Güncelleme Tarihi:
Eleştiriler üzerine Hürriyet’e konuşan İhsanoğlu şunları söyledi:
VAHŞET YAŞANIYOR
“Sayın Çelik’in Twitter’dan yazdıklarını duydum. Arkadaşlarım bakıyorlar. Sanıyorum bazı yanlış anlamalar var. Siyasetçilerin kamuoyuna yönelik söylemleri farklı olabilir. Bu nedenle benim siyasilere yönelik söyleyebileceklerim farklı ve yanlış anlaşılabilir. Benim yaptığım açıklama, BM Güvenlik Konseyi’nin açıklamasının gerisinde değildir. Aynı seviyededir. Bazı arkadaşlar bunun ötesinde ifadeler duymak, dinlemek istiyor olabilirler. Ben şahıs olarak herkesten daha fazla şeyler söyleyebilirim. Ama müşterek bir mekanizmanın hareketini, konsensusunu aramak zorundayım. Genel Sekreter demek, teşkilat demek değildir. İİT’nin 3 yıllık zirve dönem başkanı da Mısır’dır. Ben neler düşündüğümü dün (önceki gün) NTV’de Oğuz Bey’in (Haksever) programında ayrıntısıyla anlattım. İsteyen oradan bakabilir. Mısır’da olan bitenler vahşettir, orantısız güç kullanımıdır ve insan hakları ihlalidir.”
SİCİLİMİZ ORTADADIR
İhsanoğlu önceki gün NTV’ye verdiği özel demeçte özetle şunları söylemişti: “Mısır’da yüzlerce, binlerce insan öldürülüyor. Böyle bir kıyım karşısında insanın kalbi dağılıyor bütün vicdanınızla reddediyorsunuz. Benim hissiyatım ortalama Türk vatandaşının çok ötesindedir. İki ülke arasındaki tarihi bağların ne kadar güçlü olduğunu biliyorum. Ölenler arasında benim de yakından tanıdığım insanlar var. Zamanında Libya’da Kaddafi’ye karşı ne AB, ne Arap Ligi ne de BM Güvenlik Konseyi’nin ağzı açılırken, Kaddafi’ye karşı ilk açıklamayı biz yaptık. Bizim sicilimizin ne olduğu ortadır. Bunun farkında olmayanlar, farklı kanaatler ortaya koyabiliyorlar.”
YAZIK DİYORUM
Hüseyin Çelik dün attığı tweet’lerde, “İhsanoğlu’nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi’yi suçlamıştı” iddiasında bulundu. İhsanoğlu’nun, İİT Genel Sekreteri seçilmesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın büyük çaba harcadığını belirten Çelik, “Hatırladıkça ‘yazık’ diyorum” dedi. İİT’yi, “Darbeye sessiz kalmakla” suçlayan Çelik, “Teşkilat, böyle günlerde sesini yükseltmeyecek de ne zaman yükseltecek? Yoksa teşkilatta herkes parası kadar mı etkin?” ifadesini kullandı. Bekir Bozdağ da dün Kanal 24’te yaptığı açıklamada şunları söyledi:
ÇIKAR DERDİM Kİ
“Ben İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olsam, çıkardım derdim ki ‘Bu zulüm karşısında İslam ülkelerini işbirliğine davet ediyorum’ Eğer işbirliğine yanaşmazlarsa çıkar derdim ki ‘Ben İslam adına böylesi bir işbirliği teşkilatının böylesi zulüm karşısında sessiz kalmasının onursuzluğunu taşıyamam’ İstifamı basardım oradan ayrılırdım. Dikkat edin bütün krallar darbeci Sisi’nin ve arkadaşlarının arkasında. Paralarıyla, lisanlarıyla, politikalarıyla arkasında. Neden? Çünkü Mısır’da demokrasi, insan hakları, hürriyet, eşitlik ve adalet anlayışı başarılı olur, halkın iradesiyle iktidarlar değişir ve refah oluşursa, bir gün bizim halklarımız da ‘Biz de Mısır gibi olalım’ derse ‘Bizim tahtımız, tacımız ne olur?’ diyen monarşik yönetimler var.
ERDOĞAN İSTENMEZ
Mısır’ın Türkiye’yi örnek alarak, demokrasiyi güçlendirip diğer alanlarda da önemli adımlar atma seçeneği, bazı kesimleri rahatsız ediyor. Mısır’ın, 2’nci bir Türkiye olmasını istemiyorlar. Mısır’da, Türkiye’de olduğu gibi bir Tayyip Erdoğan çıkmasını istemiyorlar. ‘Mursi başarılı olursa, Tayyip Erdoğan gibi milletin sesiyle milletin istikametiyle yürümeye başlarsa o zaman biz Ortadoğu’yu nasıl kontrol edeceğiz? Kukla yönetimlerle şimdi hepsini yapıyoruz yarın nasıl yapacağız?’ diyorlar. Bir takım çıkar hesaplarıyla oradaki hadiseye ‘darbe’ diyemediler. Hatta milyarca dolar destek
verdiler.”