Güncelleme Tarihi:
Şentop, Erzurum Teknik Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumunca, üniversitenin Prof. Dr. Muammer Yaylalı Konferans Salonu'nda düzenlenen "100. Yılında Erzurum Kongresi Uluslararası Sempozyumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm Milli Mücadele kahramanlarını rahmetle andığını söyledi.
25 yıla yakın süre akademik dünyada bulunmuş, ilim tahsiline ve talebe yetiştirmeye gayret etmiş bir siyasetçi olarak bu tür toplantılara katılmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Şentop, şöyle konuştu:
"Milletlerin ve kurumların tarihlerinde 25'inci, 50'nci, 100'üncü yıllar önemlidir. Benzer bir durumu, bu yıldan başlayarak 4 yıl boyunca bizler de yaşayacağız. Malumunuz, 2019 Milli Mücadele'nin başlamasının 100'üncü yıl dönümü. Yine 2020'de TBMM'nin kuruluşunun, 2021'de İstiklal Marşı'nın kabulünün, 2022'de İstiklal Savaşı'nın zaferle neticelenmesinin ve nihayet 2023'te Cumhuriyetin ilanının 100'üncü yıl dönümlerini kutlayacağız. Temennimiz ve çabamız, bu yıl dönümlerinin sıradan bir anma olmakla kalmayıp 100 yıl evvelki ruhu anlamaya vesile olmasıdır."
"ERZURUM KONGRESİ, MİLLİ HUSUSİYETE SAHİP BAĞLAYICI BİR TOPLANTIDIR"
Şentop, Milli Mücadele'nin 100'üncü yıl dönümünü anmaya bu yıl 19 Mayıs'ta başladıklarını hatırlatarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve bütün siyasi parti temsilcilerinin katıldığı bu anmanın, devletin ve milletin şanına yaraşır ihtişamla gerçekleştiğini dile getirdi.
Özellikle Erdoğan ile bütün siyasi parti liderlerinin, Milli Mücadele'nin ruhuna uygun biçimde birlikte fotoğraf vermelerinin hafızalardan silinmeyecek görüntü olduğunu aktaran Şentop, şunları kaydetti:
"Erzurum Kongresi, 100'üncü yılını andığımız Milli Mücadele'nin niteliğini ve gidişatını belirleyen bir içtima olması bakımından büyük bir öneme sahiptir. İlk kez bu kongre sayesinde vatanın işgal ve ilhakı karşısında milli kuvvetlerin harekete geçeceği ve bunun da milli iradeye dayanan bir hükümetçe yapılacağı ilan edilmiştir. Kongrenin mühim neticelerinden birisi de işgal ve ilhak ile karşı karşıya olan memlekette, dış güçlere dayanarak kurtuluşun elde edilebileceği fikrine kesin ve kararlı bir dille karşı çıkılmış olmasıdır. Erzurum Kongresi, her ne kadar Trabzon vilayeti ile bir kısmı işgal altında olan Vilayati Şarkiyye yani şark vilayetleri delegelerince toplanmış bölgesel bir kongre gibi gözükse de ortaya çıkan kararlar ve ilan edilen irade bakımından milli hususiyete sahip bağlayıcı bir toplantıdır."
Samsun'da başlayan, Amasya'da ilk kez milletle buluşan Milli Mücadele harekatının Erzurum Kongresi ile ete kemiğe büründüğünü belirten Şentop, 100 yıl evvel cereyan eden ve her biri Milli Mücadele gibi kutlu harekatı teşkil eden hadiselerin, bugüne ışık tutan dersler ve üzerinde dikkatle durulması lazım gelen ibretler içerdiğini aktardı.
"ÖLÜMÜ ÖLDÜREN BİR MİLLETİN İBRETLERLE DOLU DESTANI"
Milli Mücadeleyi bir savaşlar kronolojisi olarak görmenin, bir çatışmalar silsilesi olarak tarif ve takdim etmenin de eksik bir yaklaşım olduğunu anlatan Şentop, konuşmasına şöyle devam etti:
"Milli Mücadele, vatan kıldığı toprakları savunurken aynı zamanda bir imanı, bir dünya telakkisini, bir zihniyeti temsil eden inançlı bir topluluğun varlık-yokluk cehdidir. 100 yıl önce Anadolu topraklarında cereyan eden müsademe, istiklali işgal ve tasalluta, imanı küfür ve zulme, şehadeti düşüklüğe ve esarete yeğ tutan, tercihini tahakkuk ettirmek için de ölümü öldüren bir milletin ibretlerle dolu destanıdır. Milli Mücadele'nin en önemli safhalarından birisi olan Erzurum Kongresini andığımız böyle bir toplantıda, birkaç hususa temas etmeyi lüzumlu görüyorum. Bunlardan ilki, Erzurum Kongresi'nin teşkili sırasında epeyce taraftar toplayan ve o günün şartlarında bazılarına makul görünen manda ve himaye fikrinin bu kongrede kesin bir dille reddedilmesidir. Son iki yüzyıllık modernleşme tarihimiz, hususen de İkinci Dünya Savaşı sonrasında geçtiğimiz çok partili siyasi hayat boyunca bazı kesimler, bazı odak ve siyasi telakkiler, dışarıdan aldıkları destekle iktidar arayışında olmuşlardır. Şüphesiz ki, devletler arasında karşılıklı ilişkiler vardır ve bu ilişkiler belli bir dengeyi gerektirir. Fakat, milletin çıkarları ve istiklal söz konusu olduğunda yegane kılavuz, istiklal-i tam iradesidir."
Şentop, geçen haftanın 15 Temmuz darbe girişiminin 3'üncü yılı olduğunu anımsatarak, bu darbe girişiminin hain karakteriyle ilgili herkesin açık, ortak bir kanaate sahip bulunduğunu ifade etti.
15 Temmuz darbe girişiminin bir niteliğinin de dış güçlere dayanarak iktidar arayışında olan bir avuç hain tarafından tertip edilmesi olduğuna dikkati çeken Şentop, "100'üncü yılını idrak ettiğimiz Milli Mücadele ile 15 Temmuz darbe girişimini durduran direnişi ruhen benzeştirmek haklı tespittir. Bu tespitin haklılığına dayanak teşkil eden hususlardan birisi de her ikisine de dış destekli iktidar arayışının ihanet, himaye ile kurtuluşun imkansız olduğu fikrinin hakim olmasıdır." diye konuştu.