Güncelleme Tarihi:
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğinde yürütülecek olan 'Afet Öncesinden Sonrasına Eğitim' projesinin tanıtım töreni Bakanlıkta gerçekleştirildi. Törene Bakan Tekin'in yanı sıra, UNICEF'in Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi ve Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki Arama ve Kurtarma Birimi (MEB AKUB) görevlileri katıldı.
'BU TÜR FELAKETLERLE SIK KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ'
Bakan Tekin, afetin sadece depremle sınırlı olmadığını, içerisinde insan kusuru ve insanın doğayı vahşice kullanmasından, sömürmesinden kaynaklanan etkileri olduğunu söyledi. Tekin, "Önümüzde, bizi bekleyen dönemde en büyük felaketlerden birisinin iz düşümünün, başlangıç noktasının çocukları yetiştirirken hırs küpü, vahşice yetiştirmek olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde konuşulması gereken en büyük felaketin bu olduğunu saptamak gerekiyor. Doğayı vahşice kullanmak beraberinde sel felaketlerini getiriyor, sel felaketlerinin arkasına bakıyorsunuz bir insan kusuru var. Ya imardan ya iskandan kusur var ya da iklim değişikliği, bunun arkasında da yine insanın içindeki hırs arzusu var. Dolayısıyla şunun altını çizmemiz gerekiyor; artık dünya bu tür felaketlerle çok sık karşı karşıya kalacak gibi duruyor" dedi.
'DÜNYADAN DAHA ADİL YARARLANACAĞIZ'
Tekin, önümüzdeki dönemde Bakanlık olarak çocukların eğitim öğretimi başta olmak üzere felaketlere insanın katkısını azaltmak için eğitim öğretim sürecini hazırlıklı tutacaklarını ve çocukları buna göre hazırlayacaklarını belirtti. Tekin, "Bunu yaptığımız zaman insanın sebep olduğu felaketlerin sayısını ve insanın sebep olduğu felaketlerde hayatını kaybedenlerin sayısını azaltmış olacağız. Daha insanca, daha adil bir şekilde dünyadan faydalanmış olacağız. Başlangıç noktası olarak burayı almamız gerekiyor. Karşısındakine, arkadaşına, dünyada yaşayan diğer insanlara saygılı, doğaya ve doğada yaşayan diğer canlılara saygılı, merhametli bireyler yetiştirerek başlamak lazım. Projenin iki boyutu var; biri, böyle bir felaketle karşı karşıya kaldığımızda nasıl bir davranış sergilemek gerekiyor, diğer ise neler yapılması gerekir. UNICEF’e bu değerli iş birliği için teşekkür ediyorum. Bu da UNICEF ile diğer çalışmalarımız gibi inşallah başarılı ve verimli bir çalışma olur" ifadelerini kullandı.
Tekin, Bakanlığın arama kurtarma çalışanlarına bugüne kadar doğal afetlerde aldıkları roller için tebriklerini iletti. 2 bin 490 personelden oluşan MEB AKUB’un 83 olan birim sayısını, bir yıl içerisinde 2 katına çıkarmayı, nitelik ve nicelik olarak da gelişimi hedeflendiği bildirildi. Öte yandan proje kapsamında Bakanlığın Afet ve Acil Durum Eylem Planının güncellendiği ve her kademede eğitim gören öğrencilerin afet farkındalıklarını geliştirmeye yönelik içerikler hazırlandığı açıklandı.
Konuşmaların ardından Bakan Tekin, UNICEF Türkiye Temsilcisi Marchi’ye çini tablo hediye etti.
'CİNNAH GENÇ YAZARLAR ÖDÜL TÖRENİ'NE KATILDI
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Bakanlıkta, Pakistan Büyükelçiliği iş birliğinde bu yıl 6'ncısı düzenlenen 'Cinnah Genç Yazarlar Ödül Töreni'ne katıldı. Pakistan Büyükelçisi Yusuf Cüneyd ile akademisyenler, yarışmacılar ve çok sayıda davetli de ödül töreninde yer aldı. 11 ve 12'nci sınıf öğrencilerinin kompozisyonlarıyla katıldığı yarışmanın bu seneki teması, '20'nci Yüzyılın İki Büyük Şairi: Muhammed İkbal ve Mehmet Akif' oldu. Yarışmada 1'nci olan İstanbul Alibeyköy Anadolu Lisesi öğrencisi Mustafa Mert Tokgöz'ün kompozisyonundan kesit okundu.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Müslüman dünyasının özgür ve haysiyetli duruşa ihtiyaç duyduğunu belirterek, "Umarım bizler de Cinnah ve Atatürk gibi bu dünyaya örnek olacak, haysiyetli duruşun vücut bulmuş hali olarak ülkemizi gelecek kuşaklarda temsil edecek gayreti gösteririz" dedi.
'İKİSİ DE AĞIR BEDELLER ÖDEDİ'
Yarışma temasının çok anlamlı olduğunu kaydeden Bakan Tekin, "İki ülkenin de vatan ve özgürlük şairleri olan iki önemli isim, bu yılın teması oldu. Hem Mehmet Akif hem de İkbal, dünyaca kabul görmüş iki Kur'an şairidir. İkisi de zulme, haksızlığa ve geri kalmışlığa karşı mücadele etti. İkisi de memleketlerinin hürriyetinin savunucusu oldukları için ağır bedeller ödedi. İki samimi Kur'an talebesi olan bu sanat adamları, bize sadece şiirlerini bırakarak ayrılmadı. Bize bir Müslüman duruşunu da miras bıraktı. Bu yılki yarışmanın teması da bu iki şair açısından düşünüldüğünde çok daha farklı bir anlam kazanıyor" ifadelerini kullandı.
'ALT KITADAKİ MÜSLÜMANLAR CİNNAH'A AYNI RUHLA BAKTI'
Pakistan Büyükelçisi Cüneyd, adını Pakistan'ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah'tan alan yarışmanın entelektüel gelişime olan bağlılıklarının temel nişanelerinden olduğunu belirterek, "Türk milletinin Mustafa Kemal Atatürk'e baktığı gibi Türk zaferinden ilham alan alt kıtadaki Müslümanlar da Cinnah'a aynı ruhla baktı. Cinnah'ın kendisi de onun devlet adamlığına, cesaretine, Türk liderliğinin öngörüsüne ve Türk milletinin yiğitliğine büyük hayranlık duyuyordu. Dolayısıyla her iki lider de Müslüman dünyasının özgürlük ve haysiyet arayışını temsil ediyordu" dedi.
Türkiye-Pakistan ilişkilerine değinen Cüneyd, "Her iki ülke de ulusal güvenliğin yanı sıra Keşmir ve Kıbrıs da dahil olmak üzere temel ulusal çıkarlarla ilgili konularda birbirlerine tutarlı ve net bir şekilde destek verdi. Aynı şekilde, her iki ülke de bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe ilişkin konularda yakın iş birliği içindedir. Ankara'daki Cinnah Caddesi'nden İslamabad'daki Atatürk Caddesi'ne kadar, her zaman sevgi ve dostluk bağlarıyla bağlıyız" diye konuştu.