"Milli Mücadele de var"
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2006 20:44
Yazar Turgut Özakman, “Milli Mücadele, Avrupa'nın çirkin yüzüne, emperyalizme karşı yapılmıştır. Bugün kılıf değiştirmiş halde bunlar varsa, Milli Mücadele de var demektir” dedi.
Ankara Üniversitesi (AÜ) Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Atatük'ün doğumunun 125. yıldönümü dolayısıyla AÜ 100. Yıl Konferans Salonu'nda ”İmparatorluktan Cumhuriyete” paneli düzenledi.
Emekli Büyükelçi, yazar Dr. Bilal Şimşir, panelde yaptığı konuşmada, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş sürecini anlattı.
Tanzimat reformlarının büyük oranda yabancıların lehine yapıldığını dile getiren Şimşir, reformların yabancılar tarafından imparatorluğu içeriden çökertmek amacıyla kullanıldığını ifade etti. Şimşir, reformların, imparatorluğun Avrupa kısmının kaybedilmesine yol açtığını dile getirdi.
“AB'nin Türkiye'den isteklerinin bir dayatma halini aldığını” ifade eden Şimşir, demokratikleşme adı altında ülkenin bölünmesine yönelik planların hayata geçirilmeye çalışıldığını kaydetti.
KADINLARIN “EN ACIKLI” DURUMU
Prof. Dr. Emel Doğramacı ise Atatürk'ün, Cumhuriyet ile birlikte, kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak gören anlayışı ortadan kaldırmak için çaba sarf ettiğini, bu amaçla bir dizi devrim ve reform yaptığını kaydetti.
Kadınların okuma yazma oranı, iş hayatını katılması gibi konularda yeterli olmasa da önemli aşamalar kaydedildiğini dile getiren Prof. Dr. Doğramacı, 1935'te yüzde 9.8 olan kadın okur-yazar oranının, 2004'te yüzde 90.1'e yükseldiğini söyledi.
Kadınlar açısından “en acıklı” durumun parlamenter sayısında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Doğramacı, 1935'te yüzde 4.6 olan kadın parlamenter oranının bir daha yakalanamadığını, son seçimlerde bu oranın yazda 4.3 olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Doğramacı, “Türkiye kadın parlamenter oranı bakımından 1935'te dünyada ilk 20 ülkesi arasındayken, 2006 yılında 123. sırada yer alıyor” diye konuştu.
ÖZAKMAN'IN SÖZLERİ
Yazar Turgut Özakman da “Cumhuriyet'in bir fantezi olarak ortaya konulmadığını”, Cumhuriyet sonrası yapılan devrimlerin ve düzenlemelerin milli mücadelenin zorunluluğunun ürünleri olduğunu söyledi.
Devrimlerin, “aşağılık duygusundan kıvranmak yerine Batı'nın, Avrupa'nın karşısında güçlü, gururlu durmak” için yapıldığını vurgulayan Özakman, “Milli Mücadele Avrupa'nın çirkin yüzüne, emperyalizme karşı yapılmıştır. Bugün kılıf değiştirmiş halde bunlar varsa, Milli Mücadele de var demektir, Milli Mücadele devam etmelidir” dedi.
Emekli Büyükelçi, yazar Dr. Bilal Şimşir, panelde yaptığı konuşmada, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş sürecini anlattı.
Tanzimat reformlarının büyük oranda yabancıların lehine yapıldığını dile getiren Şimşir, reformların yabancılar tarafından imparatorluğu içeriden çökertmek amacıyla kullanıldığını ifade etti. Şimşir, reformların, imparatorluğun Avrupa kısmının kaybedilmesine yol açtığını dile getirdi.
“AB'nin Türkiye'den isteklerinin bir dayatma halini aldığını” ifade eden Şimşir, demokratikleşme adı altında ülkenin bölünmesine yönelik planların hayata geçirilmeye çalışıldığını kaydetti.
KADINLARIN “EN ACIKLI” DURUMU
Prof. Dr. Emel Doğramacı ise Atatürk'ün, Cumhuriyet ile birlikte, kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak gören anlayışı ortadan kaldırmak için çaba sarf ettiğini, bu amaçla bir dizi devrim ve reform yaptığını kaydetti.
Kadınların okuma yazma oranı, iş hayatını katılması gibi konularda yeterli olmasa da önemli aşamalar kaydedildiğini dile getiren Prof. Dr. Doğramacı, 1935'te yüzde 9.8 olan kadın okur-yazar oranının, 2004'te yüzde 90.1'e yükseldiğini söyledi.
Kadınlar açısından “en acıklı” durumun parlamenter sayısında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Doğramacı, 1935'te yüzde 4.6 olan kadın parlamenter oranının bir daha yakalanamadığını, son seçimlerde bu oranın yazda 4.3 olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Doğramacı, “Türkiye kadın parlamenter oranı bakımından 1935'te dünyada ilk 20 ülkesi arasındayken, 2006 yılında 123. sırada yer alıyor” diye konuştu.
ÖZAKMAN'IN SÖZLERİ
Yazar Turgut Özakman da “Cumhuriyet'in bir fantezi olarak ortaya konulmadığını”, Cumhuriyet sonrası yapılan devrimlerin ve düzenlemelerin milli mücadelenin zorunluluğunun ürünleri olduğunu söyledi.
Devrimlerin, “aşağılık duygusundan kıvranmak yerine Batı'nın, Avrupa'nın karşısında güçlü, gururlu durmak” için yapıldığını vurgulayan Özakman, “Milli Mücadele Avrupa'nın çirkin yüzüne, emperyalizme karşı yapılmıştır. Bugün kılıf değiştirmiş halde bunlar varsa, Milli Mücadele de var demektir, Milli Mücadele devam etmelidir” dedi.