MİT gizli görüşmeyi ayarlarken dışişlerinin haberi olmayabilir

Güncelleme Tarihi:

MİT gizli görüşmeyi ayarlarken dışişlerinin haberi olmayabilir
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2012 00:00

Özdem Sanberk yaklaşık kırk yıllık hariciye görevinden emekliye ayrıldığı 2000’den beri önde gelen düşünce kuruluşlarında çalışıyor.

Haberin Devamı

Dünyanın pek çok önemli dış politika ve güvenlik platformuna davet edilen Sanberk, 2010’da Birleşmiş Milletler’de Mavi Marmara olayını araştırmak için kurulan Palmer Komisyonu’nda Türkiye’yi temsil etti. Sanberk ile gündemdeki MİT müsteşarı Hakan Fidan olayına dair istihbarat ilişkilerini ve Mossad vurgulu komplo teorilerini konuştuk


İSRAİL’LE MESELE DÖNÜP DOLAŞIP ÖZÜR KELİMESİNE DAYANIYOR

Bazı çevreler son olaylarda Hakan Fidan’a yönelik İsrail kaynaklı bir komplo olduğunu iddia ya da ima etti. Sizce İsrail bu işlere girer mi?
- Bu tür işlere yalnız İsrail değil, her ülke girebilir. Ama şu anda Hakan Fidan’ın yaşadığı sıkıntıların böyle bir durumdan kaynaklandığını söylemek sorumsuzluk olur.

Üyesi olduğunuz Palmer Komisyonu’nun Mavi Marmara raporunu Ankara ‘yok hükmünde’ ilan etti. Bazı meslektaşlarınız sizi ağır bir dille eleştirdi. “O mutluluk resminde yer almamalıydı” diyenler bile çıktı. Bütün bunlar konuşulurken hastane yatağındaydınız. Kırgınlık oldu mu?
- Komisyonun tek fotoğrafı, görevine son verdiği zaman değil, görevine başlarken çekildi. Rapor 1 Eylül’de ben Amerika’dayken kalp ameliyatı sonrası henüz hastanedeyken sızdı. O günlerde benimle ilgili yorumlar konusunda üzüntü hissetmedim. O meslektaşlarım bu eleştirileri yaptığında ne hastalığımdan haberdardı, ne olayların geri planını biliyordu. Belki yeterli bilgiye sahip olmadan ilk tepkiyi gösterdiler.

Haberin Devamı

Neydi sahip olmadıkları bilgiler?
- Komisyonun görevi 31 Mayıs 2010 sabahı ne olduğunu araştırmaktı. O konuda da beklentilerimize uygun olarak, İsrail Ordusu’nun o gece aşırı güç kullanarak taammüden cinayet işlediği raporda tasrih edildi. Ama komisyon yetkisini aşıp Gazze’de hukuki değerlendirmeye de kalkışarak ablukanın hukuka uygun olduğu yönünde beyanda bulundu. İsrailliler raporu New York Times’a sızdırdı. Haber ve yorum üstünlüğü İsrail’de kalınca bu durum Türkiye’de de sanki aleyhimize bir rapor çıkmış gibi algılandı.

Arap Baharı ile birlikte bölgede yaşanan gelişmelerin, mesela olası bir Şii-Sünni çatışmasının iki ülkeyi yakınlaştırma ihtimali var mı?
- Her geçen gün, hem Türkiye-İsrail ilişkilerinin, hem de bölgenin aleyhine işliyor. İsrail’in özrü geciktikçe ilişkilerin düzelmesi zorlaşacak. İsrail’de siyasi irade imzanın ucundan döndü. Metin hazır. Belki bir-iki nokta açıkta kalmış olabilir ama onlar çözülmeyecek şeyler değil. Mesele dönüp dolaşıp ‘apology’ (özür) kelimesine dayanıyor, zaten o kelime de üzerinde anlaştığımız metinde var.

Haberin Devamı

Diplomatların da bir nevi istihbarat yaptığını WikiLeaks sayesinde fark eden pek çok kişi çok şaşırdı...
- Diplomat dediğimiz kişi elbette istihbarat yapar ama açık istihbarat. Masa başında oturmaz; yemeklere, davetlere, toplantılara katılır. Birçok insanla karşılaşır, bazen bilgi alır, bazen görüş alır ve bunları ülkesine rapor eder. Merkez de diplomatlarla istihbarat makamlarının bilgilerini karşılaştırır.

Bazı açık MİT mensuplarının büyükelçilikler üzerinden akredite edildiğini biliyoruz. Dış istihbaratın toplanması konusunda Dışişleri ile MİT arasındaki işbirliği ne düzeydedir?
- Ben dışişleri müsteşarıyken meslektaşım ve çok yakın arkadaşım Sönmez Köksal da MİT müsteşarıydı. Çok yakın bir ilişkimiz vardı ama benimle ilgili olmayan hiçbir bilgiyi kendisinden talep etmedim. O gerekli gördüyse bana bildirmiştir. Zaten bizimkiler açık istihbarattır. En gizli şeyimiz kriptodur. Dışişleri’nde, bunları MİT ile de Silahlı Kuvvetler ile de paylaşırız.

Haberin Devamı

Peki kapalı istihbarat konusunda farklı kurumlar arasındaki istihbarat paylaşımı nasıl işler?
- Aslında istihbarat paylaşımı diye bir şey yoktur. İstihbarat doğası itibarıyla paylaşılmayan bir şeydir. Dikkat edin istihbaratın koordinasyonu için hep çareler düşünülür ama bir türlü o koordinasyon sağlanamaz. Bu yalnız Türkiye’de değil bütün ülkelerde bir sorun.

Ama sonuçta farklı kurumların istihbaratları devletin tepesinde bir yerde toplanmıyor mu?
- Tabii bu istihbaratların hepsi devletin tepesinde birleşir. Orası cumhurbaşkanlığı makamı da olabilir, başbakanlık da ya da bakanlar kurulu da. Ama umumiyetle daha dar bir ortamdır, mesela MGK. Benim olmaz dediğim şey şu: Uygulamada askeri istihbaratçılar, ya da polistekiler birbirleriyle, ya da istihbarat teşkilatıyla her zaman bir araya gelip ellerinde ne var ne yok konuşmaz. O seviyede istihbarat paylaşımı ancak kurumlar arasında hiçbir rekabet yoksa veya tam bir işbirliği varsa olabilir. Bu da gerçek hayatta kolay kolay gerçekleşmez. Sakatlık buralardan çıkıyor. Yatay paylaşım çok zor, istihbarat paylaşımı dediğimizde aslında daha çok dikey paylaşımdan bahsederiz.

Haberin Devamı


HAFIZ ESAD’A VERİLEN DOSYADA ÖCALAN’IN ADRESİ VE TELEFONU VARDI

Sönmez Köksal’ın MİT’in, sizin de Dışişleri’nin tepesinde olduğunuz 1990’ların başında Öcalan Suriye’deydi. Şam’daki elçilik mensuplarının Öcalan’ı ziyaret edecek HEP’li vekilleri nihavaalanında karşıladığı doğru değil mi?
- Öcalan’ın Suriye’de kaldığı ev, hatta telefon numarası bilinirdi. Dosya hazırlandı, Hafız Esad’a sunuldu. O kesinlikle reddetti. İşte o adresi ve telefonu sağlayan kurum MİT’tir, Dışişleri değil. MİT bu tür durumlarda lüzum görürse bizi bilgilendirir.

Aralarında MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın da bulunduğu heyetin PKK yöneticileriyle Oslo’daki buluşması gibi bir operasyonun hazırlığı sırasında elçiliklerden destek alınır mı?
- Oslo’daki gibi bir görüşmenin hazırlığını MİT tamamen kendisi yapar. Büyükelçiliğin büyük ihtimalle haberi bile olmaz. Dışişleri de “niye bana söylemedin” diye küsmez.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!