Güncelleme Tarihi:
Çakıcı'ya pasaportu ben vermedim
Alaattin Çakıcı ile özel ilişkilerinin ortaya çıkması nedeniyle ‘olay adam’ haline gelen MİT'in eski Pekin temsilcisi Yavuz Ataç'ın Ankara'ya dönüşünden sonraki akıbeti, istihbarat camiasına özgü esrarengiz bir havaya büründü.
Ataç'ın ismi, Türk kamuoyuna Çakıcı'nın Fransa'nın Nice kentinde yakalanmasından sonra patlak veren ünlü diplomatik pasaport skandalıyla gündeme gelmişti.
Çakıcı'nın üzerinden kırmızı bir diplomatik pasaport çıkmasının ardından, Ataç'ın görev yaptığı Pekin Büyükelçiliği'nde bir kırmızı pasaportun kaybolduğunun anlaşılması, dikkatlerin doğrudan Ataç'a çevrilmesine yol açmıştı.
Başbakan Mesut Yılmaz, Yavuz Ataç ismiyle Pekin'deki kayıp pasaport skandalından yaklaşık iki ay kadar önce karşılaşmıştı. Kutlu Savaş'ın ünlü Susurluk raporundan sonra MİT içinde yürütülen bir dizi tahkikatın hedef aldığı MİT mensuplarından biri yine Ataç olmuştu. Bu soruşturmada, Ataç geçmişte Çakıcı ile olan ilişkilerini itiraf etmiş ve MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarafından Yılmaz'a sunulan tahkikat raporunda bu görevlinin kurumla ilişiğine son verilmesi önerilmişti. Ancak Yılmaz'ın yaklaşık iki ay süreyle bu raporu işleme koymayıp masasında tutması, Çakıcı'nın yakalanmasından çok önce başlaması gereken hukuki bir sürecin askıda kalmasına yol açmıştı.
Ataç'ın merkeze alınması, kayıp pasaport skandalının patladığı gün ortaya çıktı. Yıldırım hızıyla çıkan kararnameyle Ataç'a Türkiye'ye dönmesi tebliğ edildi.
Başlangıçta, Ataç'ın 15 günlük yasal mehil hakkını Pekin'de kullanacağı varsayılmaktaydı. Bu noktada, Çin makamlarının basında çıkan yazılar nedeniyle rahatsızlık duydukları ve kendisinin 72 saat içinde ülkeyi terketmesini istedikleri anlaşıldı.
Ataç, 31 Ağustos tarihinde Türkiye'ye döndü. Ataç'ın akıbeti, Ankara'daki en önemli soru işaretlerinden birini oluşturuyor. Ankara'da devletin üst katlarında dolaşan bilgilere göre, Yavuz Ataç, MİT üst yönetimi ile yaptığı temaslarda, kendi isteği ile emekli olmak istediğini bildirdi. Bu seçenek, teşkilatın geçmişte başvurduğu ve görevlilerini başka devlet dairelerine atanmasını mümkün kılan MİT Yasası'nın 19. maddesinin işletilmesi yönteminden farklılık gösteriyor. Örneğin Bakü'deki darbe girişimine adı karışan MİT temsilcisi Ertuğrul Güven'in kadrosu Diyanet İşleri Başkanlığı'na verilerek, bu istihbaratçı istifaya zorlanmıştı.
Öte yandan, Ataç'ın Pekin Büyükelçiliği envanterindeki bir kırmızı pasaportun kaybolması olayında herhangi bir şekilde sorumluluk almadığı ve ‘‘Ben yapmadım’’ dediği söyleniyor.
Ankara'daki ikinci bir görüşe göre, bu konuların henüz gündeme gelmesi için erken. Bunun nedeni, Yavuz Ataç halen 15 günlük yasal mehil hakkını kullanıyor ve henüz döndüğüne ilişkin resmi bildiriminde bulunmadı. Bu bilgiye göre, Yavuz Ataç'ın savunmasının alınabilmesi, mehil süresini kullanması ve bu sürenin bitiminde teşkilata döndüğünü bildirmesi halinde mümkün.