Mirasın hepsini satsanız dahi kalan 7 trilyon borcu ödemez

Bütün hayatını milletimize, İslam âlemine, insanlığa hizmete vakfetmiş ve İslam âlemindeki siyasi hareketlerin doğal lider olarak gördüğü bir kimsenin evladı olmak tabii ki çok büyük bir bahtiyarlık, büyük bir şeref. Ama bir yandan da büyük bir manevi sorumluluk ve büyük bir yük.  Siyasi hayattaki ciddi sıkıntılar ben doğmadan başlamış ve küçük yaşlarımda yaşanmış. Mesela babamızın 12 Eylül’de idamla yargılandığı, Uzunada’ya gönderildiği zamanlar ben daha bebektim.

PİLOT OLMAK İSTEMİŞTİM

8-9 yaşlarımdan itibaren uçaklara çok ilgi duyardım. Büyüyünce uçak mühendisi veya pilot olmayı isterdim. Bütün uçak modellerini ezbere bilirdim. Havayollarını amblemleriyle tanırdım.  Rahmetlik babamı havaalanına uğurlamaya veya karşılamaya gitmek benim için çok zevkli bir olaydı. Uçak yolculuklarında birkaç kez rahmetlik babamın ricasıyla kokpite de girdim. Aslında hâlâ özenirim pilotluğa.
Babam her zaman “Mühendislik, temel bazı özellikler kazandırır insana” derdi. Başkent Üniversitesi Elektronik Mühendisliği’nde okudum. Sonra da sosyal konuda doktora yapılmasının siyasette faydalı olacağını düşündük. Londra’ya gittim, Royal Holloway Koleji’nde işletme alanında yönetim ve organizasyon doktorasına başladım. Fakat rahmetlik annemin rahatsızlığı nedeniyle Türkiye’ye döndük. Annem vefat edince babamı ve kardeşlerimi yalnız bırakmamak adına doktorayı, Başkent Üniversite’nde tamamladık. Akademik hayata devam için TOBB Üniversitesi ile görüştüm, babamın rahatsızlanması, vefatı ve seçimler gelince kaldı. Dediğim gibi, böyle bir babanın evladı olduğumuz için beklentiler yüksek. Herkes doçent ol, profesör ol diye istekte bulunuyor. Vakit bulabilir devam edebilirsek iyi olur.

EŞİM �

Balayında Dubai’ye gittik

Eşimin dedesi Kayhan Molu, İskenderpaşa Cemaati’nden. Ta 50 sene öncesinden babamla tanışıyorlar. İkisi de Mehmet Zahit Kotku Efendi’nin sohbetlerine gidip geliyorlar. Annem, ailelerimiz uygun olabileceğini düşündü. 23 Şubat 2003’te evlendik. Balayına Dubai’ye gittik.  Popüler bir yerdi.

MAHALLE

Beyaz Türklerle Öteki Türkler yer değiştirdi

Şimdi İslami kesimden insanlar ticarette ve siyasette çok önemi noktalara geldi. Öteki Türkler ile Beyaz Türkler büyük ölçüde yer değiştirdi. Bunu gündelik yaşamda da görüyoruz. Hem siyasi hem ekonomik olarak merkezde olanlar şimdi farklı insanlar. Bunlar merkeze geldiler ama birçok uygulamalarında maalesef eski dönemdeki uygulamaların benzerini görüyoruz. 10 senede götürüp 500 milyar doları faiz diye dış güçlere öderse onun namaz kılması, oruç tutması, hanımının mesture olması milletin derdine derman olmaz.

ASKERLİK�

Son yasadan faydalandım bedelli yaptım

En az kullandığım otomobile dört-beş sene binmişimdir. Hep tek otomobilim oldu.  Güvenli, sağlam olması bakımından Mercedes tercih edilmiştir. Askerliğimi son çıkan yasadan faydalanarak hiç gitmeden bedelli olarak yaptım. 30 yaş ve üstü deyince beni de kapsamış oldu. Bu yaşa kadar nasıl durulmuş diyorsunuz ama zaman o kadar çabuk geçiyor ki.

ANITMEZAR

Dini hassasiyetimizden dolayı yaptırmıyoruz

Babam için anıt mezar düşünmememiz İslami hassasiyetlerimizden dolayı. Dinimize göre çok gösterişli bir mezar olması uygun değil.  Hatta mezarlığın kaybolması bile daha iyi. Milli Görüş’ün geleceğinin çok parlak olduğunu babamın cenazesindeki o muhteşem tablo gösterdi. Erbakan Hoca ortak paydasında buluşulur. Gençlere büyük iş düşüyor.

SAADET PARTİSİ

Genel başkanlık niyetiyle çıkamayız

Partide genel idare kurulu üyesiyim. Genel başkan başdanışmanlığı görevim de var. Mutlaka genel başkan olmamız lazım diye bir niyetle ortaya çıkamayız. Ama hangi mevkide olursa olsun; bir görev bize düşüyorsa ondan da “Biz yapmayız” diye kaçmamız mümkün olmaz.

MİRAS DAVASI

Kız kardeşimin psikolojik sorunları var

Kayıp trilyon davasında Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, ev hapsi meselesini affetti. Fakat mali cezanın faiziyle birlikte bizim üzerimize kalması söz konusu. Asıl para 800 milyar (bin lira) , faiziyle birlikte 14 trilyon (milyon lira) olmuş. Kamuoyunda bunun torba yasaya sokulduğu ve affedildiği yönünde yanlış bir algılama da var. Şu ana kadar yarısı, yedi trilyonu ödendi. Kalan yedi trilyonun da ödenmesi gerekiyor. Bu borçtan mirasçıları, evlatları olarak biz sorumluyuz. Kalan mirasın, terekede görünenin hepsini satsanız dahi bu kalan yedi trilyonu belki ancak karşılayacak durumda. Büyük bir mirastan bahsediyorlar ama durum öyle değil.
Kız kardeşimiz (Zeynep) sağlık sorunları, psikolojik bazı sıkıntıları ve eşiyle yaşadığı sıkıntılar nedeniyle hassas bir dönemde. Bazı kesimler maksatlı olarak kendisini dava açmaya sevk ettiler. Bizim hakkını yeme gibi bir durumumuz olamaz. O bahsedilen Konya’daki fabrikada ortaklığım yok. Ortakların Saadet Partili olmaları, orasının Erbakan Hoca’nın olduğunu göstermez.

MİLLİ GÖRÜŞ GÖMLEĞİ

Çıkarmaları üzücü

AK Partililerin çok önemli tahribatlara da alet olduklarını gördük. Mesela geldiklerinden beri yarım trilyon dolara yakın faiz ödemişler. Bu dış güçlere adeta bir haraç gibi ödenen para. Kıbrıs’ta Annan Planı’nın desteklenmesi, Irak konusunda Amerika’ya tam destek verilmesi, Batılı ülkeleri kardeş Müslüman ülke Suriye’ye askeri müdahaleye davet etmeleri... Yanlışlardan dönmeleri lazım. Milli Görüş gömleği denilen gömlek, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar önemli bir gömlektir. “Bu gömleği çıkardım” demek çok üzücü bir durum.

OKUL

Hiçbir hoca takmadı

Ankara Merkez İmam Hatip’te ortaokulu okudum. İmam hatip formasyonunu almış olduk. Liseyi Ayrancı Lisesi’nde okudum. Necmettin Erbakan’ın oğlu olmaktan dolayı okulda sıkıntı yaşamadım. Siyasi görüşümüze sahip arkadaşlar anlatırlardı, “Milli Görüşçü olduğum için hoca bana taktı, düşük not verdi.” Ben de içimden, “Ben Fatih Erbakan olmama rağmen böyle bir şey yaşamadım. Siz nasıl yaşıyorsunuz” derdim. Adnan Hoca grubuyla tanışıyorum. Babama da geliyorlardı. Onların yazdığı kitaplardan faydalanıyor, okuyoruz.