaları iyi tahlil etmek lazım. 1900’lü yılların başından itibaren vahşileşen emperyalist komplo, imparatorluğumuzun üzerine kabus gibi çökmüş, milli varlıklarımızı gizli anlaşmalarla bölüşmüştür. Maalesef sorun olarak ilanı yapılan her konu başlığından sonra biraz daha gerilemek kader halini almıştır. Tıpkı bugünkü gibi; demokratikleşme, özgürleşme, reform, çözüm ve barış sözleri dün sömürgeci zihniyetin içimizi karıştırmak ve bölmek için benimsediği propaganda silahları arasında yer almıştır.
BALKANLAR’A BAKINPlakayla mesaj TBMM Genel Kurulu’ndaki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı özel oturumuna MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli damgasını vurdu Detayı için tıklayınız
Başta anadil talepleri, özerk yönetim istekleri olmak üzere, sanal sorunlara çözüm önerileri eninde sonunda bizi mağlubiyetle yüz yüze bırakmış ve boynumuzu bükmüştür. Bir asır önce Balkanlar’daki yıkıma bakınız, Kuzey Afrika’daki çözülmelere dikkat ediniz, Ortadoğu’daki çöküşe samimiyetle eğiliniz. Ne yazık ki hep bu gerçekleri göreceksiniz. Tarihten ders çıkarmak hepimiz için paha biçilemez önemdedir.
İŞGAL EDİLMEYECEKTİ
Şu zillet ve çapsızlığa bakınız ki, Mondros’tan dönen heyet, devletin bağımsızlığının tamamiyle kurtarıldığını müjdelemiş, mütarekenin sanki eşitler arasında yapıldığını ifade edebilmiştir. Bu heyete göre İstanbul’a tek bir düşman askeri dahi çıkmayacak, sanıldığının aksine ülkenin işgal edilmesi söz konusu olmayacaktır. Ne var ki, çok kısa süre sonra düşman postallarının Anadolu’nun dört bir yanına nasıl ulaştığı görülmüştür. Ayağının dibini dahi görmekten aciz anlayışlar, aynı zamanda kısır ve sığ zihniyetler, basiretten mahrum bir şekilde her şeyin güzel olacağını, huzurun ve esenliğin hemen geleceğini duyururken hep yanılmışlar hem de milletimizin hayat haklarına kast etmişlerdir.
YANLIŞ YORUMLAMAYIN
Biliyoruz ki, ilk Meclis, Türk milletine mensubiyetin, arkasından inanmanın ve nihayetinde de milleti kurtuluşa inandırmanın demokratik platformu, dualı mekanı ve eşsiz bir destanıdır. İlk Meclis’teki katılımcılık, çoğulculuk ve demokratik ruh, milleti özne yapan bir millilik pırıltısının başyapıtıdır. Hiç kimse ilk Meclis’i yanlış yorumlamamalı, milliyetçi kahramanların dönemsel olarak kullandıkları bazı ifadeleri terse çekmemelidir. Bugün ihtiyaç duyulan milli şuur, milliyetçi perspektif Büyük Millet Meclisi’nin kutlu hatırlarında ve muhteşem eserlerinde hala kor gibi durmaktadır. Tereddüdü olan varsa zahmet edip Ulus’a kadar gitmeli ve geçmişin muhasebesini dürüstçe yapmalıdır.
KIRMIZI ÇİZGİLER
Ne hazindir ki 93 yıl sonra milli birliğimiz kırılmaya, milli kimliğimiz tahrip edilmeye
çalışılmaktadır. Özenle üzerinde titrememiz gereken bin yıllık derin kardeşlik hukuku etnik fırsatçıların elinde heba edilmek istenmektedir. İlk Meclis’in mukaddes yıldönümünü anarken asla hatırımızdan çıkarmamız gereken husus şudur: Milli emanetlerden, milli değerlerden hiçbir şekilde vazgeçilemeyecek, ödün verilemeyecektir. Vatanımızın bölünmez bütünlüğü, devletimizin üniter yapısı, Türk milletinin şeref, itibar ve birliği Gazi Meclis’in kırmızı çizgilerindendir ve ihlal edilemeyecektir.”