Güncelleme Tarihi:
Eski bir polis - adliye muhabiri olan annesi Tülay Güzel Kirman, “Sekiz özel okulla görüşmemize rağmen hiç bir okul kayıt almadı. Can, evde aldığı özel eğitimle neredeyse okumayı bile söktü.
Okullar gölge öğretmen tayin etmenin zor olacağını ve kontenjanlarının da dolu olduğunu söyleyip kibarca kapıdan geri çevirdiler” dedi.
Hüseyin Can doğum esnasında oksijensiz kaldığı için Srebral Palsi hastası olarak dünyaya geldi. Can’ın hastalığının asla tedavisi yok. İyileşemiyor, ilerlemiyor, gerilemiyor da. Can, başlarda oturamıyordu bile...
Kasları işlevini yapamadığı için yan yatıyordu. Ailesi tedavi süresince çok uğraş verdi. İki kez yurt dışında operasyon geçirdi. Biyomedikal Mühendisliği okuyan Ablası Cansu, üniversite bitirme projesini kardeşine ithaf etti. “Allah bana bir işaret, ipucu gönderdi” diyen abla Cansu Kirman, medikal cihazların ne kadar önemli olduğunu Can doğunca anlamıştı. Kardeşinin oturma sorunundan yola çıkarak, sensörlü oturma sandalyesi icat etti. Bazı firmalar, bu ürünü üretmek isteseler de Cansu Kirman projenin destek olmadan üretim safhasına geçirilemeyeceği görüşünde.
Galatasaray Spor Kulübü Futbol Şubesi’nde idareci olarak görev yapan diğer ablası Cansel Kirman, 3 yıl önce arkadaşlarıyla birlikte Bir Can Bin Umut adıyla Serabral Palsi’li (SP) Çocuklar Derneği’ni kurdu. Kirman’ın söylediğine göre, Türkiye’de 1 milyon 800 SP hastası var. Her doğan 400 çocuktan biri SP olarak doğuyor. Aldıkları hasar, ne kadar oksijensiz kaldığıyla orantılı. Dernek sayesinde SP’li aileleri bir araya getirip, 100 üzerinde çocuk ameliyat ettirdi. Dernek ayrıca bağışlarla 200 üzerinde özel araba ve medikal destek yardımları yaptı.
Ve derken Can büyüyüp okul çağına geldi... Annesi Tülay Kirman, Can’la birlikte Türkiye’de devletin bu konuda eksik kaldığı yönlerini gördü. Geçtiğimiz yıl Can’ın ana sınıfına kaydettiren Kirman, müdüre hanımın kendisine söylediği “Burada çocuklar çok acımasız. Çocuğunuzun epilepsisi de var. Sınıf çok kalabalık, kaydını donduralım” şeklindeki sözler üzerine, Can’a evde eğitim aldırmaya başladı.
Bu eğitim ve öğretim yılı başladığında Can 78 aylık olduğu için yasal olarak ana sınıfına gidemedi. Oğlunu ne devlet okuluna, ne de herhangi bir özel okula yazdırabilen Tülay Girman, sesini Hürriyet aracılığıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a duyurmak istiyor. Engelleri hiçbir zaman düzelmeyecek olan çocukların sağlık raporu alma sürecinin aylar sürdüğünü, aynı eziyeti 2 yılda bir çektiklerini, raporu yenilemek için aynı bürokratik işlemlerden geçtiklerini söyleyip sistemin karmaşıklığından yakınan Kirman, “Zaten bu çocuklar dünyaya 1-0 yenik gelmişler. Ben biliyorum çocuğumun futbolcu olamayacağını. Sayın Cumhurbaşkanımız çok hassas. Engelli çocukların ağzını gözünü öpüyor. Televizyonda gördüm. SP’li çocuğu kendi kanındanmış gibi sevip öpüyordu. Can’ın okul forması giyememesi şuramda kaldı” dedi.
BIRAKIN NE ÖĞRENİRSE ÖĞRENSİNLER
Tülay Kirman, Can ve onun gibi çocukların normal okullarda, akranlarıyla birlikte eğitim görmesini istemeyen öğretmen ve velilere de şöyle sitemde bulundu:
“Çocuklarımız okulda bir kaynaştırma öğrencisi olabilir. Korkmayın. Damarlarından aynı kırmızı kan akıyor, acıkıyor, ağlıyor, tıpkı sizin çocuğunuz gibi. Sizin çocuğunuz ondan kötü etkilenmez, başarısı düşmez, onu taklit etmez ama merhametli olmayı, yardımlaşmayı öğrenebilir. Duygusal zekası gelişir. Şunu da unutmayın. O okul seviyesine çocuklarımız kadar kolay gelmedi. Dünyaya ilk geldiği andan zaman eğitimler ve terapiler başladı. Bedensel engelli bir çocuğun ‘Biz bu sorumluluğu alamayız’ deyip okula gitme şansını elinden alamazsınız. Oğlum Can için yaklaşık 8 okulla görüşmeme rağmen hiçbir okula kaydını yaptırmadım. Soruyorum size. Zekası yaşıtları gibi olan ve sadece yürüyemeyen bir çocuk olduğu için Can okula gitmesin mi? Bırakın ne öğrenirse öğrensin.”
MİDESİNDE YARIM METRE HORTUMLA YAŞIYOR
Can’ın ayrıca vücudu proteini parçalayamadığı için midesinde yarım metre hortumu var ve buradan besleniyor. Annesinin deyimiyle naif bir çocuk. O nedenle devlet okullarında sınıflar 40-45 kişilik olduğu için, özel, butik okul aradığını, alt yapısı iyi olan bütün özel okullara gittikleri halde hiçbirinin Can’ı almadığını söyleyen Tülay Kirman, “Bakırköy’de, evimin tam karşısında okul var. Müdürle görüştüm, ‘Hanımefendi çocuğun burada olması bir katkı sağlamaz’ dedi. Kendisine, ‘Ama sizin öğrencinize sağlar. Merhameti, çevresinde engellilerin olduğunu, yardımlaşmayı, sevgiyi öğretir’ dedim. Bana, ‘Gölge öğretmen veremem. Başka okula götür’ diye akıl verdi. Yaşıtları gibi, Can’ın da 1. Sınıf’tan başlaması lazım. Rehberlik ve Araştırma Merkezi RAM, Can’ı özel eğitime ihtiyaca olan bireyler için açılan kaynaştırma sınıfına gönderiyor. Kaynaştırma sınıflarının müfredatı zihinsel engellilere yönelik olduğu için farklı. Can normal eğitim alabilir, öğretmeni de öyle söylüyor. Gölge öğretmeni olacak. Ben de onunla ilkokula başlayıp, bütün eğitim hayatı boyunca yanında olacağım” dedi.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR