Güncelleme Tarihi:
TBMM İçişleri Komisyonu’nda dün 9 saat süren gergin toplantı sonrası MİT’in yapısında önemli değişiklikler içeren teklifin geneli üzerindeki görüşmeler tamamlandı ve teklifin maddelerine geçildi. Bugün maddeler görüşülürken, AK parti önergeleri ile en tartışmalı iki madde değiştiriliyor. MİT’in Başbakan’a bağlandığı ve “MİT’in devlet üstü kuruma dönüştürüldüğü” eleştirisiyle karşılanan “Başbakan’ın Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu (MİKK) Başkanı olmasından” vazgeçildi. Teklif metninden MİKK’in Başbakan başkanlığında kurulacağını öngören ikinci madde çıkarılıyor. MİKK mevcut haliyle korunacak ve başkanlığını MİT Müsteşarı sürdürecek.
GAZETECİYE CEZA ERTELEMESİ YOK
MİT belgelerinin yayınlanması nedeniyle medya patronlarına cezanın üst sınırı da 12 yıldan 9 yıla indirildi. Teklifte MİT belgelerinin yayınlayan, yayan, açıklayan süreli veya süresiz yayın sahibi, içerik sağlayıcı, eser sahibi, muhabir, yazar, sorumlu müdür, yayımcı ve basımcı ile yayanlar hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verileceği öngörülmüştü. AK Parti’nin vereceği altı önergeden biriyle bu maddede de rötuş yapılıyor. Cezanın üst sınırı 9 yıla indirilirken, 3 yıllık alt sınır korundu. Alt sınır 2 yıl ve altına indirilmediği için MİT belgesi yayınlayan medya patronu ve medya mensuplarına hükmün açıklanması yoluyla ceza ertelemesi yolu kapatılmış oldu.
SAVCILIK VE MAHKEMEYE MİT AYARI
Teklifin 12. maddesiyle yapılan düzenlemeye göre de mahkemeler ve savcılıklar soruşturma ve kovuşturma aşamasında MİT’ten casusluk ya da devlet sırları dışında bilgi belge, veri, kayıt isteyemeyecekler.
MÜSTEŞARSIZ TOPLANTI
MİT’in yapısının değiştirildiği kritik komisyona MİT Müsteşarı Hakan Fidan katılmazken, teşkilat bir müsteşar yardımcısı tarafından temsil edildi. Hükümet adına komisyona Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay katıldı. CHP’li Ahmet Toptaş, “Baas rejimine giden bir yasa teklifini görüşüyoruz ve siz ‘Kısa keselim çabuk olalım’ diyorsunuz. Bu teklif önce Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeli. Teklif geri çekilmeli, olgunlaştırılmalı” dedi. MHP’li Faruk Bal ise “MİT’e Anayasa’nın da Meclis’in de yargının da üzerinde yetki veriyorsunuz. Bu yetkiyle bir istihbarat devleti kuruluyor. Bu dünyada istihbarat devletleri vardır. Saddam’ın vardı, Esad’ın vardı, Hitler’in, Stalin’in vardı. Bu teklifin Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesi gerekir” diye konuştu. CHP ve MHP 10 imzayla teklifin Anayasa Komisyonu’na havale edilmesi için dün Meclis başkanlığına ortak başvuru da yaptılar. Komisyonda kameraların görüntü alması ile başlayan gerginlik zaman zaman tırmandı. MİT’in eski ve yeni mensuplarının yalan makinesine sokulacak olması da tartışma yarattı. Muhalefet sözcüleri, “MİT sakıncalı personel mi çalıştırıyor da bu tedbire gerek duyuldu” eleştirisi yaptılar.
MİT 2 BİN 473 KİŞİYİ DİNLİYOR
BAŞBAKAN Yardımcısı Beşir Atalay, MİT’in, bugün itibariyle mahkeme kararıyla yaptığı dinleme sayısının 2 bin 473 olduğunu bildirdi. Atalay, dinlenenlerin yarısından fazlasının yabancı olduğunu ve 20 dilde dinleme yapıldığını açıkladı. MİT teklifinin görüşüldüğü İçişleri Komisyonu’nda Atalay özetle şunları söyledi:
YENİ YASA GELİYOR
“MİT bugüne kadar daha çok iç güvenlikle, iç istihbaratla meşgul olmuş. Biz bugün MİT’e esas yeni bir çerçeve ama inşallah tamamı kanunun üzerinde de çalışılıyor. Ben burada söz veriyorum bu düzenlemeyi çalışıyoruz ve önünüze getireceğiz. Hükümetimizin üzerinde çalıştığı diğer konu, istihbarat ve güvenlik servislerinin parlamenter denetime açılmasıdır.
Burada söz veriyorum, o düzenlemeyi üzerinde çalışıyoruz ve getireceğiz.
Suriye ve Irak başta olmak üzere sınır ötesindeki faaliyetler bir dış politika sorunu olmaktan çıktı ve iç güvenliği tehdit eder hale geldi. MİT tarafından bu tehditlere yönelik daha fazla çabanın ortaya konması güvenlik açısından hayati bir önem taşıyor. Bizim hedefimiz MİT’i tamamen iç istihbarattan çekmek. Terörle ilgili konular bitsin bu daha
kolay olacak.
PKK İLE GÖRÜŞEN MİT
Çözüm sürecinin bir ayağı istihbarat teşkilatımız. Biz hükümet ve siyaset kesimi olarak örgüt kesimiyle görüşmüyoruz. Biz siyasi partiyle görüşüyoruz. Örgüt kesimiyle istihbarat teşkilatımız yürütüyor çalışmaları. Ama bir savcı çıkıyor, istihbarat teşkilatımızın başındaki kişiye ‘Gidin onu getirin, ben ifadesini alacağım’ diyor. Böyle bir ülke olmaz. İstihbarat teşkilatına ve onun başına bu talimatı siyasi irade veriyor, ‘Git şu işi, görüşmeyi yap’ diyor. Biz onu korumazsak ne istihbarat teşkilatı ne başka bir birimimizi ülkemizin çalışmalarıyla ilgili kritik alanlarda cesaretlendiremeyiz. Cesareti kırılır.”