Güncelleme Tarihi:
Tunus’ta başlayan büyük çaplı ayaklanmalara rağmen, kimse Zeynel Abidin Bin Ali hükümetinin bu kadar çabuk devrileceğini tahmin etmezdi. Kimse, Mısır’da bu kadar kısa sürece bu denli büyük bir protesto hareketinin başlayacağını da düşünemezdi. Bir engel yıkıldı. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ancak, diktatörlüğün sona ermesinin ardından, İslamcıların yeni modeli kim olacak?
Onlarca yıldan bu yana süre gelen İslami rejimler, Batı’yı Arap dünyasındaki en kötü diktatörleri kabul etmek zorunda bıraktı. Bu rejimler aynı zamanda Müslüman Kardeşler gibi İslamcı rakiplerini ortadan kaldırmaya yöneldi. 60 yıldan bu yana yasadışı olan ancak saygı gören Müslüman Kardeşler, demokratik seçimler, sendikaların, profesyonel derneklerin, belediyelerin ve parlamentonun oluşturulması için kitleleri birleştirmeyi başardı. Müslüman Kardeşler, Mısır’da yükselen bir güç olduğundan, böyle bir örgütten ilerde ne beklenebilir?
Mısır’da modernleşmenin temelini atan Cemal Abdülnası’ın 1952’deki devriminin ardından, Müslüman Kardeşler şiddetli bir baskı altında kaldı. Şiddet ve işkenceyle radikal düşüncelere yönelen örgüt, gerekirse şiddet kullanılarak hükümetin bir şekilde devrilmesi inancını kabul etti.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER TÜRKİYE ÖRNEĞİNİ TEMSİL EDEMİYOR
Bugün ise örgüt geleceğe yönelik farklı görüşler temsil ediyor. Ancak, örgütün kurucu nesline ait lider kadrosu artık yaşlandı. Bu yüzden, Türkiye örneğinden etkilenen genç üyelerini temsil edemiyor. Örgütün hangi yöne gideceğini şu anda kimse kestiremiyor.
Ne ABD ne Avrupa ne de İsrail, Mısır halkının özlemini duyduğu demokrasi hayalinin gerçekleşmesini kolaylaştıracak. Stratejik ve jeopolitik değerlendirmeler göz önüne alındığında, reform hareketinin ABD öncülüğünde, Mısır ordusunun işbirliğiyle yapılacağı anlaşılıyor.
Ana muhalefetin ana figürü olarak beliren Muhammed El Baradey ile paralel bir çizgide hareket eden Müslüman Kardeşler, politik taleplerde bulunabileceğini göstererek Batı’yı korkuttu. Mısır’ın çok az demokratik olsa bir değişim geçirebilmesi, Müslüman Kardeşlerin değişim sürecinde kalıcı bir ortak olmasına bağlı.
Baskı ve şiddet örgütü yıldırmaya yetmedi. Sadece fikir alışverişiyle, işkence ve diktatörlükten uzak durarak, insanların saygı duyacağı bir çözüm bulunabilir. Türkiye örneği ise gözlemcilerde arzu uyandırabilir.
Batı, “İslami tehdide” karşı diktatörlüğe göz yumuyor ve destekliyor. Avrupa ise bekleyip görme duruşu sergiliyor. Kısaca, politik ve ekonomik çıkarlarının yanında, demokratik prensipler arka planda kalıyor.
Birçok eski diktatörlük gibi şimdi de Mısır’daki liderlik kadrosu çöküyor. Ortaya çıkan istikrarsızlık ortamı hem risk içeriyor, hem de gelecek için fırsat sunuyor. Arap dünyası umut için ayağa kalkıyor.
Dünyanın dört bir yanında, demokratik hareketi destekleyecek çok sayıda Müslüman var. Nihayetinde, demokrasiler şiddet içermeyen tüm politik güçleri kucaklayacak ve Ortadoğu’da barış ümidi doğacak.
Bu yazı, Oxford Üniversitesi İslam Çalışmaları’nda öğretim üyesi olan Tarık Ramazan’ın “Democratic Turkey Is the Template for Egypt's Muslim Brotherhood” başlıklı makalesinden derlenmiştir.
http://twitter.com/HurriyetPlanet