Güncelleme Tarihi:
GECE GELDİ-GİTİ
MİT teklifiyle ilgili trafik önceki gün akşam saatlerinde başladı. Teklifteki, değişiklikleri CHP’nin desteğini alarak yapmak isteyen İktidar Partisi temsilcileri, önce CHP yönetimiyle, sonra da Başbakan’la görüştü. Parti yöneticileri, teklifin askıya alınma olasılığı olduğunu açıkladılar. Ancak buna rağmen MİT teklifini önergelerle tadil eden ekip, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay başkanlığında önceki günkü geceyi çalışarak geçirdi. Teklifte, İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşmeye yasal güvence getiren düzenlemeler de metne monte edildi.
SON KARAR HAVAALANINDA
Önceki gece TBMM Genel Kurulu’ndaki kavgalı oturum, son noktayı koydu. Dün Sabah, Erdoğan Balıkesir seyahati için kendisini uğurlamaya gelen parti yöneticileriyle havaalanında mini toplantı yaptı. Görüşmede, Meclis’teki gerginlik de konu olurken, dershaneler tasarısının ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gensorusu, ardından da demokratikleşme paketinin yasalaştırılması planlandı. Alınan karar, Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş tarafından da kamuoyuna açıklandı. Elitaş, önergelerle ciddi değişiklikler yaptıkları MİT paketini seçimlerden sonra ilk iş olarak yasalaştıracaklarını söyledi.
İMRALI GÜVENCESİ
Partide yapılan son toplantıda teklife sürpriz önergeler eklendi. Atalay ve AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli başkanlığında yapılan toplantıda, MİT’in gizli yönetmelikle yaptığı, “Terör örgütü liderleriyle irtibat kurulabilir, görüşmeler yapabilir” ifadesi yasaya taşınması benimsendi. Bununla da kalınmadı, “Başkalarına da görüşme yaptırılabilir” hükmü de metne konulacak. Bu hüküm, BDP’lilerin ve MİT dışındaki görevlilerin cezaevinde Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmelerin suç olmaktan çıkaracak. BDP’liler sık sık bu görüşmelerin bir gün suç olarak önlerine konacağı endişesini dile getiriyorlardı.
BDP’LİLER SUÇTAN KURTULDU
Teklifin üçüncü maddesinin J fıkrasındaki hüküm, “MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilir veya görüşmeleri yaptırabilir. Görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere millî güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilir” şeklinde düzenlendi.
HER TÜRLÜ GÖREV OLAMAYACAK
Yapılacak başka bir değişikle de teklifin birinci maddesinde yer alan, “Dış güvenlik, terörle mücadele ve millî güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulunca verilen her türlü görevi yerine getirmek” ifadesinden “her türlü” kelimesi çıkartıldı. Bunun gerekçesi de “Her türlü ifadesi, sanki usulsüz ve kanunsuz görevleri de yapabilirlermiş gibi algılanabilir, o nedenle çıkarıldı” şeklinde açıklandı.
ASKERİ BELGELERİ GÖREMEYECEK
Düzenlemenin 3’üncü maddesinin C fıkrasında yapılan değişiklikle MİT’in soruşturma ve kovuşturma tutanaklar ile her türlü bilgi ve belgeye ulaşacağı davalara sınır getirildi. Askeri davalar kapsam dışında tutuldu. Buna göre, “halkı askerlikten soğutma, askeri itaatsizliğe teşvik, seferberlikle ilgili görev ihmali, düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü, askeri yasak bölgelere girme” suçlarına ilişkin bilgiler MİT’e verilmeyecek.
ÖZEL MAHKEMEDEN VAZGEÇİLDİ
Teklifte, MİT mensupları ve emeklilerine silah verilmesi konusunda da değişiklik yapılacak. MİT’in mevcut personeline silahı da ruhsatı da kurum verecek. Ancak emekli MİT mensupları silahı emniyetten alabilecek. Düzenlemeden, “Kanun kapsamına giren suçlar ile MİT mensuplarının görev suçlarına ilişkin yargılamaları yapmaya Ankara ağır ceza mahkemeleri yetkilidir” ifadesi çıkartılacak. “MİT Müsteşarı hakkındaki yargılama Yargıtay ilgili dairesince yapılır” hükmü kalacak.
GES, dinlemenin yeni üssü olacak
TBMM Genel Kurulu’nda yasalaştırılması planlanan MİT teklifi, ayrıca 2012 yılında kısmen MİT’e devredilen GES’le ilgili iki önemli düzenleme içeriyor. Düzenlemeler, GES’in tamamen MİT’e devredilmesini ve bu merkezde “yeni bir dinleme üssü” kurulmasını sağlıyor. Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı(GES) 4 Ocak 2012’de çıkartılan bir yasa ile MİT’e devredilmişti. Yasal düzenlemelerin yetersiz olması nedeniyle MİT’in kurum üzerindeki yetkisi sınırlı kaldı. Buradaki askeri personelin yüzde 80’i MİT kadrosuna geçti ve yeni elamanlarla takviye edildi. Ancak, Bayrak Garnizonu olarak bilinen GES merkezindeki bina, arazi, ekipman, cihaz ve demirbaşlar Genelkurmay Başkanlığı’nda kaldı. MİT, kurumu yönetmenin dışında hiçbir tasarrufta bulunamadı. Devir işlemi tam yapılmadığı için elektronik alet, cihaz ve hatta masa-sandalye alımını halen Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı belirtildi.
MİT teklifinde, “açıkça” ifade edilmeyen iki düzenlemenin, GES’in daha aktif kullanılması, MİT’in istediği tasarrufta bulunması ve GES’in bulunduğu yerde yeni bir dinleme üssü kurulmasına olanak sağlandığı ortaya çıktı. MİT teklifinin 11. maddesinde yer alan, “Kamu kurum ve kuruluşları ile diğer kurum ve kuruluşların bu kanunda yazılı görevlerin yerine getirilmesi sırasında ihtiyaç duyulan hallerde, kullanımında bulunan her türlü malzeme, ekipman, teçhizat ve cihazı diğer kanunların bu konudaki düzenlemelerine bakılmaksızın kuruma devretmesi” hükmü, GES’i tamamen devralma sonucunu doğuracak.
MİT’e kendi dinleme merkezini kurma yetkisi veren bir başka madde ile de GES arazisinde daha büyük bir dinleme kampüsü kurma olanağı da doğmuş olacak. Maddede “yurtiçi veya yurtdışı dinleme” ifadesi kullanılmadığı için yeni dinleme merkezinin sadece uluslararası istihbarat amaçlı değil, ulusal istihbarat için de kullanılacağı ifade edildi. Bu düzenleme, MİT’in TİB’e alternatif bir dinleme merkezi oluşturduğu ve denetim sorunu yaşanacağı eleştirilerini de beraberinde getirdi.
Demokrasi tabutuna çivi çakılıyor
Basın Konseyi Medya İzleme Komitesi düzenlemeyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “HSYK’yı siyasi iradenin emrine veren, interneti siyasal iktidarın denetimine bağlayan Hükümet, MİT Kanun tasarısının yasalaşmasıyla demokrasi tabutuna son çiviyi de çakacaktır. Tasarının yasalaşmasıyla, basın özgürlüğü büyük darbe alacak, halkın haber alma hakkından yararlanması engellenecektir. Teklif yasalaştığında, basın kanunu da yok sayılacaktır. Basın ve ifade özgürlüğüne aykırı bu tasarı, kamu yararı adına bilgiye ulaşılmasını ve paylaşılmasını engelleyeceği gibi gazetecilerin özgürce haber yapmalarını da önleyecektir” denildi.