Güncelleme Tarihi:
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti il Başkanlığı’nın düzenlediği bayramlaşma programına katılmak üzere bugün karayolu ile Sivas’a geldi. İl girişinde Vali Zübeyir Kemelek, AK Parti Sivas Milletvekilleri Hilmi Bilgin, Ali Turan, Belediye Başkan Vekili Orhan Demirok, Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Ali Taş ve partililer tarafından karşılanan Bakan Yılmaz, daha sonra İnönü Konağı’na geçerek partililer ile bayramlaştı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Beyrut’ta kaçırılan Türk pilotları ile ilgili olayı duyduğunu ancak, henüz kendisine bir bilgi gelmediğini söyledi. Bakan Yılmaz, "Beyrut’ta kaçırılan pilotlarla ilgili bilgi alırsam gün içerisinde gerekenleri söylerim" diye konuştu.
MİLLİ SAVUNMA BAKANI'NIN AÇIKLAMALARI / HÜRRİYET TV
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ergenekon davasında ömür boyu hapis cezası alan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un cezaevinden yazdığı mektupla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu. Bakan Yılmaz, Yargıtay’ın dava ile ilgili ne karar vereceği şimdiden bilmenin mümkün olmadığını belirterek şöyle dedi:
"Şimdiden ’Biliyorum’ demek ön yargılı olur. Yargıtay dosyanın içeriğine, iddiaya, savunmaya, hakimin delilleri nasıl değerlendirdiğine, usulde eksiklikler var mı, esasta bir yanılgı veya hata var mı bakar. En sonunda da bir karar verir. Yargıtayın kararı da kesin değil. Artık Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını da tanıdık. Orası da kesin değil. Artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma hakkı var. Dolayısıyla çok aşama var. Burada olan insanlara şunu demiyoruz. Nasıl olsa bu süreçlerden geçecek bekleyin. Muhakkak belki bu süreçlerin tamamlanması yıllar alacak. Eğer bir kişi hakkında bir haksız karar verilmişse bu adaletin sağlanmasına kadar geçen süredeki bekleme de o kişi için bir haksızlık olur tabii ki.
Ama en doğru kararı millet kendi vicdanında veriyor. O milletin verdiği karar hiç sarsılmıyor ve yanılmıyor. Biz dolayısıyla bu gerekçeli kararı görelim diyoruz. Gerekçeli karardan sonra Yargıtay’ın kararı çıksın diyoruz. Kesinleştikten sonra da umarız ki bu milletin vicdanı yanılmaz. Bir adaletli karar çıkmış olur. Bu adaletli karar hem sanıklar için hem Türk milleti için herkes için bir huzur getirir. Bizde genel bir söz vardır. Hukukun kestiği parmak acımaz, hatta şeriatın kestiği parmak acımaz. Her devirdeki bulunan kişilerin inancıyla dayandığı güvendiği neticesinde alınan kararlardan kimsenin bir zarar görmeyeceği düşüncesi vardır."
"GEREKÇELİ KARARI GÖRELİM"
Bir gemide bulunan 100 kişinin suçlu, 1 kişinin ise suçsuz olabileceğini ifade eden Bakan Yılmaz, şöyle devam etti: "İşte o suçsuzdan dolayı o gemiye hiçbir zarar veremezsin. Yani burada şunu yapamazsın ya 99 dokuz kişi suçlu; 1 kişi de suçsuz olabilir veya ’Kurunun yanında yaş da yansın’ diyemeyiz. Bizim inancımızda tek 1 masumun bile hakkının korumak, gözetmek bize aittir. O masum zarar görürse adalet terazisi sarsılır. Öyle mi oldu şimdi? Yok daha öyle demiyoruz. Ne zaman diyeceğiz? Gerekçeli kararı görelim. Yargıtay incelemesinden geçsin, ondan sonra millet vicdanı en doğru kararı verecektir. Ben umutluyum. İnşallah daha iyi oyacaktır. Bu ülkeye herkes hizmet etmiştir. Buna İlker Başbuğ da dahildir. Hizmetleri için teşekkür ediyoruz. Ancak, buradaki söz konusu ülkemize yapmış olduğu hizmetlerden dolayı değildir. Görevi yaparken görevin dışındaki farklı hususlarla hukuk dışına çıkıldı mı diye. Ama umut ederiz ki herkesin içerisine bir adaletli hüküm ile ulaşılır. Onun için milletimizin biraz daha sabırlı olması gerekir."
"RÜTBELERİ ALINIR"
Genelkurmay Eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un rütbesinin alınması ile ilgili bir soru üzerine ise Bakan Yılmaz şunları söyledi:
"Mevcut kanunda mevzuatta, ’Eğer mahkum olursa o mahkumiyetin neticesi rütbelerinin alınacağı’ hükmü vardır. Bundan dolayı bu oluyor. Bu sadece burada değil yurt dışındaki ülkelerde de var. Geçmişte de böyle oldu. Daha önce bir Deniz Kuvvetleri Komutanı bir yolsuzluktan dolayı mahkum oldu. Rütbeleri alındı. Sonuçta bu da bir hüküm. Mevcut mevzuatta var. Bu hüküm mevcut olduğu sürece uygulanacaktır. Yok eğer bu hükümden toplum bir rahatsızlık duyarsa o halde bu hükmünde kaldırılması lazım. Ama şu anki mevcut mevzuat bunu gerektiriyor."