Milyonlara sesleneceğim aklımın ucundan geçmezdi
Güncelleme Tarihi:
Metin YÜKSEL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2003 22:38
Üç ay önce ‘‘Küstüm’’ şarkısıyla hiç beklemediği anda şöhreti yakaladı. Seyirci olarak gittiği Kanal 7'nin programcıları arasına katıldı. Artık ''Küstüm Şov''u sunuyor. Programı şöhretlerle reyting yarışında. Albümü üç ayda 600 bin sattı. Yaptığı müziğin tarzını o da bilmiyor. ''Yeni bir tarz bu. Latif Doğan tarzı'' diyor.
Yirmi yıl boyunca uğraş, didin. Adana senin, Antep benim binlerce insana konser ver. Kasetlerin binlerce satsın. Ama Türkiye seni tanımasın. Ta ki Adana'daki olaylı konsere kadar.
Adıyamanlı Latif Doğan'ın kaderi 1 Ekim'deki ''olaylı Adana konseri''nden sonra değişti. Organizasyon bozukluğu nedeniyle seyirciler arasında kavga çıkınca Güneydoğu Anadolu'nun ünlü sanatçısı birden kendini ulusal kanalların haber bültenlerinde buldu. Geçmişte, ona fırsat vermekte nazlanan İstanbul, onu da bağrına bastı. Önce milyonların diline düşen ''Küstüm'' şarkısı çıktı ortaya. Şarkının yer aldığı albüm üç ayda altı yüz bin sattı.
''Her şey bir anda oldu'' diyor Latif Doğan. Şöhret basamaklarını yıldırım hızıyla tırmanması kendisini de şaşırtmış: ''Hayatım birden değişti. Şarkılarım dillere düştü. Albüm satışları şaşırtıcı derecede iyi gidiyor. Yurtiçi ve yurtdışından konser teklifleri yağıyor. Televizyonda kendi programımı yapmaya başladım. Yirmi yıldır müzikle uğraşıyorum. Şöhreti yeni yakaladım. Bir gün milyonlarca insana sesleneceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.''
Şimdi şöhretin keyfini çıkarıyor. Misafir sanatçı olarak gelip gittiği İstanbul'a yerleşmiş bile. Çoluğunu çocuğunu getirmeyi de ihmal etmemiş. 17 yıllık eşi gölge gibi takip ediyor onu. Menajerliğini yapıyor, konserlerinde, televizyon programlarında yalnız bırakmıyor. Geç gelen şöhretin hep birlikte tadını çıkarmaya çalışıyorlar.
36 yaşında, 17 yıllık evli, üç çocuk babası. Ekranda göründüğü gibi cevval, kıpır kıpır. Kanal 7'de konuk olarak katıldığı şovların reytingini yükseltince programcılık teklifi almış. Tereddüt etmeden kabul etmiş. ''Küstüm Şov'' ikinci haftasında ünlü starların reytingleriyle yarışıyor: ‘‘Gaziantep'teki Olay TV'de üç yıl program yapmıştım. Ama ulusal kanalda programcılık çok farklı. Türkiye'nin tümüne ve yurtdışına hitap etmek çok farklı bir olay. Televizyon programlarına çıkmam ve hatta kendi programımı yapabilmem, kolay olmadı. Rezilliği görmeden, saltanatı yaşayamazsın. Çok sıkıntılar atlattım ama sonunda herkesin istediği, en önemlisi sevdiği bir şarkıcı konumuna geldik.’’
11 YAŞINDA DÜĞÜNLERDE KADINLARA SÖYLÜYORDU
Şöhret kapısı açan Adana'daki olaylara da yorum getiriyor: ‘‘Aslında bu tip olaylarla tanınmak istemezdim. Çünkü, bu insanlar kendilerine gereksiz yere zarar verip, çevreyi de rahatsız ediyor. Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Müslüm Gürses gibi sanatçıların konserlerinde kendilerine zarar verenleri gördük. Son dönemlerimde benim de bazı konserlerimde bu tip tatsız olaylarla karşılaşıyorum. Bunlar hoş değil.’’
Adıyaman'ın Besni İlçesi’nde ilkokula giderken öğretmeninin ''Kim bir türkü söyleyecek'' sorusuna ayağa kalkıp ''Ben'' diye cevap verdiğinde başlıyor müzik yaşamı.
25 yıl öncesinin Adıyaman'ı. Televizyon ve radyoya sayılı insan sahip. Sami Kasap, Nuri Sesigüzel, Ali Kızıltuğ ve Mahzuni Şerif'in kaset ve plakları yok satıyor. Düğünler haremlik-selamlık yapılıyor. Kadınların yanına sadece çocuk sanatçılar ve kör çalgıcılar girebiliyor. İlkokul öğrencisi Latif Doğan ilk hayranlarını daha 11 yaşındayken bu düğünlerde ediniyor.
İlk öğretmeni, babasının aldığı plaklar. Ezberlediği türküleri darbuka eşliğinde kadınlara söylüyor: ‘‘Beş yıl boyunca Adıyaman'daki düğünlerde kadınları eğlendirdim. Boyum uzayınca 'Artık sen ergenliğe girdin, büyüdün, bundan sonra sana kadınların arasında türkü okumak yasak' dediler. Bir anda düğünlerden koptum.’’
Annesi ve dayılarının onu bu maceradan vazgeçirmek için attığı dayakları anlatıyor. Sonra hayat serüvenindeki diğer önemli duraklardan bahsediyor. Babasını dokuz yaşında kaybettikten sonra ailesinin geçimini sağlamak için oto tamirhanelerinde geçen yıllardan, karısı Emine'yle tanışmasından, evlilik teklifini 18'inci kız isteme ziyaretinde kabul ettirebilmesinden, askerden önce kurduğu müzik grubundan, taksi şoförlüğünden. Zor günleri geride bırakmanın rahatlığı içinde ''O zaman kimse bize sanatçı gözüyle bakmıyor. Adımız çalgıcı. Çalgıcıya kim kız verir ki'' diyor.
Askerliğini yaptıktan sonra kurduğu ikinci ekiple Adıyaman'a yakın kentlerde konserler vermeye başlamış. O gün bu gündür müzik dışında hiçbir işle uğraşmamış: ''Gençlik dönemimi saymazsak bile 14 yıldır profesyonel olarak müziğin içindeyim. Adıyaman, Antep ve Maraş bana sahip çıktı. Onların sahip çıkmasıyla bugünlere geldim.''
''Küstüm'' den önce iki albüm daha yapmış. Sadece oyun havası kasedi 90 bin satmış. İkinci albümü ''Kurtulam gitsin'' kimsenin beklemediği ilgiyi görmüş ve 650 bin satmış. Üç yıl önce Unkapanı ile tanışmış. Bugüne kadar 600 güfte yazmış. Bunların ancak 60'ını bestelemeye fırsat bulabilmiş.
‘‘Arabesk okuyor, insanları efkarlandırıyor’’ eleştirilerine itiraz ediyor: ''Herkes hayatta bir şeylere küskün. Eşine, dostuna, arkadaşına, sevgilisine. Birçoğu hayata küskün. Onların hislerine tercüman oldum. Ama insanlar Küstüm'ü dinledikten sonra birbirleriyle barışmaya başladı.''
Yaptığı müziğin tarzını o da bilmiyor: ''Rahmetli Mustafa Yassav vardı. Benim müziğimi onun tarzına benzetiyorlar. Konservatuvardan beni dinlemeye gelen hocalar, senin müziğin ne arabesk ne fantezi ne de halk müziği, kimsede olmayan bir müzik formuna sahipsin, diyor. Ben buna Latif Doğan tarzı demeyi daha uygun buluyorum. Benim tarzım, yeni bir tarz.''
Sohbetin sonuna, şöhret nasıl bir şey, diye soruyoruz: ''Benim için bir şey değişmedi. Eşim ve çocuklarım yanımda. Daha önce Türkiye'nin sadece bir bölgesinde tanınıyordum. Şimdi tüm Türkiye tanıyor. Her gün bir televizyon programına çağırıyorlar. Keyifli şeyler. Şöhret bizden bir şey eksiltmez. Değişeceğimi düşünmüyorum.''
İŞTE KÜLT OLAN KÜSTÜM ŞARKISI
Senin yüzünden canıma
Damarımdaki kanıma
Kur'anıma kitabıma küstüm
Daha seninle konuşmam
Küstüm küstüm
Ne yaparsan yap barışmam
Küstüm küstüm
Küstüm ey!!
Bitsin bu sevdamız bitsin
Nereye giderse gitsin
Konuşursam dilim kopsun
Küstüm Küstüm kara gözlerine
Küstüm küstüm Küstüm acı sözlerine
Küstüm küstüm
Küstüm oy oy!!
Adıyamanlı Latif Doğan'ın kaderi 1 Ekim'deki ''olaylı Adana konseri''nden sonra değişti. Organizasyon bozukluğu nedeniyle seyirciler arasında kavga çıkınca Güneydoğu Anadolu'nun ünlü sanatçısı birden kendini ulusal kanalların haber bültenlerinde buldu. Geçmişte, ona fırsat vermekte nazlanan İstanbul, onu da bağrına bastı. Önce milyonların diline düşen ''Küstüm'' şarkısı çıktı ortaya. Şarkının yer aldığı albüm üç ayda altı yüz bin sattı.
''Her şey bir anda oldu'' diyor Latif Doğan. Şöhret basamaklarını yıldırım hızıyla tırmanması kendisini de şaşırtmış: ''Hayatım birden değişti. Şarkılarım dillere düştü. Albüm satışları şaşırtıcı derecede iyi gidiyor. Yurtiçi ve yurtdışından konser teklifleri yağıyor. Televizyonda kendi programımı yapmaya başladım. Yirmi yıldır müzikle uğraşıyorum. Şöhreti yeni yakaladım. Bir gün milyonlarca insana sesleneceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.''
Şimdi şöhretin keyfini çıkarıyor. Misafir sanatçı olarak gelip gittiği İstanbul'a yerleşmiş bile. Çoluğunu çocuğunu getirmeyi de ihmal etmemiş. 17 yıllık eşi gölge gibi takip ediyor onu. Menajerliğini yapıyor, konserlerinde, televizyon programlarında yalnız bırakmıyor. Geç gelen şöhretin hep birlikte tadını çıkarmaya çalışıyorlar.
36 yaşında, 17 yıllık evli, üç çocuk babası. Ekranda göründüğü gibi cevval, kıpır kıpır. Kanal 7'de konuk olarak katıldığı şovların reytingini yükseltince programcılık teklifi almış. Tereddüt etmeden kabul etmiş. ''Küstüm Şov'' ikinci haftasında ünlü starların reytingleriyle yarışıyor: ‘‘Gaziantep'teki Olay TV'de üç yıl program yapmıştım. Ama ulusal kanalda programcılık çok farklı. Türkiye'nin tümüne ve yurtdışına hitap etmek çok farklı bir olay. Televizyon programlarına çıkmam ve hatta kendi programımı yapabilmem, kolay olmadı. Rezilliği görmeden, saltanatı yaşayamazsın. Çok sıkıntılar atlattım ama sonunda herkesin istediği, en önemlisi sevdiği bir şarkıcı konumuna geldik.’’
11 YAŞINDA DÜĞÜNLERDE KADINLARA SÖYLÜYORDU
Şöhret kapısı açan Adana'daki olaylara da yorum getiriyor: ‘‘Aslında bu tip olaylarla tanınmak istemezdim. Çünkü, bu insanlar kendilerine gereksiz yere zarar verip, çevreyi de rahatsız ediyor. Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Müslüm Gürses gibi sanatçıların konserlerinde kendilerine zarar verenleri gördük. Son dönemlerimde benim de bazı konserlerimde bu tip tatsız olaylarla karşılaşıyorum. Bunlar hoş değil.’’
Adıyaman'ın Besni İlçesi’nde ilkokula giderken öğretmeninin ''Kim bir türkü söyleyecek'' sorusuna ayağa kalkıp ''Ben'' diye cevap verdiğinde başlıyor müzik yaşamı.
25 yıl öncesinin Adıyaman'ı. Televizyon ve radyoya sayılı insan sahip. Sami Kasap, Nuri Sesigüzel, Ali Kızıltuğ ve Mahzuni Şerif'in kaset ve plakları yok satıyor. Düğünler haremlik-selamlık yapılıyor. Kadınların yanına sadece çocuk sanatçılar ve kör çalgıcılar girebiliyor. İlkokul öğrencisi Latif Doğan ilk hayranlarını daha 11 yaşındayken bu düğünlerde ediniyor.
İlk öğretmeni, babasının aldığı plaklar. Ezberlediği türküleri darbuka eşliğinde kadınlara söylüyor: ‘‘Beş yıl boyunca Adıyaman'daki düğünlerde kadınları eğlendirdim. Boyum uzayınca 'Artık sen ergenliğe girdin, büyüdün, bundan sonra sana kadınların arasında türkü okumak yasak' dediler. Bir anda düğünlerden koptum.’’
Annesi ve dayılarının onu bu maceradan vazgeçirmek için attığı dayakları anlatıyor. Sonra hayat serüvenindeki diğer önemli duraklardan bahsediyor. Babasını dokuz yaşında kaybettikten sonra ailesinin geçimini sağlamak için oto tamirhanelerinde geçen yıllardan, karısı Emine'yle tanışmasından, evlilik teklifini 18'inci kız isteme ziyaretinde kabul ettirebilmesinden, askerden önce kurduğu müzik grubundan, taksi şoförlüğünden. Zor günleri geride bırakmanın rahatlığı içinde ''O zaman kimse bize sanatçı gözüyle bakmıyor. Adımız çalgıcı. Çalgıcıya kim kız verir ki'' diyor.
Askerliğini yaptıktan sonra kurduğu ikinci ekiple Adıyaman'a yakın kentlerde konserler vermeye başlamış. O gün bu gündür müzik dışında hiçbir işle uğraşmamış: ''Gençlik dönemimi saymazsak bile 14 yıldır profesyonel olarak müziğin içindeyim. Adıyaman, Antep ve Maraş bana sahip çıktı. Onların sahip çıkmasıyla bugünlere geldim.''
''Küstüm'' den önce iki albüm daha yapmış. Sadece oyun havası kasedi 90 bin satmış. İkinci albümü ''Kurtulam gitsin'' kimsenin beklemediği ilgiyi görmüş ve 650 bin satmış. Üç yıl önce Unkapanı ile tanışmış. Bugüne kadar 600 güfte yazmış. Bunların ancak 60'ını bestelemeye fırsat bulabilmiş.
‘‘Arabesk okuyor, insanları efkarlandırıyor’’ eleştirilerine itiraz ediyor: ''Herkes hayatta bir şeylere küskün. Eşine, dostuna, arkadaşına, sevgilisine. Birçoğu hayata küskün. Onların hislerine tercüman oldum. Ama insanlar Küstüm'ü dinledikten sonra birbirleriyle barışmaya başladı.''
Yaptığı müziğin tarzını o da bilmiyor: ''Rahmetli Mustafa Yassav vardı. Benim müziğimi onun tarzına benzetiyorlar. Konservatuvardan beni dinlemeye gelen hocalar, senin müziğin ne arabesk ne fantezi ne de halk müziği, kimsede olmayan bir müzik formuna sahipsin, diyor. Ben buna Latif Doğan tarzı demeyi daha uygun buluyorum. Benim tarzım, yeni bir tarz.''
Sohbetin sonuna, şöhret nasıl bir şey, diye soruyoruz: ''Benim için bir şey değişmedi. Eşim ve çocuklarım yanımda. Daha önce Türkiye'nin sadece bir bölgesinde tanınıyordum. Şimdi tüm Türkiye tanıyor. Her gün bir televizyon programına çağırıyorlar. Keyifli şeyler. Şöhret bizden bir şey eksiltmez. Değişeceğimi düşünmüyorum.''
İŞTE KÜLT OLAN KÜSTÜM ŞARKISI
Senin yüzünden canıma
Damarımdaki kanıma
Kur'anıma kitabıma küstüm
Daha seninle konuşmam
Küstüm küstüm
Ne yaparsan yap barışmam
Küstüm küstüm
Küstüm ey!!
Bitsin bu sevdamız bitsin
Nereye giderse gitsin
Konuşursam dilim kopsun
Küstüm Küstüm kara gözlerine
Küstüm küstüm Küstüm acı sözlerine
Küstüm küstüm
Küstüm oy oy!!