Güncelleme Tarihi:
Şiddet olayları, Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen Arap dünyasının bu en kalabalık ülkesinde güvenliğin hala sağlanamadığını, aksine durumun daha da kötüye gittiğini gösterdi.
Devrim sırasında, Mübarek yanlısı polis güçleri görevden alınmış, yerlerine askerler getirilmişti. Devrim sonrasında polislerin görevlerine dönmeyi reddetmesi personel sayısında azalmaya ve tansiyonun daha da yükselmesine neden oldu.
MISIR'DA TARAFTAR DEHŞETİ / FOTO GALERİ
Port Said şehrinin takımı El Masri’nin taraftarlarının El Ahri oyuncularını kovalarken, güvenlik güçlerinin parmaklarını bile kıpırdatmadan kenardan seyrettiği görüntülerin televizyonlarda yayınlanması üzerine, El Ahri taraftarları, takımın sahasının etrafında toplanarak güvenlik açığı dolayısıyla İçişleri Bakanlığı ve Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi’ni protesto etti.
Bazı çevreler, şiddet olaylarının temelde siyasi durumla bağlantılı olduğunu savunuyor. El Ahri kulüp binasının önünde, Guardian’a konuşan Khaled Gad isimli bir taraftar, “Burada güçlü bir siyasi bağlantı var. Bugün olanlar sadece bir futbol maçında olay çıkması olarak görülmemeli. Bu olay ülkedeki diğer gelişmelerle de ilgili” dedi.
Gad’ın kast ettiği diğer gelişmelerin başında, Mısır’da on yıllardır uygulanmakta olan olağanüstü halin “zorbalık” halleri dışında kaldırılması geliyor. Dahası, bu kararın ardından İçişleri Bakanı Muhammed Yusuf, son dönemde yaşanan suç olaylarının önlenmesi için olağanüstü hal yasasına duyulan ihtiyaçtan bahsetti.
Mısır’da kısa bir süre içinde yaşananların tamamı dünya kamuoyunda bilinmiyor. Örneğin, yabancı bir bankanın bir şubesine güpegündüz silahlı kişilerce saldırı düzenlendi ve para taşıyan araçlar kaçırıldı. Bununla birlikte tablonun geneline bakarsak, güvenlikte ciddi boşlukların oluştuğunu görmek mümkün.
Bir başka El Ahli taraftarı, Mahmud Kamil, “Güvenlik neredeydi? Peki bu maçlara hep gelen kulüp ve valilik temsilcileri neredeydi? Bu çok büyük bir rekabet. Görevliler her zaman bu maça gelirler ama bu sefer yoklardı” diye konuştu.
Kamil, yaşanan felaketin sebebinin Ultras olarak bilinen El Ahli taraftarlarının attığı, Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi karşıtı tezahüratlar olduğunu öne sürdü. El Ahli ve ezeli rakibi Zamalek’in taraftar grupları Mübarek’in sonunu getiren 18 günlük ayaklanmalar boyunca önemli rol oynamıştı.
Şiddet olaylarının yeniden başlaması, polisin kalabalıkları kontrol etme kapasitesiyle ilgili de soru işaretlerine neden oldu. Siyah üniformalı ve kasklı yüzlerce polis ellerinde kalkanlarıyla taraftarların birbirlerini kovalamasını izledi.
Güvenlik görevlileri, Kasım ayında yaşanan ve 40’tan fazla kişinin hayatını kaybettiği çatışmaların ardından, İçişleri Bakanlığı’ndan gelen direktifler doğrultusunda sivillere müdahale etmediklerini söyledi.
Bununla birlikte futbola siyaset karışmasından hoşnut olmayan taraflar da vardı. İki takım taraftarları arasında daha önce de itişmeler yaşandığını söyleyen bir taraftar, “El Ahli ile El Masri arasında daha önce de gerginlik olurdu. Neden bu işe siyaset karıştırılıyor?” dedi.
Bir başka taraftar ise, “Orduya karşı slogan atacaksanız, Tahrir’e gidin” diye konuştu.
Guardian'da yayımlanan "Port Said football disaster exposes political vacuum left by revolution" başlıklı haber analizden derlenmiştir.