Güncelleme Tarihi:
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, kapalı olarak yapılan duruşmada, dava dosyasına ilişkin yetkisizlik kararı verildiği ortaya çıktı. Mahkeme heyeti, MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin aralarında jandarma personel, hakim, savcılarında bulunduğu dava dosyasının Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde görüldüğü, bu birleştirmenin ardından bu mahkemede görülen “Selam Tevhid"de Kumpas” davası olarak bilinen dosyadaki olaylara ilişkin bağlantı ve irtibat içeren bir yargılama konusu kalmadığını belirterek, Selam Tevhid dosyasının birleştirilerek görülmesi halinde ise gerek sanık sayısı (83 sanık) gerekse yargılama konusu eylemlerin kapsamı ve eylemlerin karmaşıklığı dikkate alındığında makul sürede yargılama hakkının ihlal edilebileceğini ifade etti.
Ayrıca yargılama konusu eylemlerin MİT tırlarının 19 Ocak 2014'de Adana'da durdurulmasıyla hukuki kesintiye uğradığı, dosyada sanıklara isnat edilen suçların Ankara, Hatay olmakla eylem yoğunluğunun Adana'da gerçekleştiğini ifade eden mahkeme heyeti, sanıkların ikametlerinin ve son görev yerlerinin büyük çoğunluğunun İstanbul olmadığı, tüm bu hususları göz önüne alındığında suç yerinin Adana Ağır Ceza Mahkemeleri'nin yargı ve yetki sınırları içerisinde olduğundan yetkisizlik kararı verilmesine hükmetti.
Heyet, 15 sanığın tutukluluk halinin devamına, hakkında yakalama kararı bulunan 18 sanığın infazının beklenmesine de karar verdi. Kararın ardından dava dosyasının Adana Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği öğrenildi.
İDDİANAME
stanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin hazırlanan 6. iddianamede, tırların durdurulması olayını organize ettikleri tespit edilen FETÖ'nün 11 "sivil imamı" ile örgüt davaları kapsamında tutuklanan 11 kişinin de yer aldığı 55 sanık bulunuyor.
İddianamede, bir tuğgeneral, 2 albay, 2 yarbay, 7 binbaşı, 11 yüzbaşı, 14 üsteğmen, bir teğmen, 3 asteğmen, 2 uzman çavuş, bir eski MİT mensubu, 5 öğretmen, bir RTÜK uzman yardımcısı, 2 doçent doktor, bir Sağlık Bakanlığı uzman yardımcısı, bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevlisi ve bir de Mersin Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) görevlisi "sanık" sıfatıyla yer alıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklardan, hakkında örgüt ve casusluk suçundan daha önce dava açılan eski Tuğgenerel Hamza Celepoğlu'nun “Anayasa'yı ihlal” suçundan cezalandırılması isteniyor. MİT tırlarının durdurulması eylemini gerçekleştiren jandarma görevlilerinin "imam"larına vurgu yapılan iddianamede, söz konusu 11 "sivil imam"ın, eylemi yöneten, organize eden ve görevlileri yönlendiren kişiler oldukları, 1 Ocak 2014 ve eylemin gerçekleştirildiği 19 Ocak 2014 arasında, bu olaya münhasıran operasyonel hat kullandıkları, bizzat olay yerine gittikleri, eylemin bitmesinin ardından 19 Ocak'ta bu hatları iptal ettikleri tespitlerine yer veriliyor.
Tespit edilen "sivil imam"lardan en önemlisinin, FETÖ'nün Adana, Hatay, Mersin ve Osmaniye bölgelerindeki, Tuğgeneral Hamza Celepoğlu da dahil bütün jandarma görevlilerinden sorumlu olan "Halil" kod adlı Hamza Ali Ece olduğuna işaret edilen iddianamede, eylemin diğer "imam"ları Bayram Andaç, Muharrem Gözüküçük, Mehmet Cevher Koyuncu ve Abdulkadir Akçay olarak sıralanıyor.
'TALİMATI BİZZAT GÜLEN VERDİ'
Sanıklardan 11 "sivil imam"dan 9'unun firari olduğu belirtilen iddianamede, FETÖ'nün üst düzey yöneticilerinden olan ve başka FETÖ dosyasından tutuklu bulunan bir tanığın "MİT tırlarının durdurulması talimatını, Pensilvanya'da yüz yüze görüştüğüm Fetullah Gülen bizzat verdi. Gülen, her türlü çalışmanın yapılması, tırların durdurularak görüntülerinin kayda alınması ve çarşaf çarşaf yayımlatılması talimatı verdi." şeklinde beyanda bulunduğu aktarılıyor.
İddianamede, tüm sanıklar hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile hakkında daha önce aynı eylem ile ilgili dava açılan 12 sanık hariç diğerleri hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan da ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan birer kez müebbet hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, tırların durdurulmaya çalışılması eylemini organize etmek amacıyla sanıklardan Gökhan Bakışkan ve Orhan Şahin'in, 20-22 Eylül 2013'te Nevşehir'deki bir otelde düzenledikleri örgütsel toplantıya, sanıklar Hamza Ali Ece, Mehmet Cevher Koyuncu, Mustafa İlhan, Fatih Kaya, Hasan Bektaş ve
İddianamede, şu ifadelere yer veriliyor: "Adana Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü''nde görevli sanık Orhan Şahin'in, 15 gün önce doğum yapan eşini Adana'da bırakıp arkadaşını görmek bahanesiyle MİT'e ait tırın durdurulduğu 1 Ocak 2014'te Hatay'a gelerek, Gökhan Bakışkan ile olay yerine gittiği ve eylemin organize edilmesinde ve fiilen uygulanmasında etkin rol aldığı anlaşılmıştır. Sanıkların, yardım faaliyetinde görev alan ve Adana'da durdurulan 7 MI?T mensubunun telefonu hakkında 'uyuşturucu madde ticareti' suc?undan Ankara mahkemelerinden dinlenme kararı aldırdıkları böylece MI?T mensuplarının görevlerini ifa ettikleri esnada iletis?imlerini dinledikleri, kayda aldıkları, sinyal bilgilerini değerlendirdikleri, bu şekilde yardım faaliyeti ile ilgili sürec?ten an be an haberdar oldukları, faaliyetin tüm ayrıntısını öğrendikleri anlaşılmıştır."
FETÖ elebaşının, uluslararası güç odaklarından aldığı destekle kendi ideolojisine uygun bir yönetim modeli oluşturarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kendisinin ve desteğini aldığı uluslararası güç odaklarının sözünden çıkmayan bir ülke haline dönüştürmeyi amaçladığı belirtilen iddianamede, özellikle 2010 yılında meydana gelen gelişmeler sonrasında uluslararası güç odaklarının Türkiye üzerinde kurguladığı planlarda maşa olarak kullandığı FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in talimatlarıyla örgütün mahrem ve birim yapılanmalarında bulunan örgüt mensuplarının bir istihbarat birimi mantığıyla devletin her türlü eylemlerini takip ederek örgüt liderine aktardığı anlatılıyor.
İddianamede, “Bu kapsamda, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Suriye Türkmenlerine yardım faaliyetinde bulunduğunu, Suriye sınırından çeşitli tarihlerde yardım tırlarının geçirildiğini, ilk olarak 2013'te FETÖ/PDY'nin Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapan örgüt mensupları tarafından tespit edildiği, bu bilginin örgütün sözde 'Türkiye Kara Kuvvetleri' imamına ulaştırıldığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine sözde Türkiye Kara Kuvvetleri imamı olan Hacı Murat - Zafer (Kod), örgüt lideri Fetullah Gülen'in yanına giderek bu durumu bildirmiş, bu tarih itibarıyla Milli İstihbarat Teşkilatı'nın bölgedeki her türlü faaliyeti örgüt mensupları tarafından takip edilerek, örgüt yöneticilerine aktarmıştır." denildi.
İddianamede, 17/25 Aralık darbe girişimi sürecine gelindiğinde, örgütün sözde "Türkiye Kara Kuvvetleri imamı" olan Hacı Murat'ın tekrar yanına gittiği, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den "Bu şekilde kamyonlarla sınır dışına sevkıyat olursa bunların geçişine izin verilmemesi için her türlü çalışmanın yapılması ve kamyonlar durdurulduktan sonra yükleri boşalttırılarak görüntülerinin kaydettirilmesi, basının olay yerine çağrılarak görüntülerin çarşaf çarşaf yayımlanması” talimatını verdiği belirtiliyor.
MİT tırlarının durdurulması olayını organize ettikleri tespit edilen FETÖ'nün 11 "sivil imamı" hakkında ise "devletin ulusal ya da uluslararası yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" ve "terör örgütü yöneticiliği" suçlarından 37,5 yıldan 52 yıl altışar aya kadar, 32 sanık hakkında da "devletin ulusal ya da uluslararası yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" ve "terör örgütü yöneticiliği" suçlarından 30 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, MİT'e ait tırların durdurulmasında aktif görev alan FETÖ/PDY yöneticilerinden sanık Bayram Andaç'ın, tırların durdurulmasının hemen ardından ABD'nin Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğunu arayarak görüşmeler yapmasının şüpheli bulunduğu aktarılıyor.
ABD'DEN YANIT YOK
İddianame hazırlandıktan sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, bir basın açıklaması yapmıştı. Başsavcı Fidan açıklamada "MİT tırlarının durdurulması olayından sonra FETÖ yöneticisi Bayram Andaç'ın, ABD Büyükelçiliği ve ABD Başkonsolosluğu ile 5 dakika 33 saniye, Muharrem Gözüküçük'ün ise 3 dakika 8 saniye süren telefon görüşmeleri var. Belirtilen tarihlerde hangi gerekçelerle Büyükelçilik ve Başkonsolosluğun arandığı, hangi nedenlerle görüşme yapıldığını sordum. Görüşme içeriğinin bildirilmesini istedim. Cevabını bekliyorum." demişti.
Bu arada söz konusu cevap hala gelmedi.
FETÖ'nün "sivil imamı" 11 kişi ile bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 55 sanık hakkında açılan davanın iddianamesinde, "tırları durduran askerlerin imamı" olduğu belirlenen ve hakkında yakalama kararı bulunan Süleyman Gürbüz, Eylül 2017'de Mersin'deki örgütün "gaybubet evlerine" yönelik operasyonda gözaltına alınmıştı. İstanbul'a getirilen Süleyman Gürbüz, davanın görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanmıştı.
Davanın ilk duruşması, 27 Mart'ta yapılmış ve celselerin kapalı olarak yapılmasına karar verilmişti.