Güncelleme Tarihi:
Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen, 1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesi ve 19 Ocak 2014'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde MİT'e ait araçları durdurarak arama yapan değişik rütbedeki askerler ile savcıların yargılandığı dava, 2015 yılının ekim ayında başlamıştı. Gizlilik kararı verilmesi nedeniyle kapalı görülen duruşmaların ardından 54 sanık hakkındaki karar açıklandı.
Sanıkların, eylemleri örgütsel talimatla gerçekleştirdiği sonucuna varan mahkeme heyeti, bu eylemlerin, devletin gizli belgelerini temin ve açıklama suçunu oluşturduğuna hükmetti.
MİT tırlarının durdurulması olayının başrolündeki eski Adana Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık'a 22 yıl 6 ay, eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'na 20 yıl, eski özel yetkili Adana Savcısı Aziz Takçı'ya 26 yıl, eski özel yetkili Adana Savcısı Özcan Şişman'a 17 yıl 3 ay, eski Adana İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Özkan Çokay'a 20 yıl 5 ay hapis cezası verildi.
Soruşturma aşamasında hazırlanan iddianamelerde, MİT tırlarının durdurulmasına kadar gelen süreç de gözler önüne serildi.
Buna göre, MİT'e ait tır, 1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde, özel yetkili eski savcı Özcan Şişman ve jandarma elemanlarıyla durduruldu. Burada tırın içerisinden görüntü alınamayınca yeni bir operasyonla 19 Ocak 2014'te bu kez özel yetkili eski savcı Aziz Takçı ve jandarma yetkililerince MİT'e ait başka bir tır Adana'nın Ceyhan ilçesinde durdurularak arandı.
FETÖ kumpasıyla eski İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu'nun, "bir tutuklunun hürriyetini kısıtladığı" iddiasıyla açılan soruşturma sonrası terfisi engellenmiş ve yerine MİT tırlarını durduran Hamza Celepoğlu general olmuştu.
FETÖ'nün darbe girişiminden önce örgütün önemli faaliyetlerinden sayılan MİT tırlarının durdurulması olayı, işte bu yolla terfi eden eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun emriyle yapıldı.
Tutuklu eski Adana Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, emrindeki FETÖ üyesi savcılara MİT tırlarının durdurulması talimatını verdi. Bağrıyanık'ın ByLock kullanıcısı olduğu belirlendi.
Tırları durduran özel yetkili eski savcı Özcan Şişman'ın da FETÖ üyesi olduğu ve ByLock kullandığı tespit edildi. Meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Şişman'ın, 2013'teki Reyhanlı saldırısına da istihbarat gelmesine rağmen MİT'i suçlamak için göz yumduğu belirlendi.
Jandarma elemanlarıyla 19 Ocak'ta MİT tırlarını durduran ve aramayı kendisi yapan eski savcı Aziz Takçı da tutuklandı. Takçı'nın ByLock kullandığı tespit edildi.
Tırların durdurulmasında önemli rol oynayan bir başka isim olan eski Adana Jandarma Alay Komutanı Özkan Çokay'ın da FETÖ'nün toplantılarına katıldığı bazı ifadelerle ortaya çıktı.
Yine iddianamelere göre, Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde, 1 Ocak 2014'te MİT tırlarının durdurulması olayında jandarmaya ihbarda bulunduğu belirlenen FETÖ imamı Mustafa İlhan, terör örgütünün, MİT tırlarının durdurulması olayında rol aldığını itiraf etti.
MİT tırlarının durdurulması eylemini gerçekleştiren jandarma görevlilerinin bağlı olduğu 11 sivil imam, bu görevlileri yönlendirdi. Tespit edilen "sivil imam"lardan en önemlisinin, FETÖ'nün Adana, Hatay, Mersin ve Osmaniye bölgelerindeki, Tuğgeneral Hamza Celepoğlu da dahil bütün jandarma görevlilerinden sorumlu olan "Halil" kod adlı Hamza Ali Ece olduğu belirlendi.
Jandarma görevlilerinin bağlı olduğu "sivil imamlar"dan Hasan Bektaş ile ilgili iddianamede "FETÖ'nün üst düzey yöneticilerinden olan ve başka FETÖ dosyasından tutuklu bulunan örgütün üst düzey yöneticisi konumundaki bir kişinin tanıklığına başvurulduğu, bu tanığın, 'MİT tırlarının durdurulması talimatını, Pensilvanya'da yüz yüze görüştüğüm Fetullah Gülen bizzat verdi. Gülen, her türlü çalışmanın yapılması, tırların durdurularak görüntülerinin kayda alınması ve çarşaf çarşaf yayınlatılması talimatını verdi.' şeklinde beyanda bulunduğu" belirtildi.
İddianamelerde, "Sanıkların tırların durdurulmasından bir saat önce olay yerine çağırdıkları basın mensupları aracılığıyla olayı canlı olarak tüm dünyaya duyurdukları ve FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü lideri Fetullah Gülen'in talimatı doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni teröre destek veren ülke konumuna sokmaya çalıştıkları, böylelikle devlet sırrını casusluk amacıyla temin ederek ifşa ettikleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal düzenini hedef aldıkları" tespitleri yer aldı.