Modern çağ hastalığına dikkat

Güncelleme Tarihi:

Modern çağ hastalığına dikkat
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2012 12:22

HACETTEPE Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Selçuk Dağdelen, modern çağ hastalığı olarak ortaya çıkan D vitamini eksikliğinin toplumun üçte ikisinde görüldüğünü söyledi. Doç. Dr. Dağdelen, buna karşı haftada 2 kez deniz balığı tüketilmesi ve günde 15 dakika güneşlenme önerisinde bulundu.

Antalya’da bugün sona eren 14’üncü Ulusal İç Hastalıkları Kongresi’ne katılan Doç. Dr. Selçuk Dağdelen, D vitamininin aslında bir hormon olduğunu söyledi. Son yıllarda D vitaminine ilişkin bakış açısının değiştiğini, eksikliğinin sadece kemik sağlığı açısından değil, başka birçok kronik hastalıkla ilişkilendirildiğini aktaran Doç. Dr. Dağdelen, "D vitamininin eksikliği nedeniyle bağışıklık sisteminin zayıfladığını, şaşırıp kendi organlarına saldırdığını biliyoruz. Hatta kalp, damar ve şeker hastalıklarına yatkınlıkla ilişkili olduğunu biliyoruz" diye konuştu.

MODERN ÇAĞ HASTALIĞI

Doç. Dr. Dağdelen, bu eksikliğin ’modern çağ hastalığı’ olarak tıp dünyasının karşısına çıktığını söyledi. D vitamini eksikliğinin bölgesel bir dağılımı olmadığının altını çizen Doç. Dr. Dağdelen, "Batıda da doğuda da ve Türkiye’de de halkımızın üçte ikisinde D vitamininin eksik olduğu görülüyor" dedi. Bunun en önemli nedenleri arasında artık insanların ilkel çağlara göre çok daha fazla giyinmesi ve güneşten daha az yararlanmasını sayan Doç. Dr. Dağdelen, şöyle konuştu:

"Vücut kendi ihtiyacı olan D vitaminini üretemiyor, sentezlemiyor. D vitamini için aynı tiroid hormonunun iyota bağımlı olması gibi, dışarı bağımlıyız. Güneş görmek zorundayız. Kanser korkusuyla yüksek koruma faktörlü güneş kremleri sebebiyle D vitaminsiz kaldık. Daha fazla kapalı mekanlarda yaşıyoruz. D vitamini eksikliğine kitlesel olarak yakalandık. Ofiste günde 8 saat çalışanların yarısında D vitamini eksik. Normal bir mesai yürütüyor olmak dahi sizi hastalığa sevk ediyor."

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN REÇETESİ

Yetişkin bireyin günlük 400 ila 600 ünite arasında değişen D vitamini alması gerektiğini belirten Doç. Dr. Dağdelen, yaygın kanının aksine, süt ve süt ürünlerinin bu ihtiyacı karşılayamayacağını söyledi. Haftada iki kez deniz balığı tüketilmesi ve günde 15 dakika güneşin dik geldiği saatlerde çıplak tene değecek şekilde güneşlenme tavsiyesinde bulunan Doç.Dr. Selçuk Dağdelen, risk altındaki grubun ise tetkik edilip, eksikse ilaçla takviye edilmesi gerektiğini söyledi.

GECE KRAMPLARI

D vitamini eksikliğinin genelde gençlerde ve orta yaş döneminde çok fazla fark edilemediğini ve belirtilerin ancak kanda ölçümle saptanabileceğini kaydeden Doç. Dr. Dağdelen, "Yaş ilerledikçe ve D vitamini eksikliği derinleştikçe kaslarda güçsüzlük, sık düşme ve geceleri özellikle kramplar ve yaygın vücut ağrıları gibi silik şikayetler olur" dedi.

UCUZ PROTEİN KAYNAKLARI YARATILMALI

Doç. Dr. Selçuk Dağdelen, 14’üncü Ulusal İç Hastalıkları Kongresi’nde tartışılan bir başka konu başlığının ise şeker hastalığı olduğunu söyledi. Türkiye’de şeker hastalığı ve altında yatan en önemli sebep obeziteye karşı herkesin ’yelken kürek’ çalışması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Dağdelen, "Yol çok uzun. Çünkü biz 2007’de Guinness Rekorlar Kitabı’na kişi başı ekmek tüketimiyle rekor kırarak girmiş bir ülkeyiz. Zenginin sofrasında da fakirin sofrasında da yoğun olarak enerji kaynağı karbonhidrattır. Bunun kültürel bir boyutu var. Bununla mücadele etmek çok daha zor" diye konuştu.

Tam da bu noktada halka ucuz protein kaynağı sunulmasının önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Dağdelen, "Kırmızı et dünyanın her yerinde pahalıdır. Alternatif kaynaklar kanatlı ve kümes hayvanları ise malum salgınlar, ihtilaflar nedeniyle düştü" diye konuştu. Ucuz protein kaynaklarının neler olabileceği konusunda endüstrinin ve ilgili bakanlığın çalışması gerektiğini belirten Doç. Dr. Dağdelen, "Bu halkın ekmek yerine çok daha ucuza et tüketebilmesi sağlanmalıdır" dedi.

YÜKSEK PROTEİN DİYETLERİ

Doç. Dr. Dağdelen, bir soru üzerine karbonhidratı sıfırlayan yüksek protein diyetlerinin birçok insanda başarıya ulaşmasına özellikle Türkiye’de şaşırılmaması gerektiğini söyledi. Doç. Dr. Dağdelen, "Çünkü o kadar çok karbonhidratla beslenmekteyiz ki yüksek proteinli beslenmeyle dramatik bir kilo kaybı dikkati çekecektir. Ve bu yöntemle en çok insanın kilo vereceği yer Türkiye olmalıdır. Sağlıklı beslenmede kesinlikle toplam aldığımız kaloriyi azaltacağız ama bunun yanı sıra karbonhidrattan aldığımız kaloriyi de azaltacağız" diye konuştu.

’MUM DİBİNE IŞIK VERMEZ’

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Prof.Dr. Yunus Erdem, Sağlık Bakanlığı verilerine görü Türkiye’de her dört ölümün birinden direkt ya da dolaylı olarak hipertansiyonun sorumlu olduğunu söyledi. Son yıllarda konuyla ilgili kurumların ve derneklerin çalışmalarıyla hipertansiyonla mücadelede önemli kazanımlar elde edildiğini kaydeden Prof. Dr. Erdem, "2003 yılında hipertansiyon farkındalık oranı yüzde 40 iken 2012 yılında yüzde 55’ler düzeyine gelmiştir" dedi. Bu düzelmelere karşın hala önemli oranda hastalığından haberdar olmayan hipertansif hastalar bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Yunus Erdem, şöyle konuştu:

"7 bin 500 katılımlı Türk Hekim Kohortu çalışmasından ilk veriler elde edilmiştir. Bu çalışmanın en çarpıcı verilerinden biri de hekimlerin kan basıncı verileridir. Yapılan projeksiyonda hekimlerimizin hipertansiyon farkındalık oranının yüzde 40’lar dolayında olduğu saptanmıştır. Halkımızda bu farkındalık oranı yüzde 55’lere ulaştığı göz önüne alındığında, hekimlerin kendi kan basınçları ile ilgili farkındalık oranının düşük olduğu görülmektedir. Halkımızın kullandığı deyimle, mum dibine ışık vermemektedir."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!