Güncelleme Tarihi:
Tahran ve Şam, geçtiğimiz ay destekledikleri ve silahlandırdıkları Hizbullah’ın ellerin Lübnan hükümetinin devrilmesiyle iyice su yüzüne çıktı. İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, “Yaşanan gerginlik gösteriyor ki, küresel güçlerin Ortadoğu’daki küstahlık dönemi ve kontrolü artık sona erdi” dedi.
Bölgesel analistler ise Ortadoğu’nun en baskıcı rejimleri arasında bulunan İran ve Suriye’nin, düzensizliğin devam etmesi halinde isyan hareketinin hedeflerine dönüşebileceğini düşünüyor. Öte yandan, ABD’nin Arap müttefiklerine yapılan saldırılar, direniş bloğunun bölgedeki nüfuzunu artırmasını sağlayacak bir alan oluşturuyor.
Suriye, bölgede değişen güç dengesini ölçecek çete başı gibi beliriyor. Şam, teknik olarak İsrail ile savaşına kaldığı yerden devam ediyor ve İran, Hizbullah ile Filistin’de nüfuzu olan Hamas’ı desteklemeye devam ediyor.
Batılı analistler, Suriye Devlet Başkanı Beşir Esad’ın rejimine karşı çıkacak bir isyanın, Ortadoğu’daki düzensizliğin arkasında ekonomik bunalım ve politik özgürlüğün kısıtlanması olduğunu destekleyeceğini belirtiyor. Ancak Esad, ülkesinin istikrar içinde olduğunu ve karmaşanın hedefi olan ülkelerin, Irak’ın işgalini ve Arap-İsrail barışını destekleyen ülkeler olduğunu belirtti.
Esad, Wall Street Journal’a birkaç gün önce verdiği röportajda, yeni yükselen güçlerin Türkiye, İran ve Suriye olacağını öne sürdü.
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in iktidarını desteklemeyen İran, aynı zamanda ülkedeki en büyük muhalif örgüt Müslüman Kardeşleri desteklemişti. İran Dışişleri Bakanı Ramin Mehmanparast, “Bölgede yaşanan değişimlerin ardından daha İslami ve güçlü bir Ortadoğu görmek istediklerini” ifade etti.
Hamas ise 2007 yılında İsrail’in Gazze Şeridi’nde ekonomik ambargo uygulamasına yardımcı olan Mısır’daki gelişmelerin, kendisine daha fazla hareket alanı sağlayacağını düşünüyor. Bir Hamas yetkilisi Mısır ve Ürdün’de yaşanan gelişmeleri, “Olup bitenlerden memnunuz” diyerek özetledi.
Bu karmaşanın getirdiği değişimlerden güçlenerek çıkacak diğer iki ülke, Katar ve Türkiye olabilir. Pentagon’un Doha’daki merkezi komutanlığı olan Katar, Irak ve Afganistan savaşlarında ABD’ye lojistik destek sağladı. Diğer yandan, Katar Ortadoğu’daki politik değişim rüzgarını destekleyen El Cezire kanalını finanse ediyor. Dahası, Katar, Hizbullah ve Hamas’a diplomatik ve mali yardımını artırıyor.
Türkiye, dış politikadaki yönü son yıllarda değişen, ABD’nin geleneksel müttefiklerinden biri. Ankara, geçtiğimiz yılBirleşmiş Milletler (BM)Güvenlik Konseyi’nde İran yaptırımlarına ret oyu verince Washington’u öfkelendirmişti. Dahası, Ankara, Tel Aviv ile arasındaki mesafeyi giderek artırdı.
George Bush’un üst düzey politik danışmanlığı yapmış olan, Washington merkezli Delphi Küresel Analiz Grubu’ndan David Wurmser, “Eğer Türkiye Batı’nın çıkarlarına giderek daha düşmancı şekilde davranmaya devam ederse, ABD kendi safhasında önemli İslami desteğinden tamamen yoksun kalmış olacak” yorumunu yaptı.
Bu yazı, “Turmoil Heartens U.S. Foes” başlıklı makalede derlenmiştir.
DÜNYA BASININDA ÖNE ÇIKAN DİĞER MANŞETLER
http://twitter.com/HurriyetPlanet